Bak. Buraya tartışmaya gelmedim! Herkesin can yeleğini giymesini istiyorum! | Open Subtitles | لست هنا للدخول في نقاش اريد من الجميع ارتدات ستراتهم |
Bay Young, ben buraya sizin fantezilerinizi tatmin etmek için gelmedim. | Open Subtitles | سيد ينج ، انا لست هنا لأشباع أى رغبات جنسية لديك |
Eski bir dostun desteğini görmek çok güzel. Seni desteklemeye gelmedim. | Open Subtitles | ـ من الجميل ان ترى صديق يساندك ـ لم آتي لأساندك |
Maalesef parti daveti için gelmedim. Sizden bir şey rica edeceğim. | Open Subtitles | ,للأسف هذه ليست مجرد زيارة اجتماعية .جئت كي اطلب منك معروفاً |
Ben buraya yardım dilenmeye gelmedim... param yetmiyosa, başka yere de gitmesini bilirim. | Open Subtitles | أنا لم آت هنا من أجل إطراء وإن كانت نقودي لا تكفي لك يمكنني أن أذهب لأي مكان آخر |
Her şeyi yanlış anlamışsın. Sana acıdığım için gelmedim buraya. | Open Subtitles | لقد فهمتِ ذلك بنحو خاطئ، لستُ هنا لكوني أشفق عليك |
Ben buraya hiç gelmedim, hiç konuşmadık. Kendinize iyi bakın. | Open Subtitles | ثلاثة عشر ألفاً، وكأنني لم آتِ إلى هنا ولم نتكلم |
- Ona dokunamazsın, Hobbs. - Buraya birini zorla götürmeye gelmedim. | Open Subtitles | ــ لن تلمس منزلنا ــ أنا لست هنا لتهديد أي أحد |
Ev görmeye gelmedim. Norma Desmond'a ne olmuş? | Open Subtitles | لم أتي هنا لرؤية المنزل ماذا عن نورما ديزموند ؟ |
Bay Young, Ben buraya sizin fantezilerinizi tatmin etmek için gelmedim. | Open Subtitles | سيد ينج ، انا لست هنا لاشباع اى رغبات جنسيه لديك |
Tanrım, üzgünüm. Şikayet etmek istemiyorum. Kötü sözler söylemek için gelmedim. | Open Subtitles | رباه، أنا آسفة، لا أريد أن أتذمر لست هنا لأقسو عليك |
Sonra İngiliz'e, ben buraya çelik fabrikasında çalışmaya gelmedim dedim. | Open Subtitles | ولقد اخبرت الانجليز اني لست هنا للعمل بحقل صناعه الصلب |
Doğruyu söylemek gerekirse, ben buraya duvar resimlerine bakmaya gelmedim. | Open Subtitles | لأصدقك القول ، لم آتي إلى هنا لأشاهد اللوحات الزيتية |
Muhtemelen hiçbir zaman istemiyorsun ama buraya sorun çıkarmaya gelmedim. | Open Subtitles | وربما إلى الأبد ولكنني لم آتي هنا كي أسبب المتاعب |
Buraya kan dökmeye gelmedim, ama iş oraya varırsa, hazırım. | Open Subtitles | لم آتي هنا لأحقاد عرقية لكن لو حصل أنا مستعد |
Bu gece buraya sadece boğayla kapışmak için gelmedim. Seni görmek ve hoşçakal demek istedim. | Open Subtitles | لم أحضر إلى هنا الليلة لكى أُصَارع الثور جئت لآراكي وأودعك |
Buraya trenler hakkında maval dinlemeye gelmedim. | Open Subtitles | لم آت الى هنا لأستمع اليك و انت تثرثر عن القطارات |
Bak şef. Buraya seninle barış çubuğu hakkında konuşmaya gelmedim, tamam mı? | Open Subtitles | أسمع , أنا لستُ هنا كي أتجادل معك بشأن الإنتمائات , حسناً ؟ |
Buraya daha önce hiç gelmedim. Ayrıca neden böyle bir şey yapayım? | Open Subtitles | لم آتِ إلى هنـا مسبقاً ، ولِمَ قد أفعل ذلكَ أصلاً ؟ |
- Ben sadece senin başladığını bitirdim. - Ben buraya öldürmeye gelmedim. | Open Subtitles | ــ أنا فقط أنهيت ما بدأته أنت ــ أنا لست هنا لقتل |
Bu doğru Harvey, ama Delaware'den buraya kadar çizgi romanlardan bahsetmeye gelmedim. | Open Subtitles | ذلك حقيقي، هارفي لكن لم أتي طول الطّريق من ديلوار للتحدّث عن المجلات الهزلية. |
Ben bu yüzden gelmedim. Onlar bu yüzden geldi, bense hayır. | Open Subtitles | أنا لم أحضر هنا من أجل المال هم جاءوا من أجله |
Buraya Kuzeydoğulu ukala bir piçten nutuk dinlemeye gelmedim ben. | Open Subtitles | أنا لم أجئ لأحَاضر من قبل صغير مغرور من المنظقة الشّمالية الشّرقيّة |
Sorun değil. Onun için gelmedim. Sana yeni bir fırsat sunmak için buradayım. | Open Subtitles | لا بأس، ليس هذا سبب مجيئي إلى هنا، جئتُ لأعرض عليكَ فرصة جديدة |