ويكيبيديا

    "hastalanmış" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مريضة
        
    • مرضت
        
    • مرضه
        
    • مريضةً
        
    • عنده كساح
        
    • أصيبت بالمرض
        
    • أصابه المرض
        
    hastalanmış bir nefes borunuz varsa, nefes borunuzdaki hücreleri almayı, TED اذا اتيت بقصبة هوائية مريضة نأخذ الخلايا من قصبتك الهوائية
    Kraliçe, bebeğini doğuracakken hastalanmış hem de çok ama çok. Open Subtitles والملكة كانت على وشك إنجاب طفل ولكنها مرضت مريضة للغاية
    Diğer kız hastalanmış eğer Gracie de gitmezse partiyi iptal etmek zorunda kalacaklar. Open Subtitles الفتاة الاخرى مريضة لذا اذا لم تذهب غريسي سوف يلغون حفلة عيد الميلاد
    Bunun üzerine bağışıklık sistemi toparlanmış, virüs miktarı azalmış her şey iyiye gidiyormuş, fakat daha da hastalanmış. Open Subtitles ثم غير أدويته ارتد جهازه المناعي قلت الفيروسات به، كل شئ يتحسن لكن مرضه يزداد
    Annesi hastalanmış, doktor gelene kadar yanında kalmaya söz verdim. Open Subtitles والدتها مريضة و أنا وعدتها بالبقاء حتى يأتي الطبيب
    Sen ve adamların yüzünden hastalanmış, öksürüyordu. Open Subtitles لقد كانت مريضة ومصابة بالسعاء مما أسأت فعله انت ورجالك
    Annem beni doğurduğu gün hastalanmış. Open Subtitles اليوم الذي أنجبتني فيه أمي، كان هو اليوم الذي أصبحت مريضة.
    Bir zamanlar tavşanların hepsi hastalanmış beslenmişler, beslenmişler ve çok geçmeden hastalık soğuk bir anı olarak kalmış. Open Subtitles في قديم الزمان جميع الأرانب أصبحت مريضة وقد توالدوا وتوالدوا وبعد مرور وقت طويل أصبح المرض مجرد ذكرى غير مهمة
    Pekala, eğer hastalanmış olsaydın okuldan arayıp bu durumu bana bildirirlerdi. Open Subtitles حسناَ إن كنت مريضة لكنت تلقيت اتصالاَ من المدرسة
    Evet, sanırım eşi hastalanmış. Ondan dolayı gelmek istemedi. Open Subtitles نعم ، أعتقد إن زوجته مريضة ولا يريد تركها بمفردها
    Üzgünüm, bakıcı hastalanmış, bozuk tilapya yemiş sanırım. Open Subtitles أنا آسفة جداً , مربية الأطفال مريضة لقد أكلت سمكاً فاسداً
    Ölecek! hastalanmış! Open Subtitles لقد انتقلت لها العدوى إنها مريضة
    Bir arkadaşım hastalanmış, ve,aa, ona bir uğrayıp nasıl olduğuna bakmalıyım. Open Subtitles - لا - صديقة لي مريضة ويجب أن أذهب لزيارتها
    Kuzulardan birisi hastalanmış. Open Subtitles واحد من الخرفان الصغيرة مريضة
    Annem trende hastalanmış ve eve ancak ayın onunda varabilmişler. Open Subtitles مرضت في القطار ووصلوا للبيت في العاشر من الشهر
    14. yaş günü partisinin ortasında hastalanmış. Open Subtitles لقد مرضت في منتصف حفلة عيد ميلادها الـ 14
    Hemşirelerden biri hastalanmış ve kendini asmış? Open Subtitles واحدة من الممرضات مرضت و قد شنقت نفسها.
    Bunun üzerine bağışıklık sistemi toparlanmış, virüs miktarı azalmış her şey iyiye gidiyormuş, fakat daha da hastalanmış. Open Subtitles قلت الفيروسات به، كل شئ يتحسن لكن مرضه يزداد
    hastalanmış ya da ölmüş olabileceğinizi düşündüm. Open Subtitles ظننتُ أنّكِ قد تكونين مريضةً أو مَيْته
    Uh, Bitirecektim ama... bay Gerson hastalanmış ve dedi ki.. Open Subtitles كنت سأنتهى منه لكن ا."جيرسون" عنده كساح اطفال.
    Kurallara aykırı olduğunu biliyorum ama dadısı hastalanmış ve-- Open Subtitles أعلم أنّ ذلك مخالف للقوانين ولكن ممرضتها أصيبت بالمرض
    Arkadaşlarınla partini kaçıracağım için üzgünüm ama diğer doktor hastalanmış yani... Open Subtitles أنا آسف لأني سأفوّت حفلتك مع أصدقائك لكن.. دكتور آخر أصابه المرض..

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد