Yaptığın gerçekten hoş ama onları tanımıyoruz bile. | Open Subtitles | هذا لطيف حقا , لكنك لا تعرفيهم حتى |
Hayır, bu gerçekten hoş. | Open Subtitles | لا ، هذا لطيف حقا.. |
Sen gerçekten hoş bir şey yapmaya çalışıyordun ve ben her şeyi batırdım. | Open Subtitles | فهمت . انت قمت بشيئ لطيف حقا - وانا افسدته . |
- Wow, bu gerçekten hoş. - Sen iyi misin? . | Open Subtitles | رائع , هذا لطيف حقاً , شكراً لك - هل أنتِ بخير؟ |
- gerçekten hoş, Ash. | Open Subtitles | ذلك لطيف حقاً ماذا وجدت ؟ |
gerçekten hoş birisi. | Open Subtitles | إنها لطيفة جداً. |
O gerçekten hoş biri. | Open Subtitles | إنها لطيفة جداً حقاً ؟ |
gerçekten hoş görünüyor. | Open Subtitles | لقد اتممت عملك على احسن وجه |
- Çocuk gerçekten hoş. | Open Subtitles | الرجل هو لطيف حقا! |
- gerçekten hoş birisin. | Open Subtitles | أنت رجل لطيف حقا... |
gerçekten hoş. | Open Subtitles | لطيف حقا |
- gerçekten hoş. | Open Subtitles | لطيف حقا |
- gerçekten hoş. | Open Subtitles | - لطيف حقا |
Bu gerçekten hoş bir yer. | Open Subtitles | هذا مكان لطيف حقاً |
gerçekten hoş görünümlü deri bir ceket. | Open Subtitles | هذا لطيف حقاً سترة جلدية |
Bu gerçekten hoş. | Open Subtitles | ذلك لطيف حقاً |
gerçekten hoş biri. | Open Subtitles | أنه لطيف حقاً |
Bak, gerçekten hoş bir kız. | Open Subtitles | إنظروا، هي بنت لطيفة جداً. |
gerçekten hoş birine benziyor. Çok hoş. | Open Subtitles | انها تبدو لطيفة - لطيفة جداً - |
gerçekten hoş görünüyor. İyi iş çıkardın. | Open Subtitles | لقد اتممت عملك على احسن وجه |