ويكيبيديا

    "giymişti" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يرتدي
        
    • ترتدي
        
    • يلبس
        
    • تلبس
        
    • ارتدت
        
    • لبس
        
    • ارتدى
        
    • ارتداها
        
    • أرتدت
        
    • يرتدى
        
    • لبست
        
    • كانت ترتدى
        
    • لَبسَ
        
    • ارتدته
        
    • إرتدت
        
    Elleri kancaydı. Çizgili bir mahkum kıyafeti giymişti. Open Subtitles خطاف في يده و كان يرتدي قميص المساجين المخطَّط‏
    Mısır desenli mavi kravatını giymişti. Hazır olan raporlarımı sen bir durum değerlendirmesi isteyene kadar bekleteyim mi? Open Subtitles لابد أن اليوم هو الثلا ثاء كان يرتدي رابطة العنق الزرقاء
    Çünkü yıIbaşı gecesiydi ve sarhoştum ve şu ağ desenli çoraplardan giymişti. Open Subtitles لأننا كنا في رأس السنة و كنت ثمل وكانت ترتدي جوارب شبكية
    ", "O partide ne giymişti? ", "Yaptığı ne aptalca" veya " Niye bir otel odasında TED لماذا يواصلون العودة؟ ماذا كانت ترتدي في تلك الحفلة؟
    Smokin giymişti. Gece için dışarı çıktığını kabul etmek durumundayız. Open Subtitles كان يلبس بدلة سهرات الواضح انه سيقضي المساء خارجا
    Turuncu bir elbise giymişti. Onu öyle bir elbise içinde ilk kez görmüştüm. Open Subtitles كانت تلبس ذلك الرداء البرتقالي، كانت أول مرة أراها برداء مماثل
    Bundan kaçmayı denedi, ne yazık ki striptiz ayakkabılarını çoktan giymişti. Open Subtitles ولذلك قررت الهرب ولسوء الحظ سبق وأن ارتدت حذاء الرقص الثقيل
    Peygamber çiçeği mavisi kravatını giymişti. Hazırdaki raporlarımı, sen bir durum değerlendirmesi isteyene kadar bekleteyim mi? Open Subtitles لابد أن اليوم هو الثلا ثاء كان يرتدي رابطة العنق الزرقاء
    Bu arada takım elbise giymişti. Open Subtitles تجاه المشاكل الكبرى في زواجكِ ؟ ليكن بعلمك كان يرتدي البدلة
    - Aynı zamanda sağlam dikişli kaliteli deriden yapılma çok pahalı bir yarışçı tulumu giymişti. Open Subtitles وكان يرتدي أيضا مكلفة دعوى سباق . جلد ممتاز، عززت خياطة.
    Iıı, Kafkas, boyu yaklaşık 1.80, siyah kot, siyah ayakkabılar, kapşonlu bir şey giymişti. Open Subtitles أبيض , يبلغ طوله حوالي الستة أقدام يرتدي جينزاً أسود و حذاءاً أسود و قد كان يرتدي كنزة بقبعة
    Aslında hoş göründüğünü düşünmüyordum ama sımsıkı pembe bir bluz giymişti. Open Subtitles إنها لا تبدو رائعة لكنها كانت ترتدي الثوب الزهري الضيق
    -O mutfağımdaydı, senin tişörtünü giymişti ve kendimi kaybettim. Open Subtitles وكانت في المطبخ بلدي، أنها كانت ترتدي قميصك، وأنا قطعت.
    Sapasağlam kadın montumu giymişti. Bense soğuktan donuyordum. Open Subtitles إنها إمرأة سليمة جسديأً ترتدي سترتي، إنني أتجمّد برداً.
    Hatırlıyorum, Komançilerden birisi gerçekten sarhoş gibiydi ve yeşil önlüğümü giymişti. Birşeyler duymuş olmalıydı. Open Subtitles أحد الكومانشي كان بحالة سكر حقيقية يلبس مريولي الأخضر
    Tam buraya kadar düğmeli bir elbise giymişti. Open Subtitles كانت تلبس هذا الفستان ...الذى كانت زرايره تمتد حتى الأعلى , هنا
    Hatırlarsanız Condoleezza Rice bir davette çizme giymişti ve bunun için eleştirilmişti. TED وهناك شيء .. ان تذكرتوا .. كونديليزا رايس .. ذات يوم ارتدت حذاءا غريباً وتم نقدها عليه
    Mesela bunu, 1984'te New Orleans'taki Dünya Fuarı'nda Bay Liberace giymişti. Open Subtitles هذا على سبيل المثال لبس من قبل السيد ليبراشي في المعرض العالمي 1984 في نيو اورلينز
    Başkan yardımcısının da bulunduğu bir sığınakta intihar yeleği giymişti. Open Subtitles ارتدى سترة انتحارية داخل مخبأ مع نائب الرئيس
    Geçen sefer hastaneden çıktığında da bunu giymişti. - Kesinlikle diyeti bırakmış. Open Subtitles نعم فلقد ارتداها فى آخر مرة خرج من المستشفى
    Ama bu kadın, vaktiyle bir erkek hapishanesinde şunu giymişti. O yüzden Maeby bir sıkıntı çıkmayacağını düşündü. Open Subtitles لكن هذه كانت إمرأة التي أرتدت هذا لسجن الرجال، لذلك، شعرت بأنها ستكون بخير
    Arthur hep giydiği siyah tişörtü giymişti. Open Subtitles أرثر كان يرتدى هذا القميص الأسود الذى كان يرتديه دوماً
    Geceliğini giymişti, bir gürültü işitti, aşağıya indi, ve soyguncuyu hazırlıksız yakaladı. Open Subtitles لبست ثوب السهرة .. سمعت صوتاً نزلت وتفاجأ بها اللص
    Carol ilk geceki buluşmamızda ayağına bu botlardan giymişti ... Open Subtitles كارول كانت ترتدى أحذية طويلة مثل هذه تماماً فى الليلة التى فيها
    Geçen sefer et deposunun kırmızı bornozunu giymişti. Open Subtitles لَبسَ واحد أحمر آخر مَرّة مِنْ تلك نباتِ ربط اللحمِ.
    - Dikkat et sevgilim. - Bu eldiveni Romeo ve Jülyet'te giymişti... Open Subtitles احترسى يا عزيزتى هذا القفاز ارتدته فى روميو و جولييت
    Annem bu elbiseyi düğün gününde giymişti. Open Subtitles لقد إرتدت امي هذا الفستان في يوم زفافها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد