İnsanların artık Amerikalı olmaktan gurur duyduklarını sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا اعتقد ان الناس فخورون بكونهم امريكيون بعد الآن 51 00: 01: 36,964 |
İnsanlar, oğullarının Vietnam'da ülkeleri için ölmesinden... gurur duyduklarını anlatıyorlar. | Open Subtitles | الناس يتحدثون عن كيف انهم فخورون بابنهم الذي توفي في فيتنام يقاتل من اجل بلاده |
Buraya kabul edildiğimde annem ve babam ilk defa benimle gurur duyduklarını söylediler! | Open Subtitles | عندما أصبحتُ مقبولاً هنا، كانت المرّة الأولى قالَ أبويُّ أبداً هم كَانوا فخورون بي! |
Ama ne olursa olsun onların artık benimle gurur duyduklarını biliyorum. | Open Subtitles | لكن مهما يحدث، أعرف أنهما سيكونان فخورين بي من الآن فصاعداً. |
Bence Asyalı ebeveynler gurur duyduklarını söyletecek duygusal kapasiteye sahip değiller. | Open Subtitles | أشعر أن الآباء الأسيويين، ليس لديهم العاطفة الكافية لقول أنهم فخورين |
Beyazların kazandıkları için nasıl bu kadar gurur duyduklarını hiç anlayamamışımdır. | Open Subtitles | لم أفهم أبداً لماذا يكون البيض فخورين بالنصر أنه تمييز من جانبهم |
Komşular hepiniz sizinle ne kadar gurur duyduklarını ve ne kadar minnettar olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | الجيران جميعًا فخورون وممتنون جدًا لك. |
Mıntıka'dan geldikleri için gurur duyduklarını haykırıyor! | Open Subtitles | قائلين نحن فخورين اننا نمثل المقاطعة 12 |
- Aslında gurur duyduklarını söylediler. | Open Subtitles | في الواقع قالوا انهم فخورين بها |
Birçok büyük şehirdeki ve kırsal kesimdeki seçim memurları gibi Kat ve Marie ile konuştuğumda da topluluktakilere yardım ettikleri için oldukça gurur duyduklarını belirtiyorlar ancak aynı zamanda endişeliler. | TED | عندما تحدثت مع (كات) و (ماري), مثلما أتحدث مع العديد من مسؤولي الإنتخابات في المدن الريفية وفي المدن الكبرى على حداً سواء، كانوا فخورين جداً بمساعدة الناس في مجتمعاتهم، ولكنهم يشعرون بالقلق في الوقت ذاته. |