O değerli silahlar gelir gelmez... Candelas ve Atienza' ya da saldıracağız. | Open Subtitles | بمجرد وصول تلك الأسلحة الجديدة الباهظة الثمن سنهاجم كانديلاز و أتييتزا أيضاً |
Kız yarın gelir gelmez sizi aramasını söyleyeceğim ve onu sana devredeceğiz. | Open Subtitles | بمجرد أن تصل الفتاة غداً سأطلب منها جمع تلك المعلومة وسنقدمها لك |
Mesajın herbir kısmını gelir gelmez şifreletip, hazırlamalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نعد له ليكون عندنا كل أجزاء الرسالة ونترجمها حالما تصل إلينا |
- Bay Thomas, sürünüzü yarın Brackettville'den uzmanlarımız gelir gelmez seçeriz. | Open Subtitles | سنقوم بأختبار قطيعك غدا، سيد, توماس حالما يصل المختصون من براكيتفيل |
bugün Lucknow'dan gelecek... ve gelir gelmez sana uğrayacak. | Open Subtitles | سوف يَصِلُ مِنْ لكنو اليوم و سيأتي لمُقَابَلَتك حالما يأتي |
Sahibin aklı başına gelir gelmez, yine horoz dövüşlerine başlarız. | Open Subtitles | حالما يعود السيد لرشده ، سنبدأ بمصارعة الديكة من جديد |
Bir din adaminin oglu olan Montgomery, gelir gelmez, kati kurallari ve disiplini dayatan yeni bir program emretmistir. | Open Subtitles | حينما وصل موتجومرى وهو ابن رجل الدين فرض مجموعه جديده من القوانين و التعليمات الصارمه |
Dr. Poe olay yerinden aradı ve gelir gelmez torbala, dedi. | Open Subtitles | حسنا دكتور بو إتصل بي من مسرح الجريمة وقال لو لم يتم وضع الكيس هناك إذا على وضع الكيس على اليد عندما يصل |
Bugün bir maçım var, Avukat Choi gelir gelmez gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | هناك مباراة اليوم، لذا علي أن أذهب بمجرد وصول المحامي شوي. |
Biliyorsun, kalp cerrahı hazırda bekliyor stent gelir gelmez seni ameliyata alacağız. | Open Subtitles | نحن علي أهبة الاستعداد لجراحة القلب، وسنقوم بها، بمجرد وصول الدعامة القلبية، |
Yeni sayı tahtası gelir gelmez bana haber verecektin. | Open Subtitles | كان يجب أن تتصل بمجرد وصول لوحة النتائج الجديدة |
Mahkemeden gelir gelmez Brogan-Moore'u burada görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أرى بروجان مور هنا بمجرد أن يخرج من المحكمة |
Annen uzun zamandır uzaktaydı ve gelir gelmez seni görmek istiyor. | Open Subtitles | أمك كانت مسافرة ومن المحتمل أنها فقط تريد أن تراك بمجرد أن تعود |
Amerika'dan sonuçlar gelir gelmez... o piçin yakasına yapışacağız. | Open Subtitles | حالما تصل النتيجة من أمريكا ننتظر حتى نضع أيدينا على ذلك السافل |
Hayır, hayır, seni temin ederim Gemma gelir gelmez onu karşıma alıp ciddi ciddi konuş... | Open Subtitles | لا، لا، لا، أؤكد لك حالما تصل جيما لدي نية الحديث بحزم معها |
Homer, buraya gelir gelmez, ilk evlilik danışmanlığı seansına başlayacağız. | Open Subtitles | سوف نبدأ أول جلسة استشارية حالما يصل هومر إلى هنا |
Her an bekliyoruz. gelir gelmez söylerim. | Open Subtitles | اننى اتوقع حضوره فى اى دقيقة, سأخبره حالما يصل, |
Hadi bana ne istediğini söyle, aklına gelir gelmez. | Open Subtitles | أخبرني بما تريد حالما يأتي في خاطرك |
Komşular gelir gelmez canım seni aldıracağım. | Open Subtitles | حالما يعود الجار سأخبره ان يأخذك الى هناك |
Amerika'ya gelir gelmez burada çalışmaya başlamıştı. | Open Subtitles | بدأ العمل هنا حينما وصل إلى الولايات المتحدة. |
Eve gelir gelmez yüzündeki gülümseme düşerdi. | Open Subtitles | تختفي الإبتسامة عندما يصل إلى المنزل. |
Eve gelir gelmez her şeyi detaylarıyla anlatırım. | Open Subtitles | سأخبرك بالتفاصيل حالما أصل للمنزل أنا في طريقي للمنزل، حسناً |
Çünkü eve gelir gelmez seni uyandıracağım. | Open Subtitles | لأنّني سأوقظكِ حالما أعود للمنزل |
Bağlantımız gelir gelmez, Sean Glass'ı tahliye edecek bir kurtarma görevi oluşturdum. | Open Subtitles | "لقد خوّلت مهمة إنقاذ لإخلاء "شون جلاس حالما نستعيد الإتصلات |
Ailem buraya gelir gelmez taşı alacaksınız. | Open Subtitles | ستحصل على الماسة بمجرد ان تكون عائلتي هنا |
Bu nedenle gelir gelmez onu ziyarete gitmelisiniz. Ziyaretine gitmek mi? Hayır. | Open Subtitles | ـ ولهذا عليك القيام بزيارته بمجرد قدومه لا,لا لست أرى مناسبة لذلك |
Helikopter gelir gelmez beni ispiyonlayacak. | Open Subtitles | بمجرد أن المروحية تصل إلى هنا , هي ستُبلغني |