Bence o iki kadın başlarına gelenleri hak ediyorlar. | Open Subtitles | أعتقد بأن هاتان السيدتان يستحقان ما يجري لهما |
Buraya geldiklerinde biraz lüksü hak ediyorlar. | Open Subtitles | حسناً، حينما يتواجدان هنا يستحقان أن يدللا. |
Bunu yapamazsın. Gerçeği bilmeyi hak ediyorlar. | Open Subtitles | لا يمكنك فعل ذلك حسناً ، إنهم يستحقون معرفة الحقيقة |
Nezarette bir şüphelimizin olduğunu bilmeyi hak ediyorlar. | Open Subtitles | انهم يستحقون معرفة ان المشتبه به في قبضتنا |
Bizden nefret ediyorlar Wynonna. Onlar kötü. Bu şeyi hak ediyorlar! | Open Subtitles | انهم يكرهوننا وينونا انهم أشرار ويستحقون ذلك أشك أن حبيبك سينجو |
Dosyaları ailemin hesap defterindeyse, öyle ya da böyle cezayı hak ediyorlar. | Open Subtitles | إذا كان ملفهم يتواجد في دفتر والداى فهم يستحقون العقاب لسبب أو لآخر |
Sanırım bir geceliğine endişesiz romantizmi hak ediyorlar, değil mi? | Open Subtitles | فأنا أعتقد بأنَّ أقل ما يستحقونه هي ليلة رومانسية خالية من القلق، ألستِ كذلك؟ |
Başlarına gelenler için adaleti hak ediyorlar. | Open Subtitles | يَستحقّونَ عدالةً لما حَدثَ إليهم. |
Sana hislerini gösterme fırsatını hak ediyorlar. | Open Subtitles | إنهما يستحقان الفرصة كي يظهرا مشاعرهما حيالك |
Adaleti hak ediyorlar. Çok aptalmışım. | Open Subtitles | يستحقان العدالة، أنا كنت مجرد شخص غبي |
Bu yüzden Naomi'yle birbirlerini hak ediyorlar. | Open Subtitles | لهذا السبب هو ونيومي يستحقان بعضهما |
Kısacık değerli hayatlarını harcadıkları için acı çekmeyi hak ediyorlar. | Open Subtitles | إنهم يستحقون العذاب لإضاعتهم حياتهم القيّمة على لا شيء |
Ölmeyi hak ediyorlar ayrıca o piçleri de ölmeli. | Open Subtitles | إنهم يستحقون الموت ، هم وابنهم غير الشرعي |
Bilmiyorum ama denemek zorundayım. Arkadaşlarına onun benim babam olduğunu söylemek zorundayız Sean. Bu kadarını hak ediyorlar. | Open Subtitles | لا أعلم, لكن يجب أن أحاول علينا أن نخبر أصدقائك أنه والدي إنهم يستحقون معرفة ذلك |
Ve bu suçlardan dolayı kamu tarafından cezalandırılmayı hak ediyorlar. | Open Subtitles | انهم يستحقون العقاب من المجتمع لارتكابهم تلك الجرائم |
Kendimi şanslı hissediyorum. Nico gibi çocuklar en iyi okuyucular ve verebileceğimiz en iyi hikayeleri hak ediyorlar. | TED | اشعر بالحظ. الاطفال امثال نيكو أفضل قراء، ويستحقون أفضل ما نستطيع ان نكتب من القصص. |
Bunu hak ediyorlar, değil mi? | Open Subtitles | فهم يستحقون هذا، الأ تعتقد ذلك؟ |
Sadece bu çocuklara hak ettikleri her şeyi verebilmek istiyorum çünkü harika çocuklar ve daha iyisini hak ediyorlar. | Open Subtitles | أريد فقط أن أكون قادرة لمنحهم كلّ شئ يستحقونه لأنّهم أطفالٌ رائعين ويستحقون الأفضل |
Gitmeyi hak ediyorlar. | Open Subtitles | إنهم يَستحقّونَ الذِهاب |
Bir denizcinin kaderini değil, bir cenaze törenini hak ediyorlar. | Open Subtitles | انهم لا يستحقون مصير بحار، و ولكن دفن يليق أبناء الله. |
Bence ölümden sonra yaşamı hak ediyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أنها تستحق أن يكون لديها آخرة |
Daha iyisi hak ediyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يستحقّون الأفضل. |
Onları mezara koymak zorundayız hak ediyorlar. | Open Subtitles | علينا أن نعطيهم دفن يستحقونها |
O cesur, sakallı erkek ve kadınlar kriptozoologları ve bu unvanın gerektirdiği saygıyı da hak ediyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال والنساء ذو اللحى الشجعان هم علماء حيوان مُتنكرين وهم يستحقوا إحترام أوامرهم |
Halkımızın içinde, bu işleri yapan kimseler; ilgimizi, sevgimizi ve en derin desteğimizi hak ediyorlar. | TED | الناس الذين يقومون بهذه الأعمال في مجتمعاتنا يستحقون أن يحظوا بانتباهنا وحبنا ودعمنا الكبير. |
O yüzden bugün burada dev midyelerin sesi oluyorum çünkü bu harika hayvanlar benim için çok önemli ve önemsenmeyi hak ediyorlar. | TED | لذا أقف هنا اليوم لأمنح صوتًا للمحارات العملاقة لأنني أهتم كثيرًا بشأن هذه الحيوانات المذهلة وهم يستحقون هذا الاهتمام. |
Bence tüm kız arkadaşlarım, orijinal ve seksi Brooke Davis kıyafetleri giymeyi hak ediyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أن كل صديقاتي يستحقن(بروك ديفيز)أصلي جذاب |