Özür dilerim tatlım, çok kaba bir hastayla beraberdim, kalbi zırt pırt durdu. | Open Subtitles | أعتذر يا حبيبتي فقد كنت برفقة مريض وقح ،استمر قلبه بالتوقف توفي الآن |
Umarım hasta değilsindir, çünkü maalesef bir hastayla ilgili bir durum var. | Open Subtitles | مرحباً وايد أتمنى بأنك لست مريض لأنه للأسف هنالك حالة مع مريض |
Sizi kendim de bulabilirdim, ama bu hastayla ilgilenmem gerekti. | Open Subtitles | أردت العثور عليكِ بنفسي ،لكن هذا المريض بحاجة إلى عنايتي |
Şuradaki hastayı ben alacağım. Sen de bu hastayla ilgilen. | Open Subtitles | سأعالج هذا المريض، بالتالي كانغ سونباي ستعالج هذا المريض المزيف |
Bu kadar yeter. Ne yapmamız gerektiğini biliyorum. Gidip hastayla konuşalım. | Open Subtitles | حسنًا، كفى، أعرف ما علينا أن نفعل لنذهب ونتحدث مع المريضة |
Görebildiğiniz gibi daha fazla yatağımız yok ve daha fazla hastayla ilgilenemeyiz. | Open Subtitles | ارتأيت مكالمتك هنا لترى عدم وجود أسرّة خالية، عدد المرضى يفوق طاقتنا |
Ya bir doktor duygusal olarak bir hastayla ilgilenirse? | Open Subtitles | ماذا لو أصبح الطبيب مرتبط عاطفياًُ بالمريض ؟ |
Gece vardiyasındayken Büyük Sessizliği bozdum... çünkü artık bana ihtiyacı olan hastayla konuşmamı kısa kesemiyordum. | Open Subtitles | حين أكون في مناوبتي الليليّة أكسر الصمت العظيم .. لأنّي لا يمكنني أن أختصر حديثي مع مريض يبدو في حاجتي. |
Tek bir hastayla çok vakit geçirirsen bu olur. | Open Subtitles | هذا ما يحدث عندما كنت تنفق الكثير من الوقت مع مريض واحد. |
hastayla seks. APA da gençlerin ailelerinin şikayet dosyası var. | Open Subtitles | ممارسة جنس مع مريض.والدا المراهق قدموا اتهام لدى منظمة علم النفس الأمريكية |
25 yıllık meslek hayatımda hiçbir hastayla arkadaş olmadım! | Open Subtitles | طوال خمسة وعشرون سنة في المهنة لم أصادق مريض واحد |
Beş dakika kadar önce bir hastayla içeri girmişti. | Open Subtitles | لنرى، لقد دخلت معها مريض منذ خمس دقائق.. |
Bir hastayla ancak aynı sorunlardan geçmiş birini tanıyınca mı ilgileneceğimi düşünüyorsun? | Open Subtitles | تعتقد أنني أهتم لأمر مريض فقط إذا كنت أعرف شخص آخر مر بهذه التجربة؟ |
Ve bu, herkesin yaranın ilerlemesini izleyebilmesi ve doktorla, hastayla ya da ona ihtiyacı olan kişiye kablosuz bir bağlantı üzerinden iletilebilmesidir. | TED | وماذا يفعل هذا هو أن أي شخص يمكنه مراقبة تقدم الجرح، ويمكن أن تنتقل عبر اتصال لاسلكي إلى الطبيب، المريض أو من يحتاجها. |
Doktorlar her hastayla görüşmek zorunda diye hastaların her doktorla görüşmesi gerekmiyor. | TED | فإذا كان على الأطباء أن يروا كل المرضى لا يعني أن المريض عليه أن يرى كل الأطباء. |
Bu arada, yeni hastayla çok iyi iş çıkardın. | Open Subtitles | بالمناسبة، ذلك كان عملاً عظيماً مع المريض الجديد |
Böylece hastaya çok daha yaygın bir operasyon yaptım ve daha sonra hastayla çok farklı bir konuşma yaptım. | TED | ولذلك قمت بإجراء عملية جراحية أكثر دقة وكان حديثي بعد الانتهاء مع المريضة مختلفًا تمامًا. |
hastayla konuşup hikâyesini almamı ister misin? | Open Subtitles | تريدني حقاً أن أتحدث مع المريضة و أعرف تاريخها المرضي؟ |
Şimdi size bir hastayla ilgili olan bu kapanış paragrafını okumak istiyorum. | TED | وأريد أن أقرأ هذه القطعة كنهاية وهي عن أحد المرضى. |
Ve içlerinden birinin işe yarayacağını umalım, ...çünkü şu ana kadar ilk hastayla temas kurup iyileşen olmadı. | Open Subtitles | وتمني أن يعمل احدها لأنه حتى الان, لم يحدث شيء خطير لمن احتك بالمريض صفر |
Onu diğer üç bitkisel hayattaki hastayla aynı koğuşa koymuşlar. | Open Subtitles | لقد تم وضعها في جناح مع ثلاثة مرضى مصابين بالغيبوبة |
Ama işte doktor olmanın saçma bir yanı da var ki önce kendinle ilgilenmeyi öğrenmeden bir hastayla bile ilgilenemiyorsun. | Open Subtitles | لكن إليك الأمر الجنوني عن كونك طبيبة.. لا يمكنك حتى الاعتناء بمريض واحد مالم تتعلمين كيف تعتنين بنفسك أولاً |
Depresyondaki ağrılı bir hastayla herhangi biri ilgilenebilse- | Open Subtitles | يمكنُ لأيِّ شخصٍ علاجُ مريضٍ متألِّمٍ مكتئب |
Daha önce bir vakayla ilgilendiğini sanmıyorum ama bir hastayla böyle konuşulmaz. | Open Subtitles | ولكن هذه ليست بطريقة لتتحدثي لمريضة |
Kendi kognitif ön yargılarımıza sahibiz, göğüs ağrısı olan bir hastayla ilgili mükemmel bir hikaye aktarabilirim. | TED | لدينا تحيزات معرفية, بحيث انني استطيع اخذ تاريخ ممتاز للمريض في اَلام الصدر. |
Teşhis koymadan önce hastayla konuşmamız gerekmez miydi? | Open Subtitles | ألا يجب أن نتحدث للمريضة قبل أن نشخص حالتها؟ |
Hayır, önemli değil, Carla, o hastayla ben ilgileneceğim. | Open Subtitles | لا، ذلك حسناً، كارلا، سَأَعتني بذلك المريضِ. |
Bir hastayla çikmam yakisik almaz. | Open Subtitles | إنه من غير الملائم بالنسبة لي أن أواعد إحدى مريضاتي |
House'la işim bittikten hemen sonra aşağı geldim ofiste başka bir hastayla birlikteydin ve bekleme salonunda başka bir hasta daha vardı. | Open Subtitles | لقد نزلتُ إليكَ ما أن انتهيتُ مع (هاوس) وكنتَ في مكتبكَ مع مريضةٍ أخرى وكانت هناكَ مريضةٌ أخرى في غرفة الانتظار |
Şu an, çıplak poposu tavana "nasıl gidiyor" diyen aşırı sabırsız bir hastayla göz gözeyim ve sen ertelememi mi istiyorsun. | Open Subtitles | أُحدّقُ في مريضِ مُتَلَهِّفِ جداً الذي يَعرّي وراءه ويَقُولُ، "كَيفَ حَالُكَ"، إلى السقفِ، وأنت تُريدُني أَنْ أَتوقّفَ؟ |