Burada kuzeydoğu Amazon'da bir şifacı görüyorsunuz şark çıbanı tedavi ediyor, dünyada 12 milyon insanı etkileyen çok fena bir protozoal hastalıktır. | TED | تشاهدون هنا مطبباً في شمال شرق الأمازون يعالج داء الليشمانيا وهو مرض طفيلي مؤذ للغاية يصاب به 12 مليون شخص حول العالم |
Bu işi yaptığım 20-25 yıl boyunca edindiğim tecrübe ile size şu mesaji vermek istiyoum ki ağrı bir hastalıktır. | TED | ومن خبرتي وبعد حوالي 20 او 25 سنه وانا اعمل في هذا المجال اريد ان انقل لكم رساله هذا الصباح انا الالم عباره عن مرض |
Bazen aylarca, bazen de yıllarca kalır. Bu durumda, o artık kendi başına bir hastalıktır. | TED | يستمر لعدة اشهر وفي اكثر الاحوال لسنوات و عندما يحدث ذلك يصبح الالم مرض بذاته |
Larry Brilliant: Çiçek hastalığı tarihteki en kötü hastalıktır. | TED | لاري بريليانت: الجدري كان أسوأ مرض في التاريخ. |
Hiç fark etmez. Sivrisinek, aynı sivrisinek ve hastalık, aynı hastalıktır. Siz, risk altındasınız. | TED | هذا لا يهم حقًا. إنها نفس البعوضة وإنه نفس المرض. أنت في خطر. |
Zafiyet ise insanı halef yerine selef yapan bir hastalıktır. | Open Subtitles | و الضعف هو مرض يجعل الرجل تابعاً بدلاً من أن يكون قائداً |
Üremi mi deniyordu? Çok ciddi bir hastalıktır ve oluşması genelde uzun yıllar alır. | Open Subtitles | مرض خطير جداً ، يتطلب سنوات عديدة حتى يظهر |
Lupus kronik bir hastalıktır, fakat genellikle kontrol edilebilir. | Open Subtitles | الذئبة مرض مزمن لكن يمكن التحكم به عامةً |
Doğuştan gelen bir hastalıktır, kasları kemiğe çevirir insanı heykele dönüştürür. | Open Subtitles | نعم انه مرض تناسبي يحول العضلات إلى عظام |
Kronik yorgunluk ciddiyetle ele alınması gereken bir hastalıktır be birader. | Open Subtitles | متلازمة التعب المزمن انه مرض خطير يا صديقي |
Ve katil; çabuk etkili, doğal yollardan oluşan ölümcül bir hastalıktır. | Open Subtitles | و القاتل هنا مرض فتـَّاك، سريع الإنتشار، و متواجدٌ طبيعياً |
Changnesia, psikoloji alanına öncülük eden, etkileyici ve inanılmaz derecede nadir görülen bir hastalıktır. | Open Subtitles | و لكن لا أملك أي طريقة للتأكد فقدان ذاكرة التشانج هو مرض ساحر و نادر جدا |
Seri katillerin istatistiklerini tutmak bir hastalıktır. | Open Subtitles | أما جمع احصائيات عن قتلة متسلسلين هذا مرض |
Kozmik Radyasyon Sendromu ender görülen sadece uzayda bulunan aşırı gerilimli parçacıklarla getirilen nörolojik dejeneratif bir hastalıktır. | Open Subtitles | متلازمة الإشعاع الكونى انه مرض اعصاب ناد رينتج عن التعرض لفترات طويلة |
Fakat eğer depresyonunuzun olduğunu söylüyorsanız, ve her gün yirmi dakika başınızın üzerinde durmak kendinizi iyi hissettiriyorsa, o halde işe yaramıştır, çünkü depresyon nasıl hissettiğinizle ilgili bir hastalıktır, ve eğer iyi hissediyorsanız, o halde sonuç olarak artık depresif değilsinizdir. | TED | لكن إن قلت إن لديك اكتئاب، و أن الوقوف على رأسك 20 دقيقة كل يوم يجعلك تشعر بتحسن، إذاً فقد نفع بالفعل، لأن الاكتئاب هو مرض يتعلق بكيفية شعورك، و إن شعرت بتحسن، فإذاً إنك لست مكتئب على نحو فعّال. |
Bu ciddi olduğunda korkunç bir hastalıktır. | TED | إنه مرض مرعب حين يكون خطيراً. |
Dilenciler bu ülkede sosyal bir hastalıktır. | Open Subtitles | إن التسول مرض إجتماعى فى هذا البلد |
Ben, lösemi çirkin ve önemsiz bir hastalıktır ve biz de kesinlikle gerekmedikçe ismini zikrederek onu yüceltmeyeceğiz. | Open Subtitles | بن، لوكيميا a مرض قبيح تافه ونحن لَنْ نُبجّلَه بالكَلام عنه مالم ضروري جداً. |
Bay Thompson, yaşlılık... sona ermesi istenmeyecek tek hastalıktır. | Open Subtitles | فقط عجوز انه المرض الوحيد الذي لن تتطلع الى الشفاء منه |
Sakatlanmak ve ilaç almak da bir hastalıktır. | Open Subtitles | الإصابة و تأثير الدواء تندرج تحت قائمة المرض |
Lupus kronik ama tedavi edilebilir bir hastalıktır. | Open Subtitles | الذئبة مرضٌ مزمن لكنّه قابلٌ للعلاج |
Ama bunu şu elindeki dürbünle yapmak ve gördüğün her küçük şey hakkında vahşice yorumlarda bulunmak bir hastalıktır. | Open Subtitles | ولكن فعل ذلك بهذة الطريقة ومعك المنظار وتكوين أفكار غريبة عن كل شىء تشاهدة , فعل مريض |