Bu turnuvayı kazandığım zaman gerçek kimliğimi açıklayacak, hak ettiğim saygıyı elde edeceğim. | Open Subtitles | عندما أفوز بهذه البطوبة سوف أكشف هويتي الحقيقية للحصول على الشرف الذي أستحقه |
Beni dinlediğinizden ve hak ettiğim saygıyı gösterdiğinizden emin olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يريدُ أنّ يتأكد بأنّ الجميع يستمعُ إليّ. وأنّ تقدموا ليّ الإحترام الذي أستحقه. |
Dikkat çekmiyorum. hak ettiğim saygınlığa sahibim. | Open Subtitles | .أنا لا أحول جذب إهتمام أي أحد .لدي السمعة التي أستحقها |
Ama bir başka doğru da bunu hak ettiğim. | Open Subtitles | ولكن ما هو أيضاَ صحيحاَ هو أنني أستحق ذلك |
Sanırım yüzümde hak ettiğim bir ifade var değil mi? | Open Subtitles | اعتقد بأنني أملك تعابير الوجه الذي استحقه |
Uğruna ölmeyi hak ettiğim. | Open Subtitles | أشياء كثيرة أستحق الموت من أجلها. |
Lisa, önemli olan... hak ettiğim cezayı görmemiş olmam. Ve asla görmeyeceğim. | Open Subtitles | (ليسا) ، كل ما يهم أنني لم أنَل ما أستحقه ولن أناله يوماً |
Bana hak ettiğim servetin ve gücün sözünü verdiler. | Open Subtitles | هم وعدوني بالثروة والقوة التي استحقها |
Anlamıyor musun? hak ettiğim şeyi almamı dileyemezsin çünkü onu çoktan aldım. | Open Subtitles | لا تستطيع أنْ تتمنّى حصولي على كلّ ما أستحقّه لأنّي حصلت عليه سلفاً |
Mesela öncelikle hak ettiğim saygıyı görmek isterim. | Open Subtitles | في البداية، أوّد أن تظهري ليّ الاحترام الذي أستحقه |
Sanırım hak ettiğim saygıyı görmek için bu haftaki toplantıda adım ilan edilene kadar beklemem gerekecek. | Open Subtitles | أعتقد أنني سأنتظر فقط حتى يعلنوا عن اسمي في التجمع هذا الأسبوع لأحصل على الدعم الذي أستحقه |
hak ettiğim saygıyı gösterseydin yaşamana müsaade ederdim. | Open Subtitles | قد أدعك تعيش إن أظهرت لي الإحترام الذي أستحقه |
Bay Sutton'ın evine gitmem ve hak ettiğim "teşekkürü" duymam lazım. | Open Subtitles | علي الذهاب إلى منزل السيد (ساتون) لأحصل على الشكر الذي أستحقه |
hak ettiğim cezadan kurtulmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أسأل أن أكون بمنأي عن العقوية التي أستحقها |
Ve hak ettiğim özgürlüğü almak istiyorsam gerçekte benim olanı almam gerektiğini söylüyordu. | Open Subtitles | ،وإذا أردت الحرية التي أستحقها فيجب أن أخذ ما هو لي بالأصل في باديء الأمر سخرت منه |
Sanırım hak ettiğim bu. | Open Subtitles | وأظن أني أستحق ذلك. |
Fakat bu işi hak ettiğim gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يغير حقيقة أنني أستحق هذه الوظيفة |
Bundan sonra bana hak ettiğim saygıyı gösterecek ve arkamdan iş çevireceksiniz. | Open Subtitles | لذا من الان ، سوف تظهرون لي الاحترام الذي استحقه وتتسللون من خلفي |
Uğruna ölmeyi hak ettiğim. | Open Subtitles | أشياء كثيرة أستحق الموت من أجلها. |