Ve ekonominin nasıl işlediği hakkında çok fazla şey duyduk. | TED | وسمعنا الكثير عن محاولة معرفة كيفية نمو الاقتصادات العالمية .. |
Ama o akşam hakkında çok fazla şey biliyordu gazetede yazmayan şeyler. | Open Subtitles | ولكنّه كان يعرف الكثير عن تلك الليلة، أمور لم تكن في التقارير. |
Bir sebep. Burada kalanlar hakkında çok fazla bilgim olmaz. | Open Subtitles | سبب أنا لا أعلم الكثير عن أي شخص يقطن هنا |
İnsanın okyanus üzerinde balık tutma ve aşırı avlanma konusunda yaptığı etkiyi biliyoruz. Ama gerçekten suyun altında ne olduğu hakkında çok fazla birşey bilmiyoruz. | TED | نحن نعلم عن تأثير الإنسان على المحيطات فيما يتعلق بالصيد و الصيد الجائر، و لكننا في الواقع لا نعلم كثيراً عن ما يحدث تحت المياه. |
Sunumda gördünüz, milyonlarca yıllık denizlerdeki kökenimizin vücudumuzdaki hafızası hakkında, çok fazla konuşmamı duydunuz. | TED | رأيتم هذا في العرض، تحدثت كثيراً عن ذاكرة الجسد التي تعود لملايين السنين، من أصولنا المائية. |
Ve siz ne zaman ki çok yakında ölüm beklentisi ile yüzleşirsiniz, herşey hakkında çok fazla düşünmeye başlarsınız. | TED | وعندما يواجهك مشهد الموت تبدا في التفكير كثيرا عن كل شئ |
Aramızda kalsın ama işin hakkında çok fazla konuştuğunu düşünüyor. | Open Subtitles | لكن فقط بيننا إنها تعتقد أنك تتحدث كثيراً جداً حول وظيفتك |
Askeri tarihe bayılıyordum ve konu hakkında çok fazla okumuştum. | TED | أحب التاريخ العسكري وقرأتُ الكثير عن هذا الموضوع. |
Müzik hakkında çok fazla bilgileri yoktu, ama bana müziği onlarla birlikte keşfetmem için fırsat verdiler. | TED | صحيح انهما لم يكونا يعرفان الكثير عن ذلك لكنهما اعطياني الفرصة لاكتشف ذلك معهما |
Çok faydalılar, Evren hakkında çok fazla şey öğrendik onlardan. | TED | إنها مفيدة جداً، لقد عرفنا الكثير عن الكون منهم. |
Uydular harika ve birkaç on yıldır bize büyük resim hakkında çok fazla şey öğrettiler. | TED | حسنًا، إنها رائعة، وقد علمتنا الكثير عن المشهد الكلي على مر العقود القليلة المنصرمة. |
Masum birisine göre bu konu hakkında çok fazla şey biliyorsun sanki. | Open Subtitles | يبدو انكِ تعلمين الكثير عن هذا بالنسبة لشخص بريء |
Ben... bilirsin, son zamanlarda gelecek hakkında çok fazla konuşuyoruz ve, uh... demek istediğim, her zaman evleneceğimizi farzediyordum. | Open Subtitles | كنا نتحدث الكثير عن المستقبل مؤخراً وأنا أظن دائماً بأننا سنتزوج لكنني |
Bakın gerçekten, uzay roketleri hakkında çok fazla bilgim yok, ama olasılık hakkında az bir şey biliyorum. | Open Subtitles | لا , أنظر حقاً انا لا أعرف الكثير عن صواريخ الفضاء لكني أعرف شيئاً قليلاً حول الإحتمالات |
Biliyorsun,bunu işyerinde asla söylemem ama birisi hakkında çok fazla şey bilmenin kötü şeylere yol açtığını... | Open Subtitles | تعلمين، لن أقول هذا في العمل أبداً، لكن هنالك بحث ينصّ على أن معرفة الكثير عن شخص في البداية |
Kendisi hakkında çok fazla konuşmadı ama Fransız olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | حسناً ,هي لم تحدثني كثيراً عن نفسها لكنني أعلم بأنها فرنسية |
Cukrowicz. Bizans hakkında çok fazla bilgim yok. | Open Subtitles | إننى لا أعرف كثيراً عن البيزنطية |
Londra hakkında çok fazla konuşuyoruz, değil mi? Hayır. | Open Subtitles | أعتقد أننا تحدثنا كثيرا عن لندن ، صحيح؟ |
Demek ki, birbirimiz hakkında çok fazla şey duymuşuz. | Open Subtitles | حسنا، والآن سمعنا كثيرا عن بعضها البعض. |
Bunun hakkında çok fazla konuşuyormuşum gibi hissettim, ama... | Open Subtitles | أشعر أنني أتكلم كثيراً جداً حول ذلك ولكن... |