Onun sert ama duyarlı yüzü bana bir daha asla aptalca bir şey yapmamam erektiğini hatırlatacak. | Open Subtitles | حزمها ووجهها العابس سيذكرني أن لا أقوم بأفعال غبية مجدداً |
Senin yaşlı bir budala olduğunu düşündüğüm her zaman, bana ibne olduğunu hatırlatacak bir şey yapıyorsun! | Open Subtitles | فكلما فكرت في أنك الشرير القاسي نفسه تنقلب وتأتي عملاً يذكرني بأنك حساس |
Özgür olduğumuzu ve özgürce dolaşmamız gerektiğini hatırlatacak bir hediye. | Open Subtitles | . تلك الهدية رسالة تذكير لحريتنا و نحن يجب أن نكون فى حرية |
Her zaman bana Afrika'yı hatırlatacak. Sana cesareti hatırlatmak içindi. | Open Subtitles | سيذكرنى بافريقيا يفترض ان يذكرك بالشجاعة |
İstenmeyen bir ziyaretçi bize, neleri kaçırdığımızı hatırlatacak kadar boy gösterir ve tekrar unutmamız için tam zamanında bizi terkeder. | Open Subtitles | انه زائر غير مرغوب فيه يبقى لمدة طويلة نوعا ما ليذكرنا بما نفقد ويترك لنا في الوقت المناسب النسيان ثانية |
- Bunu görmem gerekiyormuş gibi eskiden nasıl bir polis olduğumu hatırlatacak bir şey, ya da öyle bir saçmalık mı? | Open Subtitles | هل من المفترض أن أري هذا لأتذكر أي نوع من رجال الشرطة القذرين كنت ؟ |
Ona memleketini hatırlatacak bir şeye ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | لقد احتاج ما يذكره بدياره فحسب |
Eğer becerilerinin birazcık bile olsun altında döğüşseydin, sana bunu hatırlatacak bir yara bırakırdım. | Open Subtitles | لو قاتلت بأقل من إمكانياتك؟ كنت سأعطيك ندبه لتذكرك |
Sana beni hatırlatacak fazla bir şey bırakamadığım için affet. | Open Subtitles | سامحيني, ليس هناك الكثير لتتذكريني من خلاله |
Mutluluk şansımın sonsuza kadar yittiğini biliyorum, fakat onun buradaki varlığı mutluluğu hatırlatacak, eminim, yüreğimin dayanacağından daha fazlasıyla hem de. | Open Subtitles | أعلم أن فرصتي للسعادة قد تلاشت لكن حضوره سيذكرني بهذا سيكون هذا فوق طاقتي |
Bugünden itibaren bu, bana alçak gönüllülüğümü hatırlatacak. | Open Subtitles | من اليوم فصاعداً سيذكرني .. بالإذلال الكبير الذي لحق بي |
Bana Mike'ı hatırlatacak her şeyden ailemle birlikte uzaklaşmalıyım. | Open Subtitles | أحتاج لذهاب بعيداً. أحتاج لذهاب مع عائلتي بعيداً جداً لكي لا يذكرني باي شيئ من مايك |
Bana, beni ne kadar aptal sandığını hatırlatacak. | Open Subtitles | لأنه سوف يذكرني فقط . . كم أنا غبية من وجهة نظرك |
Bu, sana her ay ellerini, insanların annelerinden uzak tutmanı hatırlatacak. | Open Subtitles | الآن لديك رسالة تذكير شهرية لتبعد أيديك عن أمهات الناس |
Ama evin civarında takılıp daha tedbirli olmanı hatırlatacak birisi olsa iyi olmaz mıydı sence? | Open Subtitles | ولكن لا تظنِ سيكون من الجميل إذا كان هناك شخص ما يتجول في المنزل من الذي يذكرك أن تكوني حذرة اكثر من ذلك؟ |
Will'in babanı hatırlatacak bir şey yapacağını dediğini sanmıştım. | Open Subtitles | أعتقد أنه قال أنه يريد أن يبني شيئا ليذكرنا بأبي.. |
Galaksi boyunca beni garip yerlere götürüyorsun ama yaptığımız o yolculukları hatırlatacak bir şeyim yok hiç. | Open Subtitles | ودوماً ما تصحبني لأماكن عجيبة عبر المجرات ولا أمتلك شيء لأتذكر هذه الرحلات بها 0 |
Jax, Otto için bir paket hazırlatıyor ve içine Luann'i hatırlatacak bir şey eklersek iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | (جاكس) يريد عمل طرد عناية ل(أوتو), و و كنت أفكر أنه من الجيد أن يكون فيه شيء يذكره ب(لوان). |
Ne kadar çalıştığını hatırlatacak bir mola gibisi yoktur. | Open Subtitles | لا شيء يماثل أخذ إجازة قصيرة لتذكرك كم هو صعب عملك؟ |
En azından artık beni hatırlatacak bir şeyin var. | Open Subtitles | على الأقل, الآن لديك شيء لتتذكريني به |
Bugün yaptığın tüm güzellikleri gelecek kuşaklara hatırlatacak olan portreni takdim ediyoruz. | Open Subtitles | سنكشف اليوم النقاب عن صورة والتي ستكون بمثابة تذكار لكل الأعمال الخيرية التي قمت بها لصالح الأجيال القادمة |
Eskiden sevdiği şeyleri hatırlatacak bir şey. Otto bizim resimlerimize bakmak istemeyecektir. | Open Subtitles | شيء يذكّره بما كان يحبّه - لن يرغب (أوتو) في رؤية صورنا - |
Seni bana hatırlatacak bir şey veremez misin? | Open Subtitles | هل يمكنني الحصول على شيء لأتذكرك به؟ |
Sadece bana bunu hatırlatacak bir şey yazıyorum. | Open Subtitles | فقط أكتب رسالة لتذكرني لتحسين أمور الدراسة. |
Benim tahminimce katil ona olayı hatırlatacak bir hatıra almak istedi. | Open Subtitles | حسنا هذا سؤال جيد تخميني ان المعتدي اراد شيئا ليتذكر جريمته |
Geride onu hatırlatacak bir şey bıraktı bana. | Open Subtitles | ولكنه لم يترك لي شيئاً لأتذكره به |