Kendi kendime, etrafa haber yaymanın gezginin doğasında olduğunu söyledim, ama bütünüyle dürüst olmak gerekirse, diğer herkes gibiydim... büyük bilinmezden korkuyordum... umutsuzca evimdeki huzuru arıyordum. | Open Subtitles | أخبرت نفسى أن الأخبار المنتشرة كانت جزء من طبيعه المسافر لكن لو كنت صادقاً تماماً |
Sonbahar sisleri arasından beliren bir saray gibi... bir gezginin bir italyan yamacından yükselmesi gibi... | Open Subtitles | كقصر، يظهر من ضباب الخريف عندما يصعد المسافر سفح تلّ إيطالي. |
gezginin bir tehdit olduğuna emin olmadan o zarfı açmayacağımıza karar verdik. | Open Subtitles | لقد اتفقنا على ألاّ نفتح هذا الظرف إلاّ إذا أُثبت أن المسافر يشكل تهديداً |
Kendini gezginin koruyucusu sanan tek bir grup var. | Open Subtitles | هناك مجموعة واحدة فقط التي عينوا أنفسهم لانقاذ المسافر |
gezginin tekinin ihtiyacı olduğunu söylediği cesedin içinde. Nasıl ürkünç oluyor, anlıyor musun? | Open Subtitles | جثمان يقول بعض الرحّالة أنّهم يحتاجونه، أرأيت كم هذا مخيف؟ |
Kehanet gezginin güçlü bir düşmanı olacağını söylüyordu. | Open Subtitles | تنص النبوءات بأن المسافر سيكون له خصم قوي |
Eğer gezginin peşinden gitmeseydi, yaşıyor olurdu. | Open Subtitles | ،لو لم يعتدي على المسافر لكان ما يزال حياً |
Her zaman gezginin iyilik için geldiğini düşündüm. | Open Subtitles | كنت دائماً أظن أن المسافر هنا من أجل خير البشرية |
Kendi kendime, etrafa haber yaymanın bir gezginin doğasında olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | أخبرت نفسى أن الأخبار المنتشرة كانت جزء من طبيعه المسافر |
Harika gezginin sözlerinden oldukça ilham almıştı. | Open Subtitles | لقد تأثرت بشكل كبير بكلمات المسافر الرائع |
Sıradaki görevimizi bize yeni gezginin vermesi gerekiyordu. | Open Subtitles | المسافر الجديد كان من المفترض أن يقدم لنا مهمتنا المقبلة |
Yönetici gezginin başaramadığını görecek ve yeni bir aday belirleyecektir. | Open Subtitles | المدير سيعلم أن المسافر لم ينجح ويتعين عليه إيجاد مرشح جديد |
Bir gün umarım gezginin dünyayı değiştirdiğini görürüm. | Open Subtitles | يوماً ما... آمل أن أرى المسافر... يقوم بتغيير العالم |
gezginin kim olduğunu bilmediğini söylemiyorum bile. | Open Subtitles | لن أكون العرض الافتتاحي لهذا "المسافر" وأنت لم تخبرينا حتى بمن يكون. |
Sıradaki gezginin geçişi iptal edildi. | Open Subtitles | انتقال المسافر القادم تم الغائه |
Bu sabah elektrik çarpan bir inşaat işçisi vardı üstün bir konaktı aslında ama kazada bir gezginin kurtulması imkansızdı, bu yüzden... | Open Subtitles | كان هناك عامل يقوم بإصلاح الكهرباء في وقت مبكر هذا الصباح مضيف خاص، في الواقع لكن من المستحيل على المسافر القادم تجنب هذه الحادثة، لذلك |
gezginin, Clark. | Open Subtitles | المسافر ياكلارك |
gezginin kimliğinin artık bir önemi yok. | Open Subtitles | هوية المسافر لم تعد ذات أهمية |
gezginin tekinin ihtiyacı olduğunu söylediği cesedin içinde. Nasıl ürkünç oluyor, anlıyor musun? | Open Subtitles | جثمان يقول بعض الرحّالة أنّهم يحتاجونه، أرأيت كم هذا مخيف؟ |