ويكيبيديا

    "gidiyorlarmış" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • طريقهم
        
    • متجهون إلى
        
    • طريقهما إلى
        
    Mike Prince ve Henry poker oynamaya gidiyorlarmış. Open Subtitles مايك برنس ,هنري كانوا في طريقهم للعب البوكر
    Bağdat Uluslararası Havaalanı'na İspanyol bir gazeteciyi almaya gidiyorlarmış. Open Subtitles لقد كانوا فى طريقهم كى يقلوا صحفى اسبانى من مطار بغداد الدولى
    Birkaç ay sonra internetten tanıştığı bazı arkadaşlarıyla meşalelerle beyaz ırk adına yürümek için arabayla Charlottesville, Virginia'ya gidiyorlarmış. TED بعد أشهر قليلة، كانت في حافلة مع بعض أصدقائها الجدد عبر الإنترنت في طريقهم إلى شارلوتسفيل في ولاية فيرجينيا، للتظاهر وهي تحمل المشاعل من أجل العرق الأبيض.
    Nehrin arkasındaki şu terkedilmiş köye doğru gidiyorlarmış gibi gözüküyor. Open Subtitles نعم. يبدو أنهم متجهون إلى تلك القرية المهجورة أعلى النهر
    Bir adamın kulübesine gidiyorlarmış ve bir daha görünmemişler. Open Subtitles كانتا في طريقهما إلى كوخ لرجل ما ولكن لم تظهرا هناك.
    Kışı geçirmek için Lauderdale'e gidiyorlarmış. Open Subtitles " بعض الطيارين الإستعراضيين من " اوتاوا في طريقهم إلى " لوريديل " للشتاء
    -Fort Buford'a gidiyorlarmış. Open Subtitles هم في طريقهم إلى "فورت بوفورد"
    -Fort Buford'a gidiyorlarmış. Open Subtitles هم في طريقهم إلى "فورت بوفورد"
    Uçuş planına göre Buenos Aires'e gidiyorlarmış. Open Subtitles ،ووفقاً لخطة الطيران (كانوا في طريقهم إلى (بوينس آيرس
    Jim ve Carol ile tanıştım. Iowa'ya gidiyorlarmış. Open Subtitles (ألتقيت بـ(جيم) و(كارول "إنهم في طريقهم إلى "آيوا
    Bizimkiler Londra'ya gidiyorlarmış. Open Subtitles إنّ الأولاد في طريقهم إلى "لندن".
    Bizimkiler Londra'ya gidiyorlarmış. Open Subtitles الاولاد في طريقهم الى لندن
    - Sully ile California'ya gidiyorlarmış. Open Subtitles هي و سلي كانو في طريقهم -الى كاليفورينا
    -O ve Kevin eve gidiyorlarmış. Open Subtitles - هي وكيفن في طريقهم لمنزلك
    Kuryeler Westwood'a doğru gidiyorlarmış. Open Subtitles السعاة في طريقهم إلى (ويستوود).
    Diğer tarafta üç mil içeride eski bir kulübeye gidiyorlarmış, beyaz renkli dev bir ağacın ardına sıkışmış, orada tekmiş. Open Subtitles قالوا بأنهم متجهون إلى الحجرة القديمة على بعد 3 جسور من الجانب الآخر اختبئ خلف شجرة الدردار البيضاء العملاقة هي الوحيدة هناك
    Tapınağa gidiyorlarmış. Open Subtitles -لقد قالوا أنهم متجهون إلى معبد .
    Danışmanının arabasını berbat etmiş. Birlikte sinemaya gidiyorlarmış. Open Subtitles لقد خرب سيارة مراقبه كانا في طريقهما إلى مشاهدة فيلم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد