ويكيبيديا

    "halletmek için" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لتسوية
        
    • للتعامل مع
        
    • لمعالجة
        
    • لإنجاز
        
    • لاحلها
        
    • للتمسك بهذه
        
    • لإنهاء بعض
        
    Sanırım bu beyler işleri halletmek için özel görüşmek isterler. Open Subtitles بيل، أعتقد أن هؤلاء السادة يودون قليل من الخصوصية لفترة من الآن نوعا ما لتسوية الامور
    Karımla bazı işlerimizi halletmek için Bisbee'ye gidiyoruz. Open Subtitles أنا و زوجتي ذاهبان إلى بيسبي لتسوية بعض المشاكل
    Durumu halletmek için güçlerimizi birleştirmeyi konuşalım. Open Subtitles دعنا نتحدث عن الانضمام إلى القوات للتعامل مع المواقف
    Hastaneye geri dönmek için sabırsızlanıyor musun, bir şeyleri halletmek için? Open Subtitles ألا يمكنك الانتظار لكي تعود إلى المستشفى العودة لمعالجة الأشياء؟
    Şimdi, işi halletmek için bana yirmi litre dizel biraz da yüksek oktanlı benzin lazım. Open Subtitles الآن، لإنجاز العمل أحتاج خمسة غالونات من الوقود وبعض غازولين الأوكتان العالي
    Sorun var ama ben halletmek için buradayım. Open Subtitles يوجد مشكلة ولكني هنا لاحلها
    Müdür bey, bunu halletmek için elinizden geleni yapsanız iyi olur. Open Subtitles أيها المدير، أرجو أن تقوم بأقصى ما في وسعك للتمسك بهذه الزوجة
    Evet, birkaç evrak işini halletmek için erken geldim. Open Subtitles نعم، لقد جئت هنا باكراً؛ لإنهاء بعض الأوراق
    Hayır, bu olayı halletmek için yeteri kadar zamanın vardı. Open Subtitles كان لديكم متسع من الوقت لتسوية هذا الأمر
    Paylarını toplu davaları halletmek için kullanabiliriz. Open Subtitles بإمكاننا أن نستعمل مال دخولهم لتسوية الدعاوى الجماعية
    Kamusal öneme sahip tüm meseleleri halletmek için Başkan Yardımcısı Truman ve kabine şu an Beyaz Saray'da toplanıyor. Open Subtitles نائب الرئيس ترومان و مجلس الوزراء يجتمعون الآن في البيت الابيض لتسوية جميع المسائل ذات الشأن العام
    Onun yerine, işleri halletmek için bir dövüşe ne dersiniz? Open Subtitles عوضًا عن ذلك، ما رأيكم بخوض قِتال لتسوية الأمور؟
    Paylarını toplu davaları halletmek için kullanabiliriz. Open Subtitles الخاص بهم Buy - ins نستطيع إستخدام لتسوية الدعاوي المرفوعة
    Ben kanatlı arkadaşlarımızı halletmek için burada kalacağım. Open Subtitles وأنا سأبقى هنا للتعامل مع أصدقائنا الطائرين
    Sence böyle kalçaları halletmek için yeterince olgun musun? Open Subtitles هل تعتقد أنك كبير بما فيه الكفاية للتعامل مع مؤخرة مثل تلك ؟
    Kişisel bir sorunumu halletmek için bana 20 dakika verirseniz çıkıp tüm endişelerinizle ilgileneceğime söz veriyorum. Open Subtitles إن كان بإمكانكم منحي 20 دقيقة فقط للتعامل مع حالة شخصية، أعدكم أنني سأخرج وأجيب عن كل تساؤلاتكم.
    halletmek için bunun doğru yöntem olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles فقط لا أعتقد بأن هذه هي الطريقة المناسبة لمعالجة الأمر
    Birkaç günlüğüne babamın hukuk işlerini halletmek için sabırsızlanıyorum çünkü çalıştığım yerde "ofis dırdırcısı" gibi haksız bir şöhretim var. Open Subtitles أشعر بأني كميكانيكي أنا أتطلع للعمل عدة أيام لمعالجة بعض الأمور القانونية لأبي
    Siz, Londra Police Departmanı'nda görevli bir teğmen olarak... bu durumu halletmek için en akıllıca olan yolu... anlama ve buna göre karar verme bilgisine sahip olmanız gerekirdi. Open Subtitles ... وأنت , والمساعد في قسم شرطة لندن .. كان يجب أن تكون لديه المعرفة لفهـم ويقرر ماذا يكون الحل الصائب لمعالجة الوضع
    İçi halletmek için ne gerekirse yaparım, güzelim. Open Subtitles حسناً ، كل ما يتطلبه الأمر لإنجاز المهمة ، يا حبيبتي
    Bazı şeyleri halletmek için daha yaratıcı yollar bulman lazım. Open Subtitles يجب أنْ تجدي طرقاً خلّاقة لإنجاز الأشياء
    Sorun var ama ben halletmek için buradayım. Open Subtitles يوجد مشكلة ولكني هنا لاحلها
    Müdür bey, bunu halletmek için elinizden geleni yapsanız iyi olur. Open Subtitles أيها المدير، أرجو أن تقوم بأقصى ما في وسعك للتمسك بهذه الزوجة
    Gitmeden önce işlemleri halletmek için kapanmadan elçiliğe gitmem gerek. Open Subtitles ...يجب أن أذهب إلى السفارة قبل أن يغلقوا لإنهاء بعض الأمور قبل أن نرحل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد