Böylesi bir şiddeti hak edecek ne yapmış olabilirim? | Open Subtitles | ما الذي يمكن ان أكون قد فعلته لأستحق مثل هذه المعاملة العدوانية؟ |
Bunu hak edecek ne yaptım ki ben? | Open Subtitles | ما الذي فعلته لأستحق أن أكون في هذا المكان ؟ في هذا التوقيت ؟ |
Daha önce, hiç bir işte zam hak edecek kadar iyi çalışmamıştım. | Open Subtitles | لم أكن جيداً أبداً في أي عمل لأستحق علاوة |
Bu çok zor. Lizzy için üzülüyorum. Bunu hak edecek bir şey yapmadı. | Open Subtitles | هذا أمر صعب,وأننى لأشعر بالأسف من أجل ليزى فقد فعلت القليل لتستحق هذا |
Sevgili Avis, bunu hak edecek ne yaptık bilmiyorum ama şu an, Almanya'dayız. | Open Subtitles | عزيزتي آفيس، لا أعلم ماذا فعلنا لنستحق ذلك لكن هنا، نحن في ألمانيا |
Onun evine gitmeyi hak edecek kadar kötü bir şey yapmadım ben. | Open Subtitles | لم أفعل شيئا سيئا كفاية لاستحق الذهاب الى منزلها |
Bunu hak edecek ne yaptım söyler misin? | Open Subtitles | هل تمانع إخباري ما الذي فعلته لأستحق هذا؟ |
Bir haftada iki defa. Bunu hak edecek ne yaptım ki? | Open Subtitles | مرتين في أسبوع واحد ماذا فعلت لأستحق ذلك؟ |
Böyle bir zarafeti hak edecek ne yaptım bilmiyorum efendim. | Open Subtitles | أ،ا لا أعرف ما الذى فعلته لأستحق .كل هذا الكرم يا سيديِ |
Bir şey üretebilir miyim? Ve "Bunu hak edecek ne yaptım?" diye merak ediyorsunuz. | TED | وتبدأ بالتساؤل، " ماذا فعلته لأستحق ذلك؟". |
Rüyalarım yalan. Bunu hak edecek ne yaptım? | Open Subtitles | ان أحلامي أكاذيب ماذا فعلت لأستحق هذا ؟ |
Bunu hak edecek hiçbir şey yapmadım. | Open Subtitles | لم أفعل أي شيئ أبداً لأستحق هذا |
Sorunun doğrusu şöyle olacaktı, bunu hak edecek ne yaptın? | Open Subtitles | ،أظن السؤال الأفضل ما الذي فعلته لتستحق هذا؟ |
-Bunu hak edecek bir şey yapmadın. | Open Subtitles | أنت لم تفعل أي شيء لتستحق هذا. |
Bizim yardımımızı hak edecek ne yaptı? | Open Subtitles | ما الذي فعلته لتستحق مساعدتنا؟ |
Bunu hak edecek ne yaptığımızı sorabilir miyim? | Open Subtitles | هل نتجرأ بالسؤال ماذا فعلنا لنستحق ذلك ؟ |
Seni hak edecek ne yaptık biz? | Open Subtitles | ما الذي فعلناه لنستحق أن نُـرزق بفتاة مثلكِ؟ |
Onun evine gitmeyi hak edecek kadar kötü bir şey yapmadım ben. | Open Subtitles | لم أفعل شيئا سيئا كفاية لاستحق الذهاب الى منزلها |
Seni hak edecek ne yaptım, bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم ما الذي فعلته لأستحقك |
Seni sürekli hiçe saymamı hak edecek ne suç işlediğiysen onu Tanrı bilir. | Open Subtitles | يعلم الله ما الجريمة التي إرتكبتيها لتستحقي إحتقاري لك بشكل كامل |
Bu dünyada çok fazla kötü şeyler olurken ilgini hak edecek kadar önemli biri olmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنني لست مهمة بما يكفي كي أستحق انتباهك حينما يكون ثمة الكثير من الأشياء المريعة بهذا العالم |
Sarhoşluğum geçince düşündüm de vurulmayı hak edecek hiçbir şey yapmamıştı. | Open Subtitles | لم يقترف شيئاً ليستحق الموت عنه على الأقل لا شيء أتذكره بعدما أفقت |
Masana yatmayı hak edecek biri varsa o da bu orospu çocuğudur. | Open Subtitles | إن كان ثمّة من استحقّ أن يسجّى على طاولتكَ يوماً فهو هذا السافل |
Böylesi bir vahşeti hak edecek ne yapmış olabilir ki? | Open Subtitles | ما الذي فعلَتْه لتستحقّ هذه الوحشيّة؟ |
Böyle bir siddeti hak edecek ne yapmis olabilirim? | Open Subtitles | انا لا اعلم ماذا فعلت استحق عليه ذلك |