Rollerini kabullenen ve performansını geliştirmek için çalışanlar şahsını büyütür, değiştirir ve geliştirir. | TED | وأن أؤلئك الذين احتضنوا أدوارهم وعملوا على تحسين أدائهم نموا وتغيروا ووسّعوا ذاتهم. |
Ama bunu insanların hayatlarını ve refahlarını geliştirmek için yapıyorum. | TED | وذلك في الغالب من أجل تحسين حياة الناس ورفاهية عيشهم. |
Bu yüzden bu tam öğretmen geribildirim ve gelişim sistemini geliştirmek kolay olmayacak. | TED | لدى فبناء نظام تقييم ذاتي متكامل ونظام تطوير للمدرس لن يكون بالأمر اليسير. |
İşte Bahamalar'da böyle bir arayüz geliştirmek istiyoruz, fakat daha doğal bir düzenlemeyle. | TED | لذلك أردنا تطوير واجهةٍ مثل هذه التي في الباهاما، لكن بطريقةٍ أكثر طبيعية. |
Diğer bilim adamları gibi herkesin hayat kalitesini geliştirmek için çok çalışıyordu. | Open Subtitles | مثل كل أبحاثنا انها تؤدي ما في وسعها لتحسين حياة جميع البشر |
Dinlemenizin kalitesini geliştirmek için harika bir egzersiz. | TED | انه تمرين رائع لكي تحسن من قدرتك على الاستماع |
Bu nedenle önümüzdeki yıllarda, ben ve öğrencilerim bir proje geliştirmek üzere çalışacağız. | TED | لهذا فأنه خلال السنتين الأخيرتين, قمت مع الطلاب بتطوير طريقة ما. |
Katılım göstermek istediğimiz dünyayı geliştirmek için mücadeleye devam edeceğiz. | Open Subtitles | سنقاتل من أجل تحسين العالم الذي نتمني أن ننضم له |
Bu yüzden bilinçli dinlemenizi geliştirmek için, yanınızda götürebileceğiniz beş basit egzersizi veya aracı sizinle paylaşmak isterim. Ne dersiniz? | TED | لذا أريد ان اتشارك معكم بخمسة تمارين أو أدوات يمكنكم ان تستخدموها من اجل تحسين الانصات الواعي هل تريدون هذا ؟ |
Suudi Arabistan bugün kadın haklarını geliştirmek için küçük adımlar atıyor. | TED | السعودية هذه الأيام تأخذ خطوات صغيرة نحو تحسين حقوق المرأة. |
Şirketim 10 yıldır o radar sistemini geliştirmek için çalışıyor. | Open Subtitles | شركتي قضت آخر عشر سنوات في تطوير ذلك نظام الرادار. |
Eğer tek amaçları ilacı geliştirmek olsaydı bunlara ihtiyaçları olmazdı. | Open Subtitles | ،إذا كان هدفهم تطوير المخدراتِ فقط فلا حاجة لفعلِ ذلك |
Şu andan itibaren bu teknolojiyi geliştirmek, birinci önceliğin olacak. | Open Subtitles | من الآن وصاعدا , تطوير هذه التقنية هي أولويتك الأولى |
Yerel ekonomik dengeyi geliştirmek için... ...kuvvetli bir altyapı ve yerel işyerleri kuran... ...milli bir iş modeli hayal edin. | TED | وتصور نموذج أعمال وطنية يخلق فرص عمل محلية ومشاريع بنية تحتية ذكية لتحسين الاستقرار الاقتصادي المحلي. |
Ve bugün dünya çapında bulut sağlayıcıları, bankalar ve devlet kuruluşlarında güvenliği geliştirmek için kullanılıyor. | TED | ويتم استعماله اليوم لتحسين الحالة الأمنية لدى مقدمي الخدمات السحابية، الأبناك، والوكالات الحكومية عبر العالم. |
bize yeni kapılar açar, kendimizi geliştirmek ve hayatımızı düzene sokmak adına. | TED | يفتح احتمالات كثيرة للتطبيقيات التي يمكنها أن تحسن حياتنا وأنفسنا. |
Biliyor musun? Eğer aptallık yapmayıp bu yeteneğini geliştirmek isteseydin çok kolay bir şekilde üniversiteye gidebilirdin. | Open Subtitles | و لو لم تكوني حمقاء و قمتي بتطوير هذه الموهبه |
Kılavuzlarımızla ilişkilerimizi geliştirmek için yıllar harcadık, ki onları koruyabilelim. | Open Subtitles | نحن نمكث عدة سنوات لتطوير علاقاتنا بالمرشدين وهكذا نستطيع حمايتك |
Var olan şehrin haritasını çıkardılar, geliştirmek istedikleri bölgeyi boş bıraktılar ve haritayı paylaştılar. | TED | صنعوا خريطة للمدينة الحالية، تركوا المنطقة التي يريدون تطويرها فارغة وشاركوا هذه الخريطة. |
Bu bir bağlantıydı, Tanzanya'da Afrika'nın ilk teletıp merkezini geliştirmek isteyen biriyle bir toplantı. | TED | كانت هذه وصلة، لقاء مع شخص يود أن يطور أول عيادة أفريقية تطبيبية عن بعد، في تنزانيا |
Bunu yapmak çok büyük bir emek gerektirdi, verileri toplamak, algoritmaları geliştirmek, bütün bu yazılımı yapmak. | TED | لقد قاموا بمجهود كبير جداً بجمع المعلومات .. وتطوير الخوارزميات وكتابة البرامج |
RD: Bizim sorumluluğumuz bunun için teknoloji geliştirmek. | TED | حسناً، إن مسؤوليتنا هي أن نطور تقنية طيرانها. |
Hayat kurtarmak, çocukları eğitmek, ekonomileri geliştirmek, ve daha fazlası neredeyse imkansız hale gelmiştir. | TED | ويصبح شبه مستحيل إنقاذ الأرواح، تعليم الأطفال، تنمية الإقتصاد، أي شئ. |
geliştirmek için çok pratik yapman lazım. | Open Subtitles | يجب أن تتمرني كثيراً كي تتحسني |
Eğer işin için bir yazılım kullanıyorsan... kopyalarını dağıtmak ya da başkalarıyla paylaşmak... geliştirmek ve dağıtmak işlerini yaparlar. | Open Subtitles | .اذا كنت تستخدم برنامج لاعمالك .وتوزيع النسخ للمشاركة معه الآخرين .والقيام بالتحسينات ونشرها |
Ömrümü, gücümü geliştirmek ve psikolojik suiistimallerde ustalaşmak için harcadım. | Open Subtitles | قضيتُ عمري أطور قدراتي وأُتقن التلاعب بالجسد |
Benim takımım ve ben bir sonraki nesil güvenlik ürünlerinde bu mevcut teknoloji geliştirmek için başlıca üniversiteler ve savunma sektörüyle işbirliği yapıyoruz. | TED | أنا وفريقي الآن نتعاون مع جامعات رائدة وقسم الدفاع لتنمية هذه التقنية المشوقة للجيل القادم من منتجات الأمن. |