ويكيبيديا

    "hakiki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • حقيقية
        
    • الحقيقي
        
    • أصلي
        
    • الأصيل
        
    • الحقيقية
        
    • أصلية
        
    • الأصلي
        
    • الأصلية
        
    • حقيقيّة
        
    • الحقيقيون
        
    • أصيل
        
    • أصيلة
        
    • الحقيقى
        
    • دبوس
        
    • حقيقيا
        
    Ebedi kurtarıcı İsa Mesih'in hakiki ruhu içimizde yaşadığı için sevineceğiz. Open Subtitles نحن ذاهبون لنفرح أن في داخل كل منا يعيش روح حقيقية الوفاء الأبدي للمسيح, يسوع
    Yo, yanılıyorsun. Perdede hakiki bir karizman var. Bu doğru. Open Subtitles أنت مخطئة، لديك كاريزما حقيقية في الشاشة
    Dizim sakatlanmasaydı benim için yapılan hakiki çağrıdan haberim olmayacaktı. Open Subtitles أذا ما مشيت في طريق ركبتي لما وجدت ندائي الحقيقي
    Bu hiçbir hayvan kurban edilmeden üretilen gerçek, hakiki deridir. TED هذا جلد حقيقي و أصلي دون التضحية بالحيوان.
    Pizza savaşları. "En iyi biziz" diye durmadan savaşan şu hakiki, süper, mükemmel herifler. Open Subtitles حروب البيتزا. تعرفان، الأصيل والمذهل والرائع دوماً يتشاجرون حول أيّهم الأفضل
    Ama her şeyden evvel, hakiki bir demokrasiyi hayal edebileceğimiz bir dünya bu. TED ولكن قبل كل شيء، هو العالم الذي يمكننا فيه تخيل الديمقراطية الحقيقية.
    Ama bir illüzyonu mükemmelleştirmek için çarpıtılmış gerçeklik sakladığı şey kadar hakiki görünmelidir. Open Subtitles لكن لإتقان صنع الوهم الحقيقة الكاذبة يجب أن تظهر أصلية كالتي هي مخفية.
    Samandan değil, insani hakiki anlar istiyorum. Open Subtitles أنا لا أريد قشة شرب. أنا أريد لحظات إنسانية حقيقية
    Gerçek insanlara karşı hakiki bir oyun oynadık.Orda olmalıydın, klasikti. Open Subtitles لقد خضنا مباراة حقيقية ضد اناس حقيقيين كان يجب ان تكون هناك، لقد كان الامر رائعا
    Hayatta kalma isteğini hakiki merhamet ile karıştırma, Teğmen. Open Subtitles .. لا تخطء بإرادة الحياة كشفقة حقيقية أيها الملازم
    Size göre sahte olabilir ama bana göre hakiki kral o! Open Subtitles هو رُبما يبدو مُزيفاً لك لكن بِالنسبة ألي فهو الملك الحقيقي
    - Avukatlarımızı yolladık hakiki korucunun peşinden çünkü lisans sözleşmelerimizi korumak zorundaydık. Open Subtitles لقد ارسلنا المحامين خلف الحامي الحقيقي لأنه كان علينا حماية حقوق صفقاتنا
    Sorun bakalım, bu odadaki hiç kimse hakiki bir elmas gördü mü? TED اسأل أي شخص في هذه الغرفة ما إذا سبق له أن رأى الماس الحقيقي من قبل؟
    Sen hakiki bir Amerikalısın, Subay Sabitch. Teşekkür ederim. Open Subtitles أنت أميركي أصلي كفو رقيب سابيتش أنا ممنونك كتير
    Tamamen hakiki eti alıp Krusty kalitesine gelene kadar canına okuyoruz. Open Subtitles نبدأ بلحم أصلي فاخر ونقم بمعالجته حتى يصبح جيد بما فيه الكفاية لكرستي
    Bu gerçek Prens. hakiki olan. Open Subtitles إنه الأمير الحقيقي الشيء الأصيل
    Hayır. Sadece "hakiki". Ayrıca "Mükemmel hakiki Nick" de değil. Open Subtitles كلاّ، إنّه الأصيل وحسب كمّا أنّه ليس (نيك) الأصيل الرائع،
    Kendini alçaltıp tüm insani varlığını, gerçek ve hakiki sevginin dilini uygulamaya adadı. TED فقد خفض نفسه، وعاش حياته البشرية بأكملها ممارساً لغة الحب الحقيقية الملموسة.
    Ama biz bütün paramızı hakiki deriden futbol topu almak için biriktiriyoruz. Open Subtitles أما نحن فندّخر نقودنــا لشراء كرة قدم جلدية أصلية
    Bu römorkun içinde neyin hakiki ve neyin gerekli ve işlevsel olduğunu anlamak için gerçekten biraz arkeoloji yapmamız gerekiyordu. TED نحتاج فعلا للتنقيب داخل المقطورة ذاتها، لنكتشف ما هو الأصلي في مقطورة الإير ستريمر وما الذي لهو هدف حقيقي وفائدة
    Çünkü biz gerçek şeyiz, hakiki şey. Open Subtitles -لأننا الأمر الحقيقي نحنُ الموسيقى الأصلية
    Sorgusuz sualsiz, bu tablolarin her birinin kesinlikle ve sorgulanamayacak bir sekilde hakiki oldugunu söyleyebilmen gerekir. Open Subtitles ستحتاج للإعلان دون شكّ أنّ كلّ واحدة من هذه اللوحات حقيقيّة بشكل لا يُمكن إنكاره.
    Haber verdiğimde hazır olun yeter. hakiki inançlılar sadece. Open Subtitles فقط تأكد أنك مستعد عندما أقول المؤمنون الحقيقيون فقط
    Kral, Levye'ye hakiki pirinçten bir teleskop Kraliçe de Fuegia'ya en iyi şapkalarından birini hediye etmiş. Open Subtitles أعطى الملك لجيمى تلسكوب نحاسى أصيل والملكة أعطت فويجا واحدة من أفضل قبعاتها لتحتفظ بها الى لأبد
    Arkadaşım bu, hakiki bir Nazi subayı üniforması, tahminen 1942'den. Open Subtitles هذه يا صديقي بدلة ضابط نازي أصيلة منذ عام 1942
    İçeride oturup ölümü düşünürken hakiki ölüm karşıma dikidli. Open Subtitles و حينما كنت اجلس افكر فى الموت الموت الحقيقى جاء الى بالفعل
    hakiki gümüş bir telefon çevirici. Open Subtitles دبوس لتدوير حلقة أرقام الهاتف من الفضة الأسترليني
    Ama bununla beraber, sana karşı hissettiklerimin hakiki olduğunu bilmeni istiyorum. Open Subtitles لكن خلف ذلك , لكن اريدك ان تعلم انه لدي شيئا حقيقيا لك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد