Üç kuruş için hayatımı tehlikeye atıyorum, adamım. 250 lira buna değmez. | Open Subtitles | أنا أخاطر بحياتي مقابل أجر ضئيل، يارجل هذه ال 250 لن تصلح. |
Tabii ki, yakın zamanda kişisel çıkarımın dışında bir şey için hayatımı tehlikeye atarken buldum. | Open Subtitles | وبالتأكيد وجدت نفسي مؤخراً أخاطر بحياتي لأجل أشياء أخرى ليست من شؤوني الشخصية |
Şeytanın sahiplenmek için aradığı kıymetli ruhlarını korumak için kendi hayatımı tehlikeye attım. | Open Subtitles | لقد خاطرت بحياتي لأحمي هذه الأرواح الغالية, والتي ادّعى الشيطان أنها له. |
Senin için hayatımı tehlikeye attım. İlaç çaldım ve orada ölebilirdim. | Open Subtitles | لقد خاطرت بحياتي من أجلكَ، سرقت لك الأدوية و كدت أموت بالداخل |
Dost olduğumuzu sanıyordum. Senin için hayatımı tehlikeye attım. | Open Subtitles | ظننت أننا أصدقاء لقد عرضت حياتي للخطر من أجلك |
- hayatımı tehlikeye atan bir tanker şöförünü bildirmek istiyorum. | Open Subtitles | - أريد الإبلاغ عن سائق شاحنة يهدَد حياتي |
Benden sadece hoşlanan insanlar için hayatımı tehlikeye... atmam genellikle. | Open Subtitles | انا لا اجازف بحياتى من اجل الاناس الذين يعجبوا بى |
Senin için hayatımı tehlikeye attığım için en azından teşekkür edebilirsin. | Open Subtitles | لم لا تشكرينني على الأقل للمخاطرة بحياتي من أجلك؟ |
Bak, kendi hayatımı tehlikeye atmadan sana yardım edebileceksem tereddüt etmem. | Open Subtitles | إسمع، لو أنني أستطيع مساعدتك بدون المخاطرة بحياتي لن أتردد |
- Senin için hayatımı tehlikeye attım. - O muhasebeciyi bulmam gerekiyor. | Open Subtitles | خاطرت بحياتى لأجلك اريد العثور على كاتب الحسابات |
Bayım, buraya gelerek hayatımı tehlikeye attığımın farkındayım; ancak yalan söylemek için bir nedenim yok. | Open Subtitles | أعرف أني أخاطر بحياتي بالمجيء هنا لكن لا سبب يدعوني للكذب |
700 dolar için benden bilerek yere çakılıp hayatımı tehlikeye atmamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | ، تتوقع مني أن أتعمد المجازفة ، وأن أخاطر بحياتي مقابل سبعمائة دولار ؟ |
- İlk olarak seni kurtarmak için hayatımı tehlikeye atmamı sağladın. | Open Subtitles | حسنًا، رقم واحد، جعلتني أخاطر بحياتي لأجل إنقاذ حياتك |
Senin için hayatımı tehlikeye attım. Senin için ilaç çaldım... | Open Subtitles | لقد خاطرت بحياتي من أجلكَ، سرقت لك الأدوية و كدت أموت بالداخل |
Çok büyük bir anlaşma yapılacak ve sana olan saygımla hayatımı tehlikeye sokarak bu bilgiyi getirdim. | Open Subtitles | صفقة عمل كبيرة، و لقد خاطرت بحياتي لجلب المعلومات لك |
O kısa bacaklı kadın için hayatımı tehlikeye attığımı mı söylüyor? | Open Subtitles | تقول أني خاطرت بحياتي من اجل فتاة قصيرة الساقين مثلها؟ |
Ne zaman aramızdaki casusları arasam hayatımı tehlikeye atıyorum. | Open Subtitles | انا اعرض حياتي للخطر في كل مرة ابحث فيها عن الجواسيس بيننا |
Önce beni o meyhaneye götürerek hayatımı tehlikeye atıyorsunuz, şimdi de bu. | Open Subtitles | في البداية، تأخذونني لتلك الحانة, معرضين حياتي للخطر والآن هذا. |
hayatımı tehlikeye sokmaya niyetim yok Bayım! | Open Subtitles | لا أنوي أن أعرض حياتي للخطر يا سيدي |
hayatımı tehlikeye sokan bir tanker şöförünü ihbar etmek istiyorum. | Open Subtitles | ...أريد الإبلاغ عن سائق شاحنة يهدَد حياتي بالخطر |
Benden hoşlanan insanlar için genellikle hayatımı tehlikeye atmam. | Open Subtitles | انا لا اجازف بحياتى من اجل الاناس الذين يعجبوا بى |
Anlamadığım şeyse bunu kanıtlamak için nasıl olur da hayatımı tehlikeye atarsın? | Open Subtitles | هو كيف أنه يمكنك المخاطرة بحياتي فقط لإثبات كلامك؟ |
Bu lanet gemi için hayatımı tehlikeye attım. | Open Subtitles | لقد خاطرت بحياتى لأجل هذه المركبة اللعينة |