Paris Anlaşması'na giden yolda yaşanan dönüşüm de buydu. | TED | وبذلك أيضًا حدث التحول في الطريق إلى اتفاقية باريس. |
Dünlerimiz, aptallara, toprak altına giden yolda ışık tuttu. | Open Subtitles | وكل أيامنا الماضية أنارت للحمقى الطريق إلى الموت المعفر |
Efsaneye göre kusursuzluğa giden yolda her ruh oradan geçmelidir. | Open Subtitles | تقول الأسطورة أن لا بد لكل روح العبور من هناك في الطريق إلى الكمال. |
Akrabalarımın başarıya giden yolda beni engellemesine izin vermemeyi uzun süre önce öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت قبل وقت طويل ألا أدع جينات الحمض النووي تقف في طريق نجاحي. |
Pekala, ilhama giden yolda önünde durmama izin verme. | Open Subtitles | حسنا، لا تسمح لي أن أقف في طريق الإلهام. |
Mezarına giden yolda karşılaştığın başka bir yüz olacak. | Open Subtitles | مجرد وجه آخر عابر في طريقك إلى القبر |
Felakete giden yolda başedilemez engeller bu işin doğasında vardır | Open Subtitles | إن الظروف الحالية هي أحد العقبات علي الطريق إلى الكارثة الوشيكة |
Yeni hayatima giden yolda ilk adim ne? | Open Subtitles | ماهي الخطوة الأولى في الطريق إلى حياتي الجديدة؟ |
Ancak başarıya giden yolda her şey mubahtır değil mi, albay? | Open Subtitles | لكن الطريق إلى جهنم مفروش بالنوايا الحسنة، أ ليس هذا صحيح , حضرة العقيد؟ |
ama Tanrı'ya giden yolda ve onun bahşettiği sonsuz yaşam için hala bir umudumuz var | Open Subtitles | لكن لدينا أمل في الطريق إلى الرب وهديته الحياة الأبدية |
Charlie, hapishane otobüsü sürmenin muhteşemliğe giden yolda bir adım olduğuna Lacey'i nasıl ikna edeceksin? | Open Subtitles | تشارلي، كيف حالك الذهاب إلى إقناع اسي أن يقود حافلة السجن هي الطريق إلى العظمة؟ |
İnternetin gizli köşelerine giden yolda öncü oldular. | Open Subtitles | ولقد كانوا رواد الطريق إلى الزوايا الخفية للإنترنت |
Cennete giden yolda ilk adım daima cehennem olmuştur. | Open Subtitles | حسنا، هذه هي دائما الخطوة الأولى على الطريق إلى الجنة |
MCRN Karakum, Ganymede istasyonuna giden yolda | Open Subtitles | سفينة المريخ كاراكوم على الطريق إلى محطة غانيميد |
GİDEN YOLDA SON BİR KALE KALMlŞTI. | Open Subtitles | "كان هناك معركة أخيرة تقف في طريق النصر الروماني ووعودالسلامللإمبراطورية" |
GİDEN YOLDA SON BİR KALE KALMlŞTI. | Open Subtitles | "كان هناك معركة أخيرة تقف في طريق النصر الروماني ووعودالسلامللإمبراطورية" |
Ve kimse Mary Jackson'un rüyalara giden yolda durmaya cüret edemez. | Open Subtitles | فلا أحد يجرؤ على الوقوف في طريق أحلام "ميري جاكسون". |
Furnace Creek olmazsa, hiçliğe giden yolda çiş durağı oluruz. | Open Subtitles | بدون "فيورنس كريك" سنكون كساحة انتظار في طريق سريع يؤدي لأي مكان. |
Ve Seok tahta giden yolda temizlenmesi gereken bir engeldi. | Open Subtitles | و(سيوك) كان ضحية ضرورية على طريقك إلى العرش. |
Clawtooth Dağı'na giden yolda bu yaratık seni koruyacak. | Open Subtitles | في طريقك إلى جبل (سن المخلب) هذا المخلوف سيبقيك بأمان ... |