Evet ve gururlu bir adam, bu yüzden size işlerinin kötü olduğunu söylememiş. | Open Subtitles | .. ورجُل ذو كرامة ولهذا لم يخبرك أن عمله يواجه مشكلة عسيرة |
İkimiz de biliyoruz ki, DO-SOO gururlu bir adam. O yüzden ona söylemeyin. | Open Subtitles | كلانا يعرف أن (دو سو) رجل ذو كرامة لذلك، لاتخبريه |
Richard, Gilfoyle çok gururlu bir adam. | Open Subtitles | (ريتشارد)، (جيلوفيل) رجل ذو كرامة قوية. |
Bak Carmen, gururlu bir kadın olduğunu biliyorum ama yardım etmemize izin ver. | Open Subtitles | اسمعي، (كارمن)، أعرف أنكِ امرأة ذات كبرياء ولكن عليكِ أن تسمحي لنا بمساعدتكِ |
Carlotta gururlu bir kadındı. | Open Subtitles | كانت "كارلوتا" امرأة ذات كبرياء . |
O çok gururlu bir kadın ve çok gururlu bir şofördü. | Open Subtitles | لقد كانت أمرأة فخوره جداً بنفسها وسائقه فخوره جداً |
Belki İslam Ulusu'ndaki gururlu bir kız olmak istemiyorumdur. | Open Subtitles | ربما لا أريد ان اكون ابنة فخوره في بلاد الإسلام |
Bunun yerine karşınızda Middlebury Koleji 'nin gururlu bir mezunu olarak karşınızda duruyorum. | TED | بدلا ما ذلك، أقف هنا وأنا فخوره بتخرجي من كلية Middlebury |
Biz gururlu bir aileyiz, Gemma. | Open Subtitles | (نحن عائلة فخوره (جيما |