Ama sen... sen onun ayaklarını hak etmiyorsun, çok yazık, Shekhar! | Open Subtitles | لكنك لا تستحق حتي لمس قدمها انا ارثي لك يا شيخر |
Bir restoran açmayacaksan bunu hak etmiyorsun. | Open Subtitles | أنصت ، لو لم تقم بعمل المطعم فأنت إذن لا تستحق هذا |
- 6$. - Donna gibi bir kızı 6$ için hak etmiyorsun. | Open Subtitles | سته دولارت انت لا تستحق فتاه مثل دونا بسـته دولارت |
Hiçbir onuru hak etmiyorsun. Yaşayıp, bana hizmet edeceksin. | Open Subtitles | أنتِ لا تستحقين أي شرف ستبقي حية وتخدميني |
O şekilde bir muamele hak etmiyorsun.. Yo! Kırmızı halı başlamak üzere. | Open Subtitles | أنت لاتستحق أن تعامل بهذا الشكل البساط الأحمر على وشك البدأ |
Kusurların ne olursa olsun, böyle soğuk ve karanlık bir yerde tek başına ölmeyi hak etmiyorsun. | Open Subtitles | مهما تكن أخطاؤكَ، فأنتَ لا تستحقّ الموت وحيدًا في مكانٍ بارد ومُظلمٍ كهذا. |
- Sen bu vücudu hak etmiyorsun! - Garip. Ben de sana aynısını diyecektim. | Open Subtitles | أنت لا تستحق ذلك الجسد مضحك لقد كنت على وشك قول نفس الشئ اليك |
Aslında, aptal görünmeyi istemiyorsan aşık olmayı hak etmiyorsun demektir. | Open Subtitles | الحقيقة .. إن لم تكن مستعدا للتصرف بحماقة فأنت لا تستحق أن تكون عاشقا |
Acı çekmeyi hak etmiyorsun. Sadece çılgın yaşlı bir adamsın. | Open Subtitles | أنت لا تستحق الألم أنت مجرد رجل عجوز مجنون |
Gerçi o kadar piskinsin ki merhameti hak etmiyorsun. | Open Subtitles | على الرغم بأنك كنت وقحا أنت لا تستحق الرأفة |
O kızı hak etmiyorsun ve bilirsin ben ediyorum. | Open Subtitles | أنت لا تستحق تلك الفتاة. وهل تعلم؟ أنا أستحقها. |
Sen, benim yaşadığım dünyada yaşamayı hak etmiyorsun. | Open Subtitles | وأيضا انت لا تستحق العيش في نفس المكان الذي أعيش فيه |
Biliyor musun, öyle davranılmayı hak etmiyorsun. Ona öyle davranmamasını söyle. | Open Subtitles | أتدري، لا تستحق أن تُعامل بهذه الطريقة، عليكَ فقط أن تقول لها لا |
Bu durumda yaşamayı hak etmiyorsun bebeğim. | Open Subtitles | عزيزتي ، أنت لا تستحقين ان تعيشين بهذه الطريقة |
Bu çok aşağılayıcı, böyle bir şeyi hak etmiyorsun. | Open Subtitles | هذا مهين جداً، انت لا تستحقين ان يتم معاملتك بهذه الطريقة. |
Belki de böylesi daha iyidir. Sana öyle davranılmasını hak etmiyorsun. | Open Subtitles | ربما هذا أفضل لكِ أنتِ لا تستحقين أن تتم معاملتكِ بهذه الطريقة |
Başını kesmek senin için onurlu bir ölüm olur ama onurlu bir şekilde ölmeyi hak etmiyorsun. | Open Subtitles | الطريقة المشرفة للموت هي بقطع رأسك لكن انت لاتستحق ان تموت ميتة مشرفة |
Başını kesmek senin için onurlu bir ölüm olur ama onurlu bir şekilde ölmeyi hak etmiyorsun. | Open Subtitles | الطريقة المشرفة للموت هي بقطع رأسك لكن انت لاتستحق ان تموت ميتة مشرفة |
Bunu hak etmiyorsun ama başka şansım yok. | Open Subtitles | "ابتكر نوعكَ الخاصّ من الموسيقا" لا تستحقّ هذا ولكنّي لا أملك خيارًا |
Aslında hiç hak etmiyorsun. - Aman, anne, lütfen. | Open Subtitles | يجب علي ألا أعطيك إياها فأنت لا تستحقها بالله عليك يا أمي, أرجوك |
Ama beni hak etmiyorsun sen. | Open Subtitles | وتعلمين ماذا؟ أنت لا تستحقيني. |
Burada olmayı hak etmiyorsun sen. Yaptıkların, geri döndürülemez şeyler. | Open Subtitles | إنّك لا تستحقّين التواجد هنا، إن ما أثمتِه لا يُغتفر |
Bu rezaleti hak etmiyorsun. | Open Subtitles | يا، أنت لا تَستحقُّ ذلك الكلام الفارغِ. |
Balo kraliçesi olmayı asla hak etmiyorsun! | Open Subtitles | وأنتي كذلك لاتستحقين ملكة الحفلة الراقصة |
Beni kullandığı gibi seni de kullanıyor. Bu olanları hak etmiyorsun. | Open Subtitles | استغلّك كما استغلّني، ولا تستحق ما حدث لك |
Sen yaşamayı hak etmiyorsun. | Open Subtitles | لست تستحقّين الحياة. |
- Ama ikinci bir şansı hak etmiyor muyum? - Hayır, hak etmiyorsun. | Open Subtitles | أعرف أني لا أستحق فرصة أخرى - كلا ، لاتستحقها - |
Kancık saçmalığından sonra hak etmiyorsun da değil hani. | Open Subtitles | انها ليست مثل كنت لا يستحقون ذلك بعد أن الفوضى chitlin ". |
Bunu hak etmiyorsun. Bunu bilmemelisin. | Open Subtitles | انت لا تستحقيين هذا يجب ان تعرفى ذلك |
Hapı gizlice alırsan, kimseyi hak etmiyorsun. | Open Subtitles | ولو تناولتَ الحبّة سراً فأنت لا تستحقُّ أحداً |