Ağır çekimde çoklu görev, mantık dışı bir fikirmiş gibi geliyor. | TED | تعدد المهام بطيء الحركة يبدو وكأنه فكرة غير بديهية. |
North Beach 50 km. uzaklıkta ama 500 km. gibi geliyor. | Open Subtitles | الساحل الشمالي يبعد 30 ميل فقط ولكنها تبدو وكأنها 300 ميل |
Küçülmüş, sanki içimde Oliver şeklinde kabuğun uzuvlarını yönlendiren ufacık, ...kadim bir Oliver Tate varmış gibi geliyor bana. | Open Subtitles | أشعر أنني منكمش، حيث أن هناك أوليفر تيت عجوز في داخلي تشغيل الروافع لرفع قوقعة بحجم و عمر أوليفر |
Her şeyi harika yapmak için kendine çok yükleniyorsun gibi geliyor. | Open Subtitles | فقط , يبدو أنك وضعت الكثير من الضغط على نفسك، أيضا, |
Bazen seni hiç yeterince sevememişim gibi geliyor... ya da çocukları. | Open Subtitles | أحيانا أشعر وكأنني لم أحبك أبدا أو الأطفال بما فيه الكفاية |
Bir balık sürüsü düşündüğünüzde veya bir sığırcık sürüsü düşündüğünüzde bu gerçekten değişik bir zekâ türü gibi geliyor. | TED | عندما تفكر بمدرسة السمك أو عندما أفكر بسرب من طيور الزرزور ذلك يبدو كأنه ذكاء مختلف للغاية |
100 milyon dolarlık bir anlaşma onlara bir servet gibi geliyor. | Open Subtitles | تسوية بــ100مليون دولار، تبدوا كما لو كانت منجم ذهب بالنسبة لهم, |
Şu fotoğraf albümlerine bakınca bu insanların psikolojisini anlıyormuşum gibi geliyor. | Open Subtitles | وأنا أنظر إلى ألبومات الصور، أشعر بأنني أعرف نفسية هؤلاء الأشخاص. |
Çünkü sanki söylediklerimi sadece ben anlıyormuşum gibi geliyor. | Open Subtitles | لأنه في بعض الأوقات أشعر وكأن لا أحد يتفهمني لكن أنا |
Ne zaman mutfak masasına otursak biri eksik gibi geliyor. | Open Subtitles | وفي كل مرة نجلس فيها أمام طاولة المطبخ أشعر بأن هناك شخص ناقص |
Kulağa imalı ve iğneleyici bir söz gibi geliyor. | Open Subtitles | ما قلتيه يبدو وكأنه سخرية بطريقة ملتوية سخرية؟ |
Seni uzun zamandır görmemişim gibi geliyor bana.. | Open Subtitles | فهو يبدو وكأنه أنا لم ينظر لك بوقت طويل. |
Kulağa ne kadar demokratik bir aile gibi geliyor. Amerikanvari. | Open Subtitles | هذه تبدو وكأنها ديمقراطية أسرية جدا هذا طابع أمريكي للغاية. |
Sizi iyi tanıyormuşum gibi geliyor.. | Open Subtitles | تبدين غريبة، ولكني أشعر أنني أعرفك جيداً. |
Haydi, biraz dolaşalım. Bir şeylerin peşindeymişsin gibi geliyor. | Open Subtitles | تعالي، سنذهب رحلة بالسيارة. يبدو أنك اقتربت من الوصول لشيء ما. |
Bunu senin istediğini biliyorum ama bana onların seni evlat edinmesine izin vermem büyük bir hataymış gibi geliyor. | Open Subtitles | أعلم ان هذا هو ما أردته, ولكن هذا, هذا فقط يجعلني أشعر وكأنني ارتكبت خطأ فادحاً بالسماح لهم بتبنيك |
Kulağa yaşlı bir kadın ismi gibi geliyor. Büyükanne Doktrin. | Open Subtitles | يبدو كأنه إسمٌ لسيّدة كبيرة السنّ، مذهب جدّة |
Biliyorum, bütün bunlar size mükellef bir şaka gibi geliyor. | Open Subtitles | اعلم ان الامر كله بدا كما لو كان تمثيلية متقنة. |
Ama üstünde kıyafetleri olsa da çıplak görmüşüm gibi geliyor. | Open Subtitles | لكنني أشعر بأنني رأيتها عارية، رغم أنها ترتدي كل ملابسها. |
Kimsenin veremeyeceği kadar çok şeyim varmış gibi geliyor. | Open Subtitles | أشعر وكأن لديّ الكثير لأعطيه وما من أحدٍ لإعطائه له |
Eroin kullanmamanın hiçbir zararı olmazmış gibi geliyor bana sadece. | Open Subtitles | أشعر بأن الأمر غير مؤذ ألا تكون مُدمناً للهيروين. |
Hayat bana ne şekilde yüklenirse yüklensin kaldırabilirmişim gibi geliyor. | Open Subtitles | أشعر أن بإمكاني التغلب على أي شيء ترميه علي الحياة |
Evde konuştuğumuz zaman bir yere varamıyormuşuz gibi geliyor. | Open Subtitles | انا فقط أشعر أننا لن نفعل شيئا بمحادثة الأسبوع الماضى فى المنزل |
Çünkü bu sefer doğru bir cevap yokmuş gibi geliyor. | Open Subtitles | لأنّ هذه المرّة، يبدو وكأنّه لا يُوجد هناك خيار صائب. |
Savaş kentlilerin işi gibi geliyor bana. | Open Subtitles | تبدو الحرب كأنها بمثابة رزق الناس بالمدينة بطريقة ما |
Sizi yıllardır görmemişim gibi geliyor çocuklar. | Open Subtitles | يا إلهي, أشعر كأنني لم أركم منذ وقت بعيد يارفاق |