Güçlerini bu şekilde kullanman insan haklarına aykırı bir durum. | Open Subtitles | لكن لا أظن أن عليك استخدام خاصتك لخرق الحقوق المدنية |
Bunda sorun yok ama bu durumda kadınlar sahne, film, roman ve yaratıcı alanların %50 haklarına sahip olmalı. | TED | وهذا جيد، لكن تحتاج الأنثى إلى 50 بالمئة من الحقوق في المسرح والأفلام والروايات، و مساحة الإبداع. |
Lisanslı psikoloji öğrencisi olarak bu yapımı insan haklarına aykırı ilan ediyorum. | Open Subtitles | كطالبه علم نفس مرخصه فأنا أعلن بأن هذا الإنتاج مخالف لحقوق الإنسان |
İşte bu durum, 21. yüzyılda insan haklarına yönelik en büyük tehdidin | TED | وهذا جعلني أدرك أن تغير المناخ هو أكبر تهديد لحقوق الإنسان في القرن ال21. |
Calles'ı devirmeli, insan haklarına saygılı... demokratik bir hükümet kurmalıyız. | Open Subtitles | سنقوم بالإطاحة بكاليس وسوف نقيم حكومة ديمقراطية تحترم حقوق الناس |
Uyuşturucu satıcılığını kontrol eden özel mülkiyet haklarına sahiptiler. | TED | هم أصحاب الحقوق الحصرية في مبيعات المخدرات. |
İyi insanların yasal haklarına tecavüz etmeyeceğiz. | Open Subtitles | نحن لن نسحب الحقوق المدنية للمواطنين الجيدين. |
Görünüşe göre yaşam haklarına ya da hiçbir Janis Joplin şarkısına sahip olmamak izleyiciler için olumsuz etkiymiş. | Open Subtitles | تبين انه لم نحصل على الحقوق ,واغاني جانيس جوبلين لم تعجب الجمهور. |
Müziklerinden gelen telif haklarına ne diyeceksin? | Open Subtitles | ماذا عن كل الحقوق الذي ربحتها من مسيقاك؟ |
Ayrıca meclis üyesi olarak, kadın haklarına destek veriyor. | Open Subtitles | و كعضو في البرلمان، هو من الداعمين لحقوق المرأة الآن و هل هذه صفقة مربحة؟ |
Avrupa'nın bu bölgesinde savaş öncesi mülkiyet haklarına saygı gösterilmemişti. | Open Subtitles | في هذا الجزء من أوروبا كان هناك الآن إحترام قليل لحقوق الملكية قبل الحرب |
Bu senin özel yaşamın ve serbest dolaşma haklarına kısıtlama getirmek demek olur. | Open Subtitles | لا أستطيع فعل شيء يكون انتهاك لحقوق الإنسان بهذا الشكل |
Onu bu şekilde tutmak, insan haklarına bir saldırıdır ve müvekkilim herhangi bir suçlama olmaksızın günlerdir burada tutuluyor. | Open Subtitles | استخدام هذه القيود هو انتهاك لحقوق الإنسان وتم موكلي عقد لعدة أيام دون توجيه اتهامات |
Müslüman Kardeşler'e, gerektiği gibi, azınlık haklarına saygı duymak zorunda olduklarını nasıl söyleriz, bizler çoğunluk haklarını kabullenmezsek? | TED | وكيف يمكننا اخبار الاخوان المسلمين, كما يجب علينا ان عليهم ان يحترموا حقوق الاقلية اذا لم نتقبل حقوق الاغلبية؟ |
Ve en tanımlayıcı olarak, kadın haklarına tam bir savaşın öncüleridir. | TED | والأكثر وضوحاً،أنهم يقودون حرب شاملة ضد حقوق المرأة. |
Kabul etmeliyiz ki sürdürülebilir güvenliği sağlamak, insan haklarının tesis edilmesi, insan haklarına destek vermek ve saygı göstermekle mümkün. | TED | يجب أن نعترف بأن الأمن المستدام يُبنى على أساس حقوق الإنسان، يٌبنى على تعزيز واحترام حقوق الإنسان. |
Bu insan haklarına aykırı, anlıyor musun? | Open Subtitles | إنه انتهاك لحقوقه المدنية، أتفهم ذلك؟ |
Demek istediğim artık eşcinsel haklarına ve evlenme hakkına sahibiz. | Open Subtitles | أقصد... إننا نملك حقوقاً للمثليين و حق المساواة في الزواج |
Bize adını söylemeye karar verdiğinde haklarına kavuşabilirsin. | Open Subtitles | عندما تقررين إعطائهم إسمك سوف يعطوكى حقوقك |
Bütün Winesburg tecrubem boyunca bu gereklilikleri kişisel haklarına tecavüz olarak görüp onlara karşı çıkan bir öğrenci ile karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | طوال خبرتي في وينسبيرغ أنا لم أقابل أبدا طالبا اعترض على هذا المطلب باعتباره تعديا على حقوقه. |
Annelik haklarına son veren hiçbir uyarı almadığını iddia ediyor. | Open Subtitles | إنها تدّعي عدم وصول أي إشعار إليها لإنهاء حقوقها الأبوية ليس ذلك ممكناً |
İnsanlar olarak insan haklarına ve insanin saygınlığına önem vermeden tam olarak evrimleşemeyeceğimizin farkındasınız. | TED | وأننا لن نكون بشراً مكتملين التطور حتى نهتم بحقوق البشر والكرامة الإنسانية. |
sistematik olarak bazı özgürlükleri kısıtlar ve insan haklarına tecavüz eder kendini kendi kusur ve eksiklerinden korumak için. | Open Subtitles | أَو الذي ينتهك حريات عدة بشكل منهجي ويَنتهكُ حقوقَ الإنسان, من أجل حماية نفسه ، من أوجه عيوبه. |