Gördüğünüz gibi, sadece Hız Gücü'nü çekmekle kalmamış kromozomsal hasara da yol açmış. | Open Subtitles | كما ترون فهو لم يستنفذ قوة السرعة فقط لكن الأمر أضر بتركيبه الصبغي |
Bir arkadaşımı çok hasta etti. Ve Hız Gücü onun içindeydi. | Open Subtitles | لقد جعلت صديقي مريض للغاية وقد كانت قوة السرعة به بالفعل |
Kurtulduk. Onu Hız Gücü'ne attık. Uzaya fırlatmak gibi bir şey bu. | Open Subtitles | فعلنا، ألقيناه في حقل قوة السرعة وهذا أشبه بإلقائه في فضاء خارجي |
Hız Gücü'nün içinden çıkaramamamızın sebebi çıkmak istememesi ise ya? | Open Subtitles | ماذا لو لم نتمكن من إخراجه من قوة السرعة لأنه لا يريد ذلك؟ |
Hız Gücü ikimizin de süper hızı kullanarak fizik yasalarını bükmemize olanak sağlıyor. | Open Subtitles | قوّة السرعة تسمح لنا بالتحكم في قوانين الفيزياء باستخدام السرعة الفائقة. |
Sen Hız Gücü'nü görürken başka biri de görebilir mi? | Open Subtitles | حين ترى قوة السرعة أيمكن لأحد أن يراها معك؟ |
Bu yüzden daha önce sisteminde Hız Gücü'nü barındırmış bir denek üzerinde test etmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لذلك علينا إجراء اختبارات فاعليّة على عنصر سبق أن امتلك قوة السرعة في جسده |
Hız Gücü öyle düşündüğün gibi bir şey değil. Laboratuvarda yaratabileceğin bir şey değil. | Open Subtitles | قوة السرعة لا تعمل هكذا ليست شيئاً تنتجه معملياً |
Kanındaki bileşenler üzerinde yapılan testlere göre son 60 gündeki Hız Gücü oranı yüzde 100'müş. | Open Subtitles | هذه اختبارات لمكونات دمك وتظهر قوة السرعة في أقوى حالاتها للستين يوم السابقين لليوم، إنها الآن 98 |
Siz, Hız Gücü üzerinde herkesten daha çok çalıştınız. | Open Subtitles | لقد تعمقت بدراسة قوة السرعة أكثر من أيٍ منا |
Hız Gücü'nün içinden çıkaramamamızın sebebi çıkmak istememesi ise ya? | Open Subtitles | ماذا لو لم نتمكن من إخراجه من قوة السرعة لأنه لا يريد ذلك؟ |
Sen Hız Gücü'nü görürken başka biri de görebilir mi? | Open Subtitles | حين ترى قوة السرعة أيمكن لأحد أن يراها معك؟ |
Bundan dört yıl sonra, Dr. Brent, Savitar'ı Hız Gücü'ne hapseden teknolojiyi icat edecek. | Open Subtitles | أربع سنوات من الآن، الدكتور العلامة التجارية يخترع التكنولوجيا أن الفخاخ سافيتار في قوة السرعة. |
Savitar'ı Hız Gücü'ne hapsetmeye yetecek kadar güç sağlamalı. | Open Subtitles | التي ينبغي أن توفر كمية اللازمة من الطاقة إلى فخ سافيتار في قوة السرعة. |
Sen Hız Gücü'ne hizmet ediyor olabilirsin Flash ama ben ona hükmediyorum. | Open Subtitles | ربما تخدم قوة السرعة أيها البرق لكني أحكمها |
Sen peşimden gelip hızımın bir kısmını kullanır ve kendininkiyle birleştirirsin, yeterli hıza ulaştığında da o şeyi Hız Gücü'nün derinliklerine fırlatırsın. | Open Subtitles | ستبقى خلفي وتخزن بعض من سرعتي وتدمجها مع سرعتك وعندما تصل للسرعة الكافية قم برمي هذا الشيء عميقًا بداخل قوة السرعة |
Beni tutabilecek tek yere. Hız Gücü'ne. | Open Subtitles | المكان الوحيد الذي يمكنه احتجازي هو قوة السرعة |
Hız Gücü hızcıların zamanla oynamasını sevmez. | Open Subtitles | قوة السرعة لا تحب السريعين عندما يعبثون بالوقت |
Hız Gücü birleştiricisinin tırmanış yayının kutupsallığını değiştirerek onu bir Hız Gücü maymuncuğuna dönüştürdüm. | Open Subtitles | عن طريق تغيير قطبية قوس المسماري لقد غيرت جهاز الربط لدى قوة السرعة إلى مفتاح عظمي لقوة السرعة |
Hız Gücü'nün enerjisi, hızcılara kronokinez yani zamanı bükme yeteneği sağlar. | Open Subtitles | طاقة قوّة السرعة تهب المتسارع حركة زمنية تكفل التلاعب الزمن. بلغة مفهومة يا بروفيسور. |
Aklıma gelen tek şey başka bir hızcının Hız Gücü'yle temasta olduğu ve zaman yolculuğu için gerekli enerjiden beni alıkoyduğu. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي اكتشفته هو وجود شخص آخر سريع يشاركني قوّة السرعة... يمنعني من الحصول على الطاقة الكافية للسفر بالزمن. |