Ayakkabılar çok farklı malzemelerden üretildiğinden, geri dönüştürülebilir bileşenlere ayrılması neredeyse imkansızdır. | TED | بما أن الأحذية مصنوعة من العديد من المواد المختلفة. يكاد من المستحيل تحطيمها لمكونات قابلة لإعادة التدوير. |
Biliyor musun geri dönüştürülebilir bir çevre dostu. | Open Subtitles | أنت تعرف، فهي صديقة للبيئة، و قابلة لإعادة التدوير ومهم جدا: |
Öyle görünüyor ki, tasarımda başı çeken ve muhtemelen hep en önde olacak bu endüstri rahat, modaya uygun ve anlamlı olması için tasarlanan ürünler üretirken sürdürülebilir veya geri dönüştürülebilir ürünler üretmiyor. | TED | يبدو أن الصناعة التي كانت وعلى الأرجح ستظل رائدةً في مجال التصميم تصنع منتجات مصممة لتكون مريحة ورائجة ومعبّرة، لكنها ليست حقاً مصممة لتكون مستدامة أو قابلة لإعادة التدوير. |
Bedava kağıt, Staplers'ın ikramı. yüzde 30 geri dönüştürülebilir kağıtlar. | Open Subtitles | ورق مجاني، من ستيبلزن 30 بالمئة ورق معاد تصنيعه |
Hayır. Ama yüzde 50 geri dönüştürülebilir pislik kağıdı var. Erkekler tuvaletinde. | Open Subtitles | لا، و لكن لدي ورق مؤخرات معاد تصنيعه 50 بالمئة في حمام الرجال |
Çünkü tekrar kullanım ve geri dönüştürmeyi düşünürsek metal, cam gibi şeyler istediğiniz kadar çok geri dönüştürülebilir. | TED | لأننا عندما نفكر في إعادة استخدام وتدوير المعادن والزجاج، يمكن إعادة تدوير مثل هذه الأشياء عدة مرات كما تريدون. |
Sıvı florürlü toryum reaktörlerinden elde edilen enerjiyle ay topluluğundaki tüm hava, su ve atık ürünler geri dönüştürülebilir. | TED | باستخدام الطاقة التي يولدها مفاعل فلوريد الثوريوم السائل، يمكننا إعادة تدوير الهواء والماء والنفايات في المجتمع على القمر. |
geri dönüştürülebilir plastiği, dünya çapındaki milyonlarca insanın saklamasının yeni bir yolunu bulmak için ortaya çıkarabilen devasa bir iş haline birden getirir. | TED | والتي من شأنها أن تجعل من إعادة تدوير البلاستيك عملًا تجاريًا عملاقًا يفتح على ملايين الناس حول العالم أبوابًا للرزق من خلال جمع البلاستيك. |