Büyükbabalarıyla yaşıyorlar, bana nefret hakkında bildiğim her şeyi öğreten adamla. | Open Subtitles | يعيشان مع جدهما. الرجل الذي علمني كل شيءٍ أعرفه عن الكراهية. |
Arkady Federov hakkında bildiğim her şeyi anlatmaya karar verdim. | Open Subtitles | قررت أن أخبرك عن كل ما أعرفه عن أركادي فيدوروف |
Tamam, ancak seks hakkında bildiğim her şey internet pornosundan ibaret. | Open Subtitles | حسنا، ولكن كل ما أعرفه عن الجنس هو من الاباحية الإنترنت، |
Japonya hakkında bildiğim tek şey, onlarla savaş halinde olmamızdı. | Open Subtitles | الشيئ الوحيد الذي عرفته عن اليابانيين, .اننا كنا في حالة حرب ضدهم |
"Kırmızı ceketli" hakkında bildiğim tek şey, işin başında onun olduğu. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي أعلمه عن ذات الرداء الأحمر أنها هي المسؤله |
Senin hakkında bildiğim şey seni tamamen farklı bir insan yaptı ama. | Open Subtitles | ما أعرفه عنك يجعلك شخصاً مختلفاً تماماً. |
-Olabilir. Ağaçlar hakkında bildiğim tek şey iyi kütükler olduğu. | Open Subtitles | إن الشئ الوحيد الذى أعرفه عن الأشجار هو أنها تصدر خشباً جيداً |
Kadınlar hakkında bildiğim her şeyi bana sen öğrettin. | Open Subtitles | أنت قد علمتني كل شئ أعرفه عن النساء. لا تنس ذلك |
Eğer benimle yemek yemek isteseydin, sana denizayıları hakkında bildiğim herşeyi anlatabilirdim. | Open Subtitles | إذا أردتي تناول العشاء معي، بإمكاني إخبارك كل شئ أعرفه عن عجول البحر |
Müzik hakkında bildiğim her şeyi ondan öğrendim. | Open Subtitles | لذا، فكل ما أعرفه عن الموسيقى تعلمته منه. |
Basketbol hakkında bildiğim herşeyi, bir bayandan öğrendim. | Open Subtitles | كل ما أعرفه عن كرة السلّة تعلمته من إمرأة |
Basketbol hakkında bildiğim herşeyi, bir bayandan öğrendim. | Open Subtitles | كل ما أعرفه عن كرة السلّة تعلمته من إمرأة |
Avukatlık hakkında bildiğim tek şey, onu yapmak istemediğimdir. | Open Subtitles | كل ما أعرفه عن بأن أكون محامية هو بأني لا أريد أن أصبح محامية |
Elektrik fiziği hakkında bildiğim her şey bu cihazın çalışmaması gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | كلّ ما أعرفه عن فيزياء الكهرباء يقول أنّ هذا الجهاز لن يعمل أبداً |
Bu kutu düşüncelerimi topluyor ve dostlarım hakkında bildiğim her şey burada. | Open Subtitles | أفكاري يتم جمعها بهذا الصندوق و كل ما أعرفه عن أصدقائي يتم تخزينه هنا |
Bana her şeyi o öğretti. Araba hakkında bildiğim her şeyi. | Open Subtitles | لقد علمني كل شيئ كل شيئ أعرفه عن السيارات |
Bana güven, Danny hakkında bildiğim bir şey varsa o da onun hiçbir zaman âşık olmadığıdır. | Open Subtitles | ثق بي إذا كان هناك أي شيء أعرفه عن داني أنه لم يوقع في الحب |
Dünya hakkında bildiğim herşeye karşı bir saldırıdan bahsediliyordu? | Open Subtitles | ..التحدث عن الهجوم على كل شىء عرفته عن العالم |
Sullivan hakkında bildiğim her şeyi anlattım. | Open Subtitles | انظر، لقد قلت لك كل شيء أعلمه عن سوليفان |
Senin hakkında bildiğim bir şey varsa, o da aradığını bulana kadar durmayacağındır. | Open Subtitles | ما أعرفه عنك هو عدم التوقّف قبل العثور عمّا تبحثين عنه |
hakkında bildiğim her şeyi tekrar düşünmem gerekti. | Open Subtitles | إضطررت لإعادة التفكير بكل شيءٍ أعرفه عنكِ. |
hakkında bildiğim utanç verici bir sırrı herkese anlatmakla tehdit ettim onu. | Open Subtitles | لقد هددته أن أخبر الجميع سرّه المخجل الذي أعرفه عنه |
Annem hakkında bildiğim şey, onun da yeteneği olduğu. | Open Subtitles | من القليل الذي أعرفه بشأن والدتي , فقد كانت أيضاً تملك الموهبة |
Beysbol, o benim babamdı. Onun hakkında bildiğim herşeyi bana o öğretti. | Open Subtitles | أما البيسبول، فالفضل لأبي علمني كل ما أعرفه عنها |
Açıkçası herkes hakkında bildiğim şeyler çok ağır bir yük. | Open Subtitles | أعني, إنها حقيقة إنها حمل ثقيل كل هذه الأشياء التي أعرفها عن كل واحد |