ويكيبيديا

    "hale gelir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تصبح
        
    • يصبح
        
    • مع بعضة
        
    Radyasyon, DNA'ya zarar verebilecek bir işlem olan darbeler sonucunda atomun elektronlarını söküp attığında tehlikeli hale gelir. TED الإشعاعات تصبح خطيرة عندما تمزق ذرات الالكترون بعيداً بسبب التصادم، هذه العملية قد تؤذي الحمض النووي.
    Ancak, diğer tüm bağlantılar güçlü ve güvenilir olursa, sizin bağlantınızın ehemmiyeti daha önemli hale gelir. TED ولكن عندما تصبح كل الروابط الأخرى قوية وموثوق بها، تُصبح أهمية الرابط أمرا أساسياً بشكل أكبر.
    Ve bu ikisini birleştirdiğinizde işler eğlenceli hale gelir, çünkü artık sadece topladığınız veriyle çalışıyor olmazsınız. Ayrıca henüz toplanmamış veriyle çalışabilirsiniz. TED عندما تدمج الاثنين، تصبح الأمور أكثر مرحًا لأنك لم تعد تعمل مع البيانات فقط التي قد جمعتها بالفعل.
    Pasaportu güvenli hale gelir gelmez, onu Hong Kong'a giden ilk uçağa koyacağız. Open Subtitles سوف نضعها في أول رحلة إلى هونغ كونغ حالما يصبح جواز سفرها جاهزًا
    Konuşma aslında bir süre sonra daha sessiz ve daha hırıltılı bir hale gelir ve bu belirtilerin örneklerinden biridir. TED والكلام يصبح أكثر هدوء وأكثر لهثةً وذلك بعد فترة من الوقت، وهذا مثال على الأعراض المرافقة له.
    Yine de, yukarıdan bakılınca, güya Tanrı tarafından, her şey bir anda birbiriyle uyumlu hale gelir. Open Subtitles حتى التى يراها معظمنا كما لو كانت من صنع الرب . وكل شىء فجاءة يتناغم مع بعضة
    Meydan okuma ve yeteneğin diğer birleşimleri giderek daha az optimal hale gelir. TED التركيبات الأخرى للتحدي والمهارة تصبح أقل مثالية بشكل تدريجي
    Vurduğumuzda inşallah görünür hale gelir yoksa asla bulamayız. Open Subtitles أتمنى أن تصبح مرئية فقط لو لمرة واحدة غير ذلك لن تكون قادر أبداً فى العثور عليها
    Ve öyle bir fizyolojik duruma girersiniz ki dinlemeniz neredeyse imkansız hale gelir. Open Subtitles هذا يعني أن جسمك يفرز الأدرينالين و تصبح في حالة فسيولوجية لا تسمح لك بالاستماع
    Eğer birisi aşırı güç kullanırsa, çarpışmada saldırıya açık hale gelir. Open Subtitles عندما تغع ل أكثر من الازم تصبح عرضة للهجوم المضاد
    Hasar gören yakıt hücresi kararsız hale gelir. Open Subtitles عندما تتفجر خلايا الوقود تصبح غير مستقرّة
    3 ay içinde genç buzağı gelişerek güç dolu hale gelir. Open Subtitles بغضون ثلاثة أشهر، تصبح الصغار صاخبة ومُفعَمة بصحّة جيّدة
    Dış dünyadan kaçmak giderek daha zor bir hale gelir. Open Subtitles فهم يجدون بانها تصبح اصعب فاصعب لابقاء العالم الخارجي بعيدا عنهم
    Bu genler kanser hücresi üretebilir hale gelir. Open Subtitles و بهذا تصبح هذه الجينات قادرة على إنتاج خلايا سرطانيّة.
    İlişkiler resmileştikçe daha karışık hale gelir, sürekli taviz verirsin ve insanlar değişir ve sonra... Open Subtitles عندما تصبح العلاقات اكثر رسمية تصبح فوضوية و تقوم بالمنح و المفاوضات و يتغير الناس و ثم
    Para daha çok şey satın alabilmeye başladıkça, daha fazla refah, ya da refahın eksikliği, önemli hale gelir. TED كل ما أستطاع المال شراء أشياء أكثر، عندها الثراء الفاحش، أو عدم الثراء، يصبح قضية.
    80 metrenin altında, basınç çok daha güçlü hale gelir, ve onu fiziksel olarak hissetmeye başlarım. TED وانطلاقا من 80 متر، يصبح الضغط قوياً بالفعل، وأبدأ الشعور به جسدياً.
    Neyin nerede olduğunu bildiğinizde, onları paylaşmak daha kolay hale gelir. TED وحينما تعرف أين توجد الموارد، يصبح من السهل تقاسمها.
    150 metre aşağıda fotosentez imkansız hale gelir. Open Subtitles ..على عمق 150 متر يصبح التمثيل الضوئي أمراً مستحيلا
    Yine de, yukarıdan bakılınca, güya Tanrı tarafından, her şey bir anda birbiriyle uyumlu hale gelir. Open Subtitles حتى التى يراها معظمنا كما لو كانت من صنع الرب . وكل شىء فجاءة يتناغم مع بعضة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد