Irak halkını koruma bilim adamlarının ve mühendislerinin yeteneklerinden faydalanma hakkına sahip. | Open Subtitles | العراق لديه الحق في حماية شعبه للإستفاده من مهارات علمائه ومهندسيه |
Kazanan. Artık etraftaki tüm dişilerle çiftleşme hakkına sahip. | Open Subtitles | الفائز، لديه الحق الآن في التزاوج مع كلّ الإناث القريبة |
Dinle beni, bana bağırma hakkına sahip olduğunu hiç sanmıyorum, öyle değil mi? | Open Subtitles | ،إستمع اعتقد ليس لديك الحق في الصراخ في وجهي ، وتعرفين ذلك جيداً |
Bir çocuğu yeterince ihmal ederseniz, işler iyi sonuçlanmadığında artık şaşırma hakkına sahip değilsinizdir. | TED | إذا نبذت طفلاً لمدة طويلة كفاية، فليس لديك الحق بعد ذلك لتكون متفاجئاً عندما لا تكون النتائج جيدة. |
Bana evlat demek hakkına sahip olan tek insan babamdı. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي يحق له أن يناديني بذلك هو أبي |
Soylularımız yönettikleri topraklarda evlenen her kızla, ilk geceyi geçirme hakkına sahip olacak. | Open Subtitles | الليلة الأولى عنما أي فتاة من العامة تقطن أراضيهم تتزوج نبلائنا سيكون لهم الحق الجسدي في ليلة الزفاف |
200. kata vardıktan sonra ise en güçlü dövüşçülere yani Kat Efendileri'ne ölüm kalım mücadelesi için meydan okuma hakkına sahip olurlar. | Open Subtitles | "بعد بلوغ الطابق الـ 200 يصير لكَ الحقّ بأنّ تتحدى المقاتل الأقوى..." "من بين أقوى مقاتلي ذلك الطابق في معركة فاصلة" |
Onlar sadece kendisinin, suçlayıcısı ile yüzleşme hakkına sahip olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | بل صرحوا ببساطة بأن لديها الحق في مقابلة متهميها وجه لوجه |
Her çiftin istediği kuralı koyma hakkına sahip olduğunu söylüyorum sadece. | Open Subtitles | أنا فقط أقول بأن الجميع لديهم الحق بوضع قوانينهم الخاصة |
Fakat onun, yaşamı hakkında karar verme hakkına sahip olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | و لكنِّي أعتقد أنَّ لديه الحق الكامل في حياته |
Fakat onun, yaşamı hakkında karar verme hakkına sahip olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | و لكنِّي أعتقد أنَّ لديه الحق الكامل في حياته |
Suçlayıcısı ile yüzleşme hakkına sahip mi? | Open Subtitles | هل لديه الحق في مواجهة متهميه؟ |
Joe Geddes İç İşleri'nin merceği altındaysa Garrity haklarını talep etme hakkına sahip. | Open Subtitles | اذا كان (جو جيدس) تحت مجهر الشؤون الداخلية يصبح لديه الحق في الأحتجاج |
Gece boyunca tüm zırvalıkları bir kenara bırakıp gecenin asıl anlam ve önemine gelirsek sen bana istediğin kişiyle, istediğin zaman istediğin yerde yatma hakkına sahip olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | ترهاتك التى تتساقط مساءً انتَ تخبرنى انك لديك الحق لمضاجعه اى واحده فى اى مكان فى اى وقت؟ |
Sen henüz benle dövüşme hakkına sahip değilsin, Bay Carter. | Open Subtitles | أنت لحدالأن ليس لديك الحق في منازلتي سيد كلرتر |
Bana bunu söyleme hakkına sahip olduğunu düşündüren şey nedir? | Open Subtitles | ما الذي يجعلك تعتقد أن لديك الحق في أن تخبرني بذلك؟ |
Mahpusları serbest bırakma hakkına sahip değildir. | Open Subtitles | لا يحق للرئيس ولا للحكومة اﻹفراج عن هؤلاء السجناء |
Sen de günah işledin. İlk taşı atma hakkına sahip değilsin. | Open Subtitles | أنت مذنب أيضاً، ولا يحق لك أن ترميها بأول حجر |
Davalı, dengi olan bir jüri heyeti önünde kamu yargılaması hakkına sahip bir sivildir. | Open Subtitles | المدعى عليه مدني يحق لها محاكمة عامة أمام هيئة محلفين من أمثالها. |
Artık ülkemizi yönetme hakkına sahip değilsiniz. | Open Subtitles | لم يعد لهم الحق في إدارة دولتنا |
Oğlum denizcilik, ticaret ve tarım üzerine çalışmalı ki, onun çocukları resim, şiir ve müzik çalışma hakkına sahip olabilsin. | Open Subtitles | أبنائي يجب أن يدرسو الملاحة , التجارة و الزراعة ولذا أطفالي ... سيكون لهم الحق |
200. kata vardıktan sonra ise en güçlü dövüşçülere yani Kat Efendileri'ne ölüm kalım mücadelesi için meydan okuma hakkına sahip olurlar. | Open Subtitles | "بعد بلوغ الطابق الـ200، يغدو لكَ الحقّ في تحدّي المقاتل الأقوى..." "لسادة مقاتلي الطابق في نزالٍ فاصل" |
"Miranda Seksi Kalma hakkına sahip" | Open Subtitles | ميراندا" لديها الحق لتبقى مثيرة" |
İnsanlar yalnız kalma hakkına sahip olmalı. | Open Subtitles | الناس لديهم الحق بأن يتركون بحالهم |