Okula giderken yolda size bununla ilgili bir hikaye anlatayım. | Open Subtitles | سَأَرْوي لكم قصَّةً عنها في طريقنا إلى المدرسة. |
Belki de bir sonraki randevuna giderken yolda aspirin almalıyız, ...ona da 20 dakika geç kaldık. | Open Subtitles | ربما نشتري أدوية في طريقنا إلى موعدك القادم و الذي تاخرنا عليه 20 دقيقة |
O yemeklerden, Cups Kongresi'ne giderken yolda alırız artık... | Open Subtitles | جيّد. سنتناول بعض ذلك الطعام في طريقنا إلى مؤتمر الأشبال، لكن علينا أن نسرع. |
Okula giderken yolda bir şey alabiliriz. | Open Subtitles | نستطيع أخذ شيء بالطريق إلى المدرسة |
- Yemeğe giderken yolda anlatırım. | Open Subtitles | - سأخبرك بالطريق إلى العشاء - |
Bankaya giderken yolda soyulacağımızı umarak ödeme yapıyor. | Open Subtitles | دفعت نقداً تأمل أنْ نتعرّض للسرقة في الطريق إلى البنك. |
Ambulansla hastaneye doğru giderken yolda kalbin durdu. | Open Subtitles | توقف قلبك داخل سيارة الإسعاف في الطريق إلى المستشفى |
Paris Texas'ta. Paris, Fransa'ya giderken yolda. | Open Subtitles | " تكساس " في طريقنا إلى " باريس , فرنسا " |
Çocuğunu kaçırma hakkındaki hikayeyi uydurdum ve daireme giderken yolda Brian'ı bu konu hakkında bilgilendirdim sonra da kendi izleme cihazlarınla seni yemledik. | Open Subtitles | إخترعتُ قصة الخطف تلك "وغرستُها في عقل "براين في طريقنا إلى هنا وأقنعناك به طيق معدات الإشراف الخاصة بك |
Üsse doğru giderken yolda. | Open Subtitles | في طريقنا إلى قاعدتنا |
Güvenli eve giderken yolda konuşuruz. | Open Subtitles | سنتحدث في الطريق إلى المنزل الآمن |
Resitale giderken yolda bir kaza geçireceksiniz. Hepiniz öleceksiniz. | Open Subtitles | حادثة وأنتم في الطريق إلى الحفلة |