Sen her zaman Senatör Grant'in hayalkırıklığı olan çocuğu olacaksın, Fitz. | Open Subtitles | سوف تظل دائمًا ابن السيناتور غرانت الذي خيّب أمله يا فيتز |
Şey, sen Grant'in hayatının bir parçasısın... ve bu da demek oluyor ki benim hayatımın da bir parçasısın | Open Subtitles | أنت جزء من حياة غرانت و هذا يعني أنك جزء من حياتي ايضن |
sen Grant'in hayatının bir parçasısın... ve bu da demek oluyor ki benim hayatımın da bir parçasısın | Open Subtitles | أنت جزء من حياة غرانت و هذا يعني أنك جزء من حياتي ايضن |
Grant'in de söyleyecegi gibi "Bir sürü cevap, hepsi mantikli." | Open Subtitles | كم كان سيقول جرانت كثير من الاجابات , وكلهم معقولين |
Grant'in Mezarında düzinelerce güzel buluruz. - Elbette. | Open Subtitles | هيا ، أراهن أننا سنجد عشرات الجميلات في ضريح جرانت |
Quo, biz Grant'in ölümü hakkında konuşurken işini yapmaya devam etti. | Open Subtitles | كوو ظلت تعمل بينما كنا نتحدث معها عن موت قرانت. |
Doktor Grant'in bu işe karışarak eline ne geçebilirdi ki? | Open Subtitles | ماذا سيستفد الدكتور غرانت من خلال المشاركة في هذا؟ |
Eureka'da geçmiş işlerindeki değerli konumundan dolayı Dr. Grant'in dosyası G.D. arşivlerinde depolanırdı. | Open Subtitles | نظرا ظروفه فريدة وظيفته سابقة، في يوريكا، فأن ملف الدكتور غرانت سيخزن في أرشيفات جي. |
Ordu, Grant'in 1947'deki kayboluşuyla ilgili kapsamlı bir inceleme yapmış. | Open Subtitles | أجراءالجيش تحقيق كامل في اختفاء غرانت في عام 1947 |
Alex Grant'in Mike' borcu vardı, değil mi? | Open Subtitles | آليكس غرانت يدين لمايك بالمال ، أليس كذلك؟ |
Önce Grant'in diğerleriyle bağlantıya geçtiğini sandım. | Open Subtitles | حسنا , في البداية اعتقدت ان غرانت يحاول أن يتصل بالآخرين |
Seçmenleri fikrini değiştiren en önemli olay Vali Grant'in eşinin karıştığı iddia edilen evlilik dışı ilişki oldu. | Open Subtitles | إلى الإدعاءات الجديدة أن زوجة الحاكم غرانت على علاقة غير شرعية برجل آخر |
Güney Kore ve Japonya'yla üçlü görüşmeye dönersek, Başkan Grant'in ilerleme kaydettiğini söylemiştin. | Open Subtitles | بالعودة إلى العلاقات مع كوريا الجنوبية واليابان، قلت أن الرئيس غرانت تقدم |
Pope, Başkan Grant'in seçim kampanyasını yürüten ekibin bir parçasıydı ve görevinden ayrılması pek çok kişi için büyük bir sürpriz olmuştu. | Open Subtitles | بوب، كانت جزءاً من الفريق الذي أدار الحملة الانتخابية الخاصة بالرئيس غرانت. وحين غادرت الإدارة، |
James Madison Hastanesi'ndeki doktorlardan Başkan Grant'in durumunun hâlâ kritik olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | الأطباء في مستشفى جايمس ماديسون قد أعلموني أن حالة الرئيس غرانت الصحية لا تزال حرجة. |
Buna Darryl Grant'in karıştığını söylüyor olamazsınız? | Open Subtitles | أنت لا يُمْكن أنْ تَقُولَ تُفكّرُ داريل جرانت مشترك؟ |
Bazen, Grant'in daha iyi bir futbol takımı kurabileceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أحيانا أعتقد جرانت يمكنه القيام بعمل أفضل من بناء فريق كرة القدم |
Grant'in göçmenler hakkındaki görüşleri ile ilgili bir kaç yorum alabilir miyim? | Open Subtitles | هل بإمكاني اخذ معلومات حول موقف جرانت من الهجرة؟ |
Ve şimdi de adaylardan biri olan Başkan Grant'in, ...kendisinin ve First Leydi'nin Amerika'nın kadın savaşçılarına yapmakta olduğu konuşmayı dinliyoruz. | Open Subtitles | وننتقل الآن لأحد المرشحين الرئيس جرانت حيث يزور مع السيدة الأولى |
Herkesin inandığı şey Jerry Grant'in çabuk ve ani bir hastalıktan öldüğü, Başkan'ın metresinin annesi tarafından bizzat öldürüldüğü değil. | Open Subtitles | لا احد يعرف ، الكل يعتقد أن جيري جرانت مات بوعكة سريعة مفاجئة, ليس على يد والدة عشيقة الرئيس |
Grant'in üzerinde çalıştığı son dosya Errol Brand'di. | Open Subtitles | القضية التي كان قرانت يشتغل عليها حاليا هو ايرول براند |