Hükümet deneyleri hızlandırdı. Avukatlar, ilaç şirketlerine muafiyet kazandırdı. | Open Subtitles | الحكومة سرّعت التجارب المحامين عوضوا شركات الأدوية |
Zırdeli sevgilin hamileliğimi hızlandırdı doğumdan hemen sonra beni kaçırıp küçük kızımdan ayırdı. | Open Subtitles | صديقتك المجنونة سرّعت حملي وخطفتني بُعيد الولادة وفرّقت بيني وبين طفلتي |
Tesis naquadria çekirdeğinden güç çekmeye başladı bile, ...bu da işleri oldukça hızlandırdı. | Open Subtitles | حسناً المنشأه تسحب طاقه بالفعل من نواه النكوادريا وهذا يسرع الأمر بكثير |
Ama kafein bu süreci gerçekten hızlandırdı. | Open Subtitles | نعم لكن الكافيين يسرع الأمور حقاً |
Doğanın kanunlarına burnumuzu sokmamız bu ana değişmezlerin bozulmasını hızlandırdı ve yumuşak noktaların sayısını arttırdı. | Open Subtitles | التطفّل على قوانين الطبيعة، سرّع من تضاؤل هذه الثوابت الأساسية وزاد من عدد النقط اللينة. |
Herneyse, Valkyrie zamanı hızlandırdı ve herkesi mücadeleye yönlendirdi. | Open Subtitles | أيا كان، فالكيري تسارعت فقط خط الزمن وأرسلت الجميع الهرولة. |
Ama Hitler'in düşüşü ve partikül fiziği doğuşu, ölümlerini hızlandırdı. | Open Subtitles | سقوط هتلر وانتشار فيزياء الجسيمات سارعت في نسيان الموضوع |
Pelops konukçu insanın vücudunun gelecekte nasıl olacağını belirlemek istedi, ...ve muhtemelen işleyişi hızlandırdı. | Open Subtitles | بيلوبس إراد تحديد كيف سيصبح جسم الانسان المضيف في المستقبل وربما سرع العملية |
Deden sadece işleri modern toplumun birkaç rahatlığıyla hızlandırdı. | Open Subtitles | جدّك فقط قام بتسريع الاشياء ببعض مريحة الكائنات من العالم الحديث |
- Zamanımız yok. - Karen sistemlerinin programını hızlandırdı. | Open Subtitles | كارين سرّعت الجدول الزمني للشبكة - ذلك ليس مهماً - |
Deathlok dosyalarının Cybertek'ten çalınması kararımı hızlandırdı sadece. | Open Subtitles | وواقعة سرقة ملفات (ديثلوك) من (سايبرتك) سرّعت من تنفيذ قراري فحسب |
Gıda ve İlaç Dairesi, ABD ve Avrupa'da beş gizli yerde üretimi devam eden MEV-1 aşısının onay işlemini hızlandırdı ve ilk dozların 90 gün içinde insan kullanımı için hazır olacağını açıkladı. | Open Subtitles | "إدارة الدواء والغداء" سرّعت الموافقة على لقاح "أم إي في-1"... الذي يُصنّع حالياً بخمسة مواقع سريّة ... في (الولايات المتحدة) و(آوروبا)" |
Aynı zamanda ameliyatları da hızlandırdı. | Open Subtitles | ذلك يعني ايضا انه يسرع عملياته |
Laboratuvar, dişten DNA testini alma işlemini hızlandırdı. | Open Subtitles | المعمل يسرع إخراج الحمض النووي من الضرس |
Bu durum sadece süreci biraz hızlandırdı. | Open Subtitles | هذا فقط يسرع الامور قليلاً |
Antik zehir, modern zehrin verdiği hasarı hızlandırdı. | Open Subtitles | سمّ قديم سرّع من أضرار السمّ الأحدث |
- evrimimi hızlandırdı. | Open Subtitles | قد سرّع تطوير جسدى |
Yargıç adama kin besliyor. Davayı hızlandırdı. | Open Subtitles | لقد سرّع موعد المحكمة |
Eşcinselliğin hoş görülmesi tür olarak bizlerin ölümünü hızlandırdı. | Open Subtitles | وذلك بقبول فئات من مثلي الجنس وقد تسارعت كميات هذه الفئات 3nd less love |
İçe çökme sürecini hızlandırdı. | Open Subtitles | لقد سارعت عملية الانفجار الداخلي. |
Peder Lozcano yüzünden olanlar işleri biraz hızlandırdı belki... ama Peder Garcia zaten gelecekti. | Open Subtitles | ما حصل مع لازانو سرع الامور ولكن الاب كارسيا سياتي |
9 Mayıs saldırısı yalnızca hızlandırdı. | Open Subtitles | هجمات 5/9 قامت فقط بتسريع الأمر |
1980'lerin ortasında , Şehir içi mahallelerde katliamı hızlandırdı. | Open Subtitles | و في منتصف الثمانينات سارع في انهيار الأحياء الداخلية في المدينة |