Demek istediğim bu tip şeyler sonsuz hiçliği hızlandırmaya yarıyor hem ben rüya bile görüyorum ki rüya görmek harika bir şey. | Open Subtitles | انا اقصد, انه مجرد بيساعد تسريع الفراغ اللانهائي, و في بعض الاحيان انا احلم, و بعض الاحيان تكون الاحلام رائعه. |
Kimyagerlerin, tepkimeleri hızlandırmaya yardımcı olması için bazı metotları var ve o bunlardan 5 tanesini biliyor. | TED | إن الكيميائين لديهم في عملهم طرقاً تمكنهم من تسريع عمليات التفاعل الكيميائي وهي تعلم خمس طرق لذلك وقبل سرد تلك الطرق ، تعود بنا بالذاكرة إلى أيامها |
Evet, çalışıyoruz da, ben sadece süreci hızlandırmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | أجل، إننا نفعل، أنا... أنا فقط أحاول تسريع العملية |
Bir sürü testi geçemeyeceğimden korktuğum için ilişkimizi hızlandırmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أقوم بتسريع علاقتنا لأنني كنت خائفاً من عدم نجاحي بالعديد من الإختبارات |
Hannibal Lecter'ın tutuklanmasını hızlandırmaya yardım etmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | أنت تود المساعدة في التعجيل بالقبض على (هانيبال ليكتر)؟ |
Şu röportajı biraz hızlandırmaya ne dersiniz? | Open Subtitles | هل يمكننا تسريع هذه المقابلة على طول؟ |
Bu, onu işleri hızlandırmaya zorlayacak. | Open Subtitles | وهذا سوف يجبره على تسريع الأمور. |
Bunu hızlandırmaya yardım edebilirsiniz. | TED | يمكن تسريع هذه العملية |
-Aşırı rezervasyon ve eleman sıkıntısından başvurunuzu hızlandırmaya karar verdik. | Open Subtitles | -والنقص في اليد العاملة ... قررنا تسريع طلبك... |
Weinbrenner zamanı yeniden hızlandırmaya çalışırken öldü. | Open Subtitles | مات (واينبراينر) محاولاً إعادة تسريع الزمن |
-İşi hızlandırmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | -أحاول تسريع الأمور إلى الأمام . |
Süreci hızlandırmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | - أحاول التعجيل بالأمر |