Mike Prince ve Henry poker oynamaya gidiyorlarmış. | Open Subtitles | مايك برنس ,هنري كانوا في طريقهم للعب البوكر |
Bağdat Uluslararası Havaalanı'na İspanyol bir gazeteciyi almaya gidiyorlarmış. | Open Subtitles | لقد كانوا فى طريقهم كى يقلوا صحفى اسبانى من مطار بغداد الدولى |
Birkaç ay sonra internetten tanıştığı bazı arkadaşlarıyla meşalelerle beyaz ırk adına yürümek için arabayla Charlottesville, Virginia'ya gidiyorlarmış. | TED | بعد أشهر قليلة، كانت في حافلة مع بعض أصدقائها الجدد عبر الإنترنت في طريقهم إلى شارلوتسفيل في ولاية فيرجينيا، للتظاهر وهي تحمل المشاعل من أجل العرق الأبيض. |
Nehrin arkasındaki şu terkedilmiş köye doğru gidiyorlarmış gibi gözüküyor. | Open Subtitles | نعم. يبدو أنهم متجهون إلى تلك القرية المهجورة أعلى النهر |
Bir adamın kulübesine gidiyorlarmış ve bir daha görünmemişler. | Open Subtitles | كانتا في طريقهما إلى كوخ لرجل ما ولكن لم تظهرا هناك. |
Kışı geçirmek için Lauderdale'e gidiyorlarmış. | Open Subtitles | " بعض الطيارين الإستعراضيين من " اوتاوا في طريقهم إلى " لوريديل " للشتاء |
-Fort Buford'a gidiyorlarmış. | Open Subtitles | هم في طريقهم إلى "فورت بوفورد" |
-Fort Buford'a gidiyorlarmış. | Open Subtitles | هم في طريقهم إلى "فورت بوفورد" |
Uçuş planına göre Buenos Aires'e gidiyorlarmış. | Open Subtitles | ،ووفقاً لخطة الطيران (كانوا في طريقهم إلى (بوينس آيرس |
Jim ve Carol ile tanıştım. Iowa'ya gidiyorlarmış. | Open Subtitles | (ألتقيت بـ(جيم) و(كارول "إنهم في طريقهم إلى "آيوا |
Bizimkiler Londra'ya gidiyorlarmış. | Open Subtitles | إنّ الأولاد في طريقهم إلى "لندن". |
Bizimkiler Londra'ya gidiyorlarmış. | Open Subtitles | الاولاد في طريقهم الى لندن |
- Sully ile California'ya gidiyorlarmış. | Open Subtitles | هي و سلي كانو في طريقهم -الى كاليفورينا |
-O ve Kevin eve gidiyorlarmış. | Open Subtitles | - هي وكيفن في طريقهم لمنزلك |
Kuryeler Westwood'a doğru gidiyorlarmış. | Open Subtitles | السعاة في طريقهم إلى (ويستوود). |
Diğer tarafta üç mil içeride eski bir kulübeye gidiyorlarmış, beyaz renkli dev bir ağacın ardına sıkışmış, orada tekmiş. | Open Subtitles | قالوا بأنهم متجهون إلى الحجرة القديمة على بعد 3 جسور من الجانب الآخر اختبئ خلف شجرة الدردار البيضاء العملاقة هي الوحيدة هناك |
Tapınağa gidiyorlarmış. | Open Subtitles | -لقد قالوا أنهم متجهون إلى معبد . |
Danışmanının arabasını berbat etmiş. Birlikte sinemaya gidiyorlarmış. | Open Subtitles | لقد خرب سيارة مراقبه كانا في طريقهما إلى مشاهدة فيلم |