Gerçi bir kız için abisinin olması çok iyi olurdu. | Open Subtitles | على الرغم انه من الجميل أن يكون للفتاة أخ أكبر |
Gerçi çıplak olduğumuzu düşünürsek, pek de iki erkek kardeşe benzemiyoruz, değil mi? | Open Subtitles | على الرغم من اننا عرايا بهذا الشكل لا اظن اننا نشبه الاخوان بتتاتا? |
Bunun suçlusu kahve de olabilir, Gerçi kafe çikolatalı naneli kahve servis etmiyor. | Open Subtitles | الجاني قد يكون القهوة أيضاً رغم أن الكافيه لا يقدم قهوة شوكولاتة النعناع |
Onur duydum, efendim, ve sizinle tanışmak bir şeref, Bay Poirot, Gerçi sizi burada ilgilendirecek pek fazla bir şey olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | انه لشرف لنا يا سيدى وهو شرف ايضا ان اقابلك سيد بوارو رغم اننى لا اجد الكثير مما قد يثير اهتمامك هنا |
Gerçi, insanların gerçekten istediği ürünlerden işe başlayarak bu kopukluğu çözmek esasen mümkün. | TED | بالرغم من ذلك، يمكن سد هذه الفجوة، بدءا بالمنتجات التي يريدها الناس فعلاً. |
Gerçi doğru anladıysam siz bir çeşit okula gittiğinizi söylemiştiniz. | Open Subtitles | بالرغم من انك قلتِ انك ذهبت الى بعض المدارس الحقيقية |
- Gerçi nasıl olduysa doğru dürüst biri oluverdin. - Şaşırtıcı... | Open Subtitles | على الرغم أنّكِ تمكّنتِ أن تصبحي فتاة صالحة على أيّ حال |
Senin de imzan olmadan işlem yapılmaması protokol gereği Gerçi ama... | Open Subtitles | على الرغم أنّه ليس البروتوكول المتّبع لنمضي قدماً من دون توقيعكِ، |
Gerçi buralarda tek bir tane bile balık avlamaya değecek yer yok. | Open Subtitles | على الرغم أنّه لايوجد مايستحق من الأسماك . بأي مكانٍ بالقرب منها |
Gerçi bu sistemlerle ilgili en çok düşündüğüm şey de şu ki umarım anlatabilmişimdir, bu olay YouTube ile ilgili değil. | TED | الأمر هو أنه، على الرغم من أنني أفكر كثيرا في هذه الأنظمة، ليس فقط عن اليوتيوب كما آمل أني قد شرحت ذلك. |
Gerçi her sabah yoklama sırasında birbirlerini görmektedirler. | TED | على الرغم من أنهم يستطيعون رؤية بعضهم البعض عند القيام بعدهم عند الصباح |
İlk şunu söylemem gerekiyor, cinsel ilişki ile alakalı, Gerçi belki zamanım olmaz. | TED | يجب عليّ التحدث قبل الخوض بهذه النقطة بأمر يخصّ الاتصال الجنسيّ على الرغم من أنّي أفتقر للوقت الكافي. |
Gerçi siz, saygıdeğer bayan, morgdan çok menopoza daha yakınsınız. | Open Subtitles | رغم أنك يا سيدتي العزيزة، ما زلت في ريعان شبابك |
Gerçi karşılığında ne tür yeni işkenceler yapacaklarını düşünmekten iğreniyorum. | Open Subtitles | رغم أنني أكره تصور ما يستحضره التعذيب الحديث لنفقات الدفع |
Bir terapiste ihtiyaçları olduğundan değil, bazen öyle de olabiliyor Gerçi ama asıl sebep öfkenin evrensel olması. | TED | وهذا ليس لأنهم بحاجة إلى طبيب نفسي، رغم أنه يحدث أحياناً، هذا لأن الغضب منتشر. |
Gerçi bazan senin... senin muhakemen pek iyi değil. | Open Subtitles | رغم أنه أحياناً أحكامك على الآخرين ليست جيدة |
Gerçi traş olmayı unuttuğu günlerde ayırt etmek zor oluyor. | Open Subtitles | بالرغم من أنّه يصعب التمييز بينكما حينما ينسي أن يحلق. |
Gerçi taşaklarımın yanında, olduğundan daha ufak duruyor ama göz aldanması işte n'aparsın. | Open Subtitles | ..بالرغم من انه يبدو صغيراً أمام خصيتاي لكنه بالواقع ليس إلا خدعة بصرية |
Eh, deniyorum. Gerçi bebekten sonra ne olacağını hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | بالرغم انني لا يمكنني تخيل ما سيحدث بعد أن يولد الطفل |
Ne arkadaşı ne de ailesi var gibi görünüyor Gerçi. | Open Subtitles | مع ذلك لا يبدو انها تملك عائلة او أية اصدقاء |
Bu harika. Gerçi, bir çocuk üç ayda pek bir şey öğrenemez. | Open Subtitles | يبدو عظيماً، برغم أن الطفل لا يتعلم الكثير في ثلاثة أشهر فقط |
Gerçi onu durdurmaya çalıştım ama kimse nasıl olduğunu söylememişti. | Open Subtitles | ورغم ذلك حاولنا ايقافها لا أحد أخبرني كيف ذلك |
Ve bu beni, değişimle baş edebilir, hatta değişimi kucaklayabilir biri yaptı. Gerçi hâlâ çok inatçı olduğum da söyleniyor. | TED | وهذا جعلني قادرة على مواجهة التغيير، بل الترحيب في النهاية بالتغيير، ومع ذلك فقد أخبرت بأني ما زلت صعبة المراس. |
Sayfayı yaktım, aklımdan çıkarmaya çalıştım. Gerçi pek işe yaramadı. | Open Subtitles | لقد حرقتها وحاولتُ أن أنساها، لكنّي لم أُفلح في ذلك. |
Gerçi, buraya geliş sebebim Meksika biralarınız değil. | Open Subtitles | بالرّغم من أختيارك الجيّد للبيرة المكسيكية ليست هي التي أحضرتني هُنا |
Uğradığını söylerim, Gerçi bu onların hiç hoşuna gitmez ya. | Open Subtitles | سأخبر العائلة أنك مررت بهم مع أن هذا سيشعرهم بالأشمئزاز على الأرجح |
Gerçi sen onun eşinsel olduğunu hissediyorsun tıpkı çoğu öldürücü derecede yakışıklı bekar erkeğin olduğu gibi diyorsun ki: | Open Subtitles | وبالرغم من إحساسك الصحيح بأنة شاذ كمعظم الرجال العازبين الاكثر وسامة من عمرة |
Gerçi kimilerine çekici gelen belli bir kabalığı da vardı. | Open Subtitles | مع أنه كان لديه بعض الصفات التي قد يحبها البعض |
Gerçi umurumda da değil yani. Önce aynı odayı paylaşacaksınız dediniz, paylaştım. | Open Subtitles | وبجانب ذلك, أنا لا أهتم حقاً, في البداية جعلتني أشاركها في نفس الغرفة, شاركتها في نفس الغرفة |
Gerçi, parmaklarının hepsi olmadan eskiz çizmek ve maket yapmak zor olurdu. | Open Subtitles | إلا أنه قد يكون من الصعب أن ترسم المخططات وتبني النماذج بدون أصابعك كلها |
Gerçi doğrusunu istersen, dünyaya bir iyilik etmiş olurdum. | Open Subtitles | مع أنني بصراحة كنت سأقدم معروفاً لعالم المبصرين |