ويكيبيديا

    "hayatınızdaki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • حياتكم
        
    • في حياتك
        
    • هي حياتك
        
    • الفراغات في
        
    Kırık kalbinizi iyileştirmek için hayatınızdaki o boşlukları bulmalı ve doldurmalısınız, hepsini kastediyorum. TED لعلاج تحطم قلوبكم، عليكم تحديد هذه الفراغات في حياتكم وملؤها، وأقصدٌ جميع الفراغات.
    Önümüzdeki 10 dakika içinde hayatınızdaki birçok şey ile ilgili fikrinizi değiştirmeyi umuyorum. TED أتمنى خلال الـ 10 دقائق التالية أن أغير طريقة تفكيركم عن كثير من الأشياء في حياتكم
    Bütün bunlardan sonra, en azından hayatınızdaki bazı şeylere bakışınızı değiştirdiğimi umuyorum. TED أتمنى أن أكون قد غيرت نظرتكم عن على الأقل بعض الأشياء في حياتكم
    L'd bir cadı olmak size gerekli iç gücü verdi düşünmek istiyorum hayatınızdaki tüm bu sadnesses ile başa çıkmak için. Open Subtitles أحب أن أعتقد أن كونك ساحرة قد أعطاك القوى الداخلية التي أنت بحاجتها لتتعاملي مع كل هذه الأشياء الحزينة في حياتك
    hayatınızdaki asıl sorunlar... daima endişeli zihninize hiç gelmemiş şeyler olacaktır. Open Subtitles المشكلة الحقيقية في حياتك ستبقى دائماً الأشياء التي لم تخطر لك
    Genelleme olacak ama, sanırım su ile savaş, hayatınızdaki biricik sevgilileriniz gibi. Open Subtitles بشكل عام، يبدو لي ذلك الماء والحرب هي حياتك الوحيدة
    O yüzden bugün buradan ayrıldığınızda sizden hayatınızdaki en önemli insanların bazılarıyla yeniden iletişime geçmenizi istiyorum: Kardeşlerinizle... TED إذا، عندما تغادر اليوم، سأطلب منكم أن تتفقوا أو تعيدوا الاتفاق بأهم الأشخاص في حياتكم: أخوانكم وأخواتكم.
    Sosyal hayatınızdaki boşluklar, olması gereken faaliyetler, hatta resimler asılması gereken duvardaki boşluklar bile. TED الفراغات في حياتكم الاجتماعية، النشاطات الناقصة، حتى الأماكن الفارغة على جدرانكم حيث اعتدتم أن تعلقوا الصور.
    ilişkileriniz hayatınızdaki en ağır şeydir Open Subtitles تأكدوا أن علاقاتكم هي أثقل جزء في حياتكم
    hayatınızdaki herşeyi onun içine koyun Open Subtitles أريدكم الآن أن تملأوها بكل ما لديكم في حياتكم.
    Şimdi onu söndürün ve bu sigaranın, hayatınızdaki son sigara olduğuna dair söz verin. Open Subtitles والأن أخرجوها, وعِدوا أنفسكم بأن هذه هي آخر سيجارة تُدخوننها في حياتكم
    okulda tarih öğrenirsiniz ama bu size hayatınızdaki birinin, o nesillerle olan bağını anlatması gibi olamaz. Open Subtitles أنتم ستتعلمون التاريخ في المدرسة لكن من الرائع وجود شخص في حياتكم يستطيع أن يخبركم عن ذلك الجيل
    Bunu becerebilirseniz, hayatınızdaki hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Open Subtitles أفعلوها جيداً لا شيء من حياتكم يصبح كما كان
    Belki de hayatınızdaki en önemli 70 dakika. Open Subtitles و ربما اهم سبعين دقيقة فى حياتكم
    hayatınızdaki her yerde başka bir araba gibi işe yaramaz. Open Subtitles انه لا جدوى كسيارة في كل مكان آخر في حياتك.
    Eğer bir memeli iseniz, hayatınızdaki en tehlikeli zaman doğduktan sonraki ilk birkaç saattir. TED إذا كنت من الثدييات، الوقت الأكثر خطورة في حياتك هي الساعات القليلة الأولى بعد الولادة.
    Bunun sizin hayatınızdaki biri için ne anlama gelebileceğini düşünün. TED فكروا مالذي سيعنيه كل هذا لأحد في حياتك
    Birdenbire, mükemmel olması gereken hayatınızdaki bu değişim, bir hıyanete döner. Open Subtitles فجأة , التغير في حياتك , الذي كان من المفروض أن يكون رائعاً يصبح سيئاً
    hayatınızdaki her şeyi, yakındıklarınız dahil, Open Subtitles إن جميع ما يحيط بك الآن في حياتك بما فيه الأمور التي تتذمر منها
    Genelleme olacak ama, korkarım su ile savaş, hayatınızdaki biricik sevgililerinizden farkı yok. Open Subtitles بشكل عام، يبدو لي ذلك الماء والحرب هي حياتك الوحيدة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد