ويكيبيديا

    "gelen bir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • قادم من
        
    • يأتي من
        
    • الذي يأتي
        
    • قادمه من
        
    • جاء من
        
    • الذي جاء
        
    • أصوات من
        
    • يسري في
        
    • موسيقية من
        
    • كان هناك رسالة
        
    • قادماً من
        
    Eğer onun Claw ülkesinden gelen bir belge olduğunu düşünürlerse ne olacak! Open Subtitles ماذا سيحصل إن اعتقدوا بأنه قادم من مدينة المخلب
    -Pekala, bu batıdan gelen bir patlama gibiydi; Open Subtitles يبدو بان الانفجار قادم من الغرب.. ربما من دينفر
    Viet Nam ile değil, tamamen kulaklıklarınızdan gelen bir gülümseme ile ilişkilendirmek. Open Subtitles الرابطة لن تتعلق بفييتنام، بل بضحكة، بابتسامة، كل هذا يأتي من سمّاعاتك.
    Dövüş Kulübü'ne ilk kez gelen bir herifin kıçı bir kurabiye hamuruydu. Open Subtitles أنت في نادي القتال شخص أخر غيرك وأنت خارجه الشخص الذي يأتي لنادي القتال للمره الأولي يكون ضعيفاً كالعجينه اللينه
    Cennetten gelen bir meyve gibiydi. Open Subtitles و كأنها فـاكهةٌ قادمه من مـدينة عـدن بـذاتها.
    Benim favori örneğim geçen seçimlerden önceki Cumhuriyetçi bir tartışma sırasında seyircilerden gelen bir soru. TED ومثالي المفضل على هذا هو سؤال جاء من مستمعة في مناظرة الجمهوريين قبل الانتخابات الأخيرة.
    Bu bize bir silah taşıyarak değil onun yerine bir çanta dolusu hukuk kitabı taşıyarak gelen bir adam. Open Subtitles فهو الرجل الذي جاء إلينا لا لتعبئة بندقية، ولكن بدلا من ذلك تحمل كيس من كتب القانون.
    Çünkü sen koşuyorsun bir geçitte koşuyorsun, uzaktan gelen bir sese doğru çekiliyorsun. Open Subtitles لأنّكِتجرين.. تجرين خلال دهليز .. تجذب إنتباهك أصوات من بعيد ..
    Evet, sanırım aileden gelen bir şey. Open Subtitles أجل, يبدو أن هذا يسري في العائلة
    -Pekala, bu batıdan gelen bir patlama gibiydi; Open Subtitles يبدو بان الانفجار قادم من الغرب. ربما من مدينة دينفر
    Pekala, bu batıdan Denver tarafından gelen bir patlama gibi. Open Subtitles حسنا , يبدو بان الانفجار قادم من الغرب .. ربما من دينفر
    Burada düz bir zaman çizgisinde ilerlemek yerine merkezden dışarı gelen bir evrim görüyoruz. TED و لدينا هنا نظرة لإتجاه التطور بدلا من التطور نفسه بالنظر للوقت كخط زمني ، نجد أنه يأتي من المركز.
    En iyisini yapmaktan ve çalışırken akışa sahip olmaktan gelen bir tür tutku bu. TED إنه نوع من العاطفة يأتي من فعل أفضل ما يمكن وأن تسير الأمور بتدفق عندما تعمل
    Fakat bir de ayrıca, başkalarının hizmetinde geçirilen yıllardan gelen bir kibir var. Open Subtitles غرور الذي يأتي من الزهو بالدنيا، لكن هناك بعض الرجال من يزهو بخدمة البلاد
    Bu tip yerlere gelen bir adam değilim. Ahmağın biriyim. Open Subtitles لست النوع من الرجال الذي يأتي إلى هذه الأماكن، أنا أحمق
    Dışarıdan gelen bir ses duyuyorum. Open Subtitles اني اسمع .اصوات قادمه من الخارج
    Çorabının teki için Hindistan'dan gelen bir mihrace vardı. Open Subtitles كان هناك مهراجا جاء من الهند لطلب أحد جواربها الحريرية الطويلة.
    'Bu sabah gelen bir kayıtla ilgilenebilirsin.' Open Subtitles أنت تشير إلى تقرير' الذي جاء في هذا الصباح.
    Sesler ne sesi? "Uzaktan gelen bir sese doğru çekiliyorsun" dedin. Open Subtitles ما هي تلك الأصوات؟ لقد قلت: "تجذب إنتباهي أصوات من بعيد"
    Aileden gelen bir şey diyelim. Anladın mı? Open Subtitles لنقول فقط ذلك يسري في العائلة.
    Bildiğim kadarıyla iş yerime geldim ve şehir dışından gelen bir grup elinde silahla odaya kitlenmişti. Open Subtitles كل ما أعرفه هو أنّني أتيت لمكان عملي ووجدت فرقة موسيقية من خارج المدينة محبوسين في غرفة ومعهم سلاح غير مسجّل
    Chicago'daki Pinkerton Dedektiflikte çalışan arkadaşlarından iki sene önce gelen bir telgraf, aklımı karıştırdı. Open Subtitles و ما يحيرني أنه قبل سنتين كان هناك رسالة من أخوتك في وكالة بينكرتون من شيكاغو
    Eğer bir hayvan sol tarafından gelen bir yırtıcı görürse, sağa kaçması en iyi kaçış olacaktır. TED إذا رأى حيوانٌ ما مفترساً قادماً من يساره، فمن الأفضل أن يهرب باتجاه اليمين.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد