Hapisten çıktığımda Stringtown'a beni karşılamaya gelmediğine kızmadım ama en azından buraya geri geleceğim için hazırlıklı olabilirdin. | Open Subtitles | لست غاضباً أنكِ لم تأتي لإستقبالي عندما خرجت، لكن أقله كان عليكِ الإستعداد لإستقبالي هنا |
Kurşun çalılıktan gelmediğine göre, restorandan gelmiş olmalı. | Open Subtitles | وإذا لم تأتي الطلقة من الشجر فهذا يعني بأنها ستأتي من المطعم |
Daha önce buraya gelmediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني التصديق أنك لم تأتي هنا من قبل. |
Daha önce buraya gelmediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصديق أنكِ لم تأتي إلى هُنا من قبل |
bize doğru gelmediğine göre nereye gidiyor? | Open Subtitles | إذا لم تأتي إلينا إلي أين ستذهب؟ |
Daha iyi bir fikirle gelmediğine eminim. | Open Subtitles | أنت لم تأتي بفكرة أفضل من هذه |
gelmediğine çok şaşırdım. | Open Subtitles | أنا مندهش أنها لم تأتي |
Bu kadar yolu sırf içki içmek için gelmediğine eminim Morgause. | Open Subtitles | انا على يقين انك لم تأتي كل هذه المسافة (فقط لكي تشربي (مورغانا |
Evet ama Hannah'ın gelmediğine inanamıyorum sadece. | Open Subtitles | اجل.. لكن لايسعني التصديق بأن (هانا) لم تأتي بعد |
Nola'nın bugün gelmediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | انا لا استطيع التصديق ان (نولة) لم تأتي الليلة |