Soruşturma memurları gerçek suçluları kovalardı. | Open Subtitles | وارنت كان يطارد المجرمين الحقيقين |
Savcılık hapishanede yer işgal etmeni veya bu durumda sistemi tıkayıp onlardan gerçek suçluları yargılama zamanını çalmanı istemiyor. | Open Subtitles | المدعي العام لا يرغب أن يتسبب باكتظاظ المساجين أو أن تبقى هذه القضية عالقةٌ في سجل المحكمة وتبقيهم بعيدين عن جرائم المجرمين الحقيقين |
"Çünkü gerçek suçluları yakalamaktan daha kolay diye mi?" diye sordum. | Open Subtitles | "لأنه أسهل من تعقب المجرمين الحقيقين" |
Colby'nin ilgisini yeniden doğrulamak da olsa gerçek suçluları bulmak da olsa. | Open Subtitles | سواء كانت بإثبات تورط (كولبي) أو إيجاد المجرمين الحقيقين |