Tüm tarih boyunca, güzellik ve teknoloji hakkındaki idealleri dışa vurmak için kullanıldılar. | TED | لقد استخدمت على مر التاريخ للتعبير عن المثل العليا حول الجمال، حول التكنولوجيا. |
Bunun en iyi yolu, olan bitenler hakkındaki verileri açmak ve paylaşmaktır. | TED | وأفضل طريقة للقيام بذلك هي أن نتفتح ونتشارك البيانات حول ما يحدث. |
Kadınların cinsel organları hakkındaki duyguları doğrudan seks hazlarıyla bağlantılıdır. | TED | شعور النساء حول أعضائهن التناسلية ارتبط مباشرةً بشعورهن بالمتعة الجنسية. |
Seçim hakkındaki komik şey... onu bir kere yaparsın, onunla yaşarsın. | Open Subtitles | الشئ المضحك بشأن الخيارات عندما تقوم بهم يجب أن تتعايش معهم |
Adamlarınız silah bulundurmak ve saklamak hakkındaki... kamp kurallarını bilmiyorlar mı? | Open Subtitles | و رجالك يعرفون قوانين المخيم بشأن حيازة و إخفاء اسلحة, أليس |
Doktor, Bayan Clyde hakkındaki kuramında küçük bir kusur var. | Open Subtitles | دكتور .. هناك خطأ صغير بخصوص نظريتك عن مس كلايد |
Genel olarak, bu tarih hakkındaki fikirlerimizi bu gibi ağaç şekilleriyle ifade ederiz. | TED | وعادة ما نمثل أفكارنا عن ذلك التاريخ .. في شكل شجرة مثل هذه |
Çocuklar ve teknoloji hakkındaki korkular yeni değil; daha önce de buradaydık. | TED | فالخوف حول الأطفال والتقنية ليس شيئًا جديدًا لقد مررنا بذلك من قبل. |
- Hayır Fred'in Daphne yani Patsy hakkındaki hislerini bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لَيْسَ لَكَ فكرةُ كَمْ فريد يَشْعرُ حقاً حول دافن |
Ama sonra cinayet hakkındaki aşırı heyecan ve bunu fark ettim. | Open Subtitles | لكن ثمّ هناك هذا اللوحة الكاملة حول القتل، وأنا لاحظت هذا. |
Hangisi daha çok beğenildi görelim. Pekala, şuradaki Lotto hakkındaki duygularınız nasıl? | Open Subtitles | دعنا نرى من الذى يرحل كيف تشعروا حول هذة القرعة هنا ؟ |
Neredeyse her şey hakkındaki her şeyi bildiğimden bahsetmiş miydim? | Open Subtitles | أذكرت بأنّني أعرف تقريبا كلّ شيء حول كلّ شيء تقريبا؟ |
Birleşme hakkındaki şu ibare, Tess'in cümlesi mi, yoksa senin mi? | Open Subtitles | تلك العبارةِ حول الزواجِ — هَلْ تلك عبارةِ تيس أَو لك؟ |
Bu hafta sonu ana rahminde alkolden etkilenenler hakkındaki haberi gördünüz mü? | Open Subtitles | رأيت التغطية التي حدثت حول جنين الكحول على عطلة نهاية الأسبوع هذه؟ |
İlkinde kız arkadaşının, üst derin hakkındaki tepkisi seni endişelendiriyor, değil mi? | Open Subtitles | أنت قلق بشأن ردِّ فعل بنتِكَ إلى قلفتِكَ في المرة الأولى، حقّ؟ |
Ama buraya ilk geldiğinde, annenin kaldırım kenarında ölmesi hakkındaki üzüntünü dile getirmiştin. | Open Subtitles | حين أتيتِ أوّل مرة إلى هنا، أبديتِ رعباً كبيراً بشأن وفاة والدتكِ بمزراب |
Uyandığında gördüğün el, çocukluk anıların ve geleceğin hakkındaki düşüncülerin, | Open Subtitles | اليد التي تراها عندما تستيقظ، ذكريات طفولتك ومشاعرك بشأن مُستقبلك. |
- Casey'nin şu televizyon bağışı hakkındaki tavrı umurumda değil. | Open Subtitles | لن أمانع تفسيراً من كايسي بخصوص الشاشة المسطحة إنس الأمر |
Evet ve ailemle tanışman hakkındaki fikrimi değiştirdim ama şimdi pişman olmaya başlıyorum. | Open Subtitles | أجل، وقمت بتغيير رأيي بخصوص مقابلة والديّ وعلى مايبدو أنّني سأندم على ذلك |
Merhamet hakkındaki diğer şey ise sinirsel bütünleşme denen özelliği arttırmasıdır. | TED | وهناك شيء آخر عن التعاطف انه فعلاً يحفز ويقوي التكامل العصبي |
Şey hakkındaki konuşmamızı devam ettiririz diye düşündüm... Burada gelecekte olacak şeyleri. | Open Subtitles | إعتقدتُ أنّ علينا أن نُكمل حديثنا حيال مُستقبل الأوضاع في الأنحاء هنا |
Şarkı hakkındaki tereddütlerine rağmen bunun kendine özgü bir performans olduğunu kabul etmelisin. | Open Subtitles | بغض النظر عن تحفظاتك تجاه الأغنية فيجب أن تعترف بأنه كان آداءً أصيلا |
Peki ikinizin hakkındaki düşüncelerinin ne olduğunu sordu mu? | Open Subtitles | و هل توصلت إلى هذا أفكارك بشأنك أنت و هي؟ |
Bu Beecher hakkındaki ikinci konuşmandı. | Open Subtitles | كانَت هذه ثاني مُحادثَة لكما حولَ بيتشَر |
Koşu ve koşu sakatlıkları hakkındaki ilginç şey, | TED | ان الامر المثير للفضول فيما يخص الجري .. واصابات العدائين |
Bu eğitim, politika ve dine ilişkin sorunlarda göçmenler hakkındaki çoğu tahminimiz yanlış. | TED | لذا بخصوص هذه القضايا التي تتعلق بالتعليم والسياسة والدين، الكثير من الأشياء التي نفترضها حول المهاجرين غير صحيحة. |
Yani, bölge savcısını arasam, MC cüzdan fonu hakkındaki her şeyi biliyor mu? | Open Subtitles | لذا , لو إتصلتُ بالمدعية العامّة الآن، أستعرف بشأنِ مالك الذي من العصابة؟ |
Yalnızca teorilerinize göre davranacağım ve karımı yüzler hakkındaki önyargılarından kurtaracağım. | Open Subtitles | ببساطة سأتصرف وفقًا لنظرياتك وسأحرّرها من أحكامها المسبقة اتجاه الوجوه |
İsraf olurdu. Zaten senin hakkındaki herşeyi biliyorum. | Open Subtitles | تلك مضيعة للمال فأنا أعرف كلّ شيءٍ عنكَ فعلاً |
Senin hakkındaki hislerimi bilirsin. Ama seninle gelmiyorum. | Open Subtitles | أنت تعرف شعورى تجاهك لكننى لست ذاهباً معك |
hakkındaki iddialar çok ciddi. Kefalet çok uzak bir ihtimal. | Open Subtitles | بوجود كل تلكَ الإتهامات الموجهة ضدك، الكفالة هنا مستعبدة تماماً. |