Çok gençsin. Yaşayacak çok şeyin var ve şu olduğun yere bak... | Open Subtitles | أنتِ صغيرة جداً، وأمامك الكثير من الوقت لتعيشين، أين أنتِ بحقّ الجحيم؟ |
Binlerce insana göre sen istediğin kadar gençsin. | Open Subtitles | أنت بالنسبة لآلاف الأشخاص صغيرة في السن كما تريدي. |
Ama dedi ki, ''Sen çok gençsin ve geleceğin için çabalamıyorsun.'' | TED | لكنها قالت: "أنت صغير جداً كما أنك لا تفكر في مستقبلك." |
Sen de sahtekar ve pohpohçu olmak için fazla gençsin. | Open Subtitles | وأعتقد أنك إلى حدٍ بعيد صغير لِكي تَكُونَ مثل هذا المتزلّفِ المخادعِ. |
Sen gençsin, güzelsin ve kahretsin Cuma gecesi dışarı çıkıyoruz ve söylediğim her şeyi yapıyoruz ve hayatının en güzel doğum gününü geçireceksin. | Open Subtitles | مهلا، أنت شابة وجميلة، ولعنة، نخرج ليلة الجمعة ونحن سوف تفعل كل ما قلته نحن ستفعل، |
Hadi ama, gençsin, zenginsin ve kadınları azdıran bir yüzün var. | Open Subtitles | بربك، أنت شاب ، أنت ثري و وجهك يعطي المرأة إنتصاب |
Tamam da, buralarda dolaşma ufaklık. Daha çok gençsin. | Open Subtitles | لكن لا تذهب لشنقك هناك، فأنت صغيراً جداً |
Ne kadar gençsin, bense o kadar yaşlıyım ki. | Open Subtitles | انت تبدو شاباً وانا اشعر اني اصبحت كبير فى السن |
- Sanırım burada bir ömür kalabilirim. - Hayır! Bunun için çok gençsin. | Open Subtitles | أعتقد أننى يمكن أن أمكث هنا للأبد لا ، أنت صغيرة جداً على ذلك |
Çocuk suçlu olabilmek için yaşlı,kaşarlanmış suçlu olabilmek için de gençsin. | Open Subtitles | كبيرة جداْ لحدث عارض صغيرة جداْ لمجرمة صلبة |
Kızım, gurur ölümcül bir günahtır ve sen ölmek için çok gençsin. | Open Subtitles | أيها الفتاة ، الكبرياء خطيئة مميتة و أنت صغيرة لتموتي |
Hem gençsin, hem klasın yok, hem de hareketlerine çeki düzen vermelisin. | Open Subtitles | لا اريد معرفة شباب مثلك انت صغير جدا ، بدون مركز اجتماعي ، و ليس لديك شئ واحد |
Bunu düşünmek için çok gençsin. | Open Subtitles | أنت صغير جداً على التفكيرِ فى مثلِ هذه الأشياء |
Sen çok gençsin ve çok safsın. | Open Subtitles | حسناً، أنت صغير جداً يا صديقي وبريء جداً. |
Makyaj seti benim için kullanışsız ve sen daha çok gençsin. | Open Subtitles | وعلبة المكياج ليست مفيدة لي فأنا لم أعد شابة |
gençsin ve hoşsun birisi üzerine işediğinde fark edecek kadar uyanıksın. | Open Subtitles | أنت شابة و جميلة ومتنبّهة كفاية لكي تستيقظي إن بال أحد عليك |
Daha çok gençsin. Zengin olmak için daha çok zamanın var. | Open Subtitles | أنت شاب , لديك ما يكفى من الوقت لتجمع ثلاث أو أربع ثروات |
Yakışıklı bir gençsin. Birçok fırsatın olmuştur. | Open Subtitles | أنت شاب صغير وسيم لا بدَّ وأنْه كَانَ لديك العديد مِنْ الفرصِ |
Sen içemezsin, çok gençsin. | Open Subtitles | ولا يمكنك الحصول على اي منها فأنت صغيراً جداً |
John, hala gençsin, iş ve arkadaş bulup aile kurabilirsin. | Open Subtitles | لا زلت شاباً يا جون ، ويمكنك الحصول على عمل وتكوين صداقات وتأسيس عائلة |
O zengin ve çekici olabilir ama sen kendini borsada bir hisse gibi sattırmak için gençsin. | Open Subtitles | ومع ذلك فهو غنى وجذاب. ..انت ما ذلتى صغيره على ان يعاملك شخص كالمعتوهه.. |
Ama daha çok gençsin Böyle bir eğlence aramak için | Open Subtitles | ولكنك تبدو صغيرا جدا لتبحث عن هذا النوع من المتعه |
Ses tonu üzerinde biraz çalışmalısın, ama umut vadeden bir gençsin. | Open Subtitles | عليك أن تحسّن نبرتك قليلاً ولكن لديك حضور يافع |
Sen gençsin.Eminim sen büyüdüğün zaman benden daha cesur birisiyle bile karşılaşırsın. | Open Subtitles | أنت يافعة, أنا متأكد أنك ستقابلين رجالاً أشجع مني عندما تكبرين |
Hiç böbürlenme. Buradasın, gençsin. | Open Subtitles | لا تكن مغرورا انت هنا ، انت شابا |
Sen gençsin. Ben yaşlıyım. Kim görecek ki? | TED | أنت شابّة أنا عجوز من سيذهب ليراها ؟ |
Üzülme Ralph. Sen çok gençsin o da çok Walter. | Open Subtitles | لا تقلق يا رالف , أنت ما تزال يافعاً وهو يشبه الكثير من والتر |
Çok gençsin. Okulda olman gerekiyor senin. | Open Subtitles | أنت يافعٌ جداً، يجب أن تكون في المدرسة الآن |
Çok gençsin. | Open Subtitles | أنتِ صغيرةٌ جداً |