ويكيبيديا

    "hayatındaki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • حياتك
        
    • حياة
        
    • حياته
        
    • حياتها
        
    • بحياتك
        
    • حياتكِ
        
    • بحياة
        
    • بحياته
        
    • بحياتها
        
    • حياتِك
        
    • حياتِه
        
    • كانت تبوح
        
    • حياةِ
        
    • التي أمتلكتيه يوماً
        
    • دوره في
        
    Aynen şu ana dek hayatındaki hiçbir şeyi onaylamadığımız gibi. Open Subtitles كما لم نوافق على أي جزء من حياتك حتى الآن
    Ama şimdi hayatındaki en önemli şeyi yapmadan önce umursamadığını söylüyorsun, öyle mi? Open Subtitles سوف تفعله فى حياتك , فجأة تكون غير مهتم؟ هذا ليس من شأنك
    hayatındaki bu açıklık için biz uyumlu bir çift değiliz. Open Subtitles نحن لسنا مناسبين لبعضنا خلال هذه الفترة الزمنية من حياتك
    Bu adamın hayatındaki her aşama, şişirilmiş bir benlik duygusuna sahip. Open Subtitles كل جانب من حياة هذا الرجل مبني على حبه الكبير لذاته
    hayatındaki onca şey içinde en çok onunla gurur duyuyordu. Open Subtitles كان فخورا به اكثر من أي شيء فى حياته كلها
    Ancak sadece hayatındaki zorlukların acısını çekmekte olan bu kıza yardım etmek yerine... TED ولكن بدلاً من مساعدة هذه الفتاة التي كانت تعاني من مصاعب في حياتها
    hayatındaki diğer kişisel sorunlarının üstüne bir de kendisi yük olsun istemedi. Open Subtitles لم يشأ إزعاجك ليس مع كل التفاهات الشخصية التي تجري في حياتك
    İşte olay hayatındaki boşluğu doldurmak için içkiye ihtiyacın olmamasında cereyan ediyor. Open Subtitles ولكنّ ذلك بسبب أنّنا لسنا بحاجة للكحول لملأ الفجوة الفارغة في حياتك
    Soyutlanma, ilişkiden önceki hayatındaki herkesle ilgili şüphe tohumları ekmektir. TED العزلة تعتمد على زرع بذور الشك تجاه كل شخص في حياتك السابقة.
    hayatındaki hiçbir şeyden korktuğunu zannetmiyorum. Open Subtitles لا أعتقد أنك خفت من أي شيء في حياتك كيف تعرف ذلك؟
    hayatındaki ilk kez verdiğin doğru karar için beni suçlama. Open Subtitles لا تلمني على الفعل الجيد الوحيد في حياتك
    Sen gidebilirsin git ve hayatındaki ikinci şansın açıldığını kendin gör. Open Subtitles يمكنك أن تذهب و تمد إجازتك ثم تبدأ بعد ذلك مرحلة جديدة من حياتك
    O ailenin hayatındaki en kötü gün, benim hayatımın en iyi gününe dönüşebilir. Open Subtitles كما تعلم, ربما يكون اليوم الأسوء في حياة تلك العائلة هو أفضل أيامي
    Annenin hayatındaki en büyük mutluluk ve ışık olduğunu biliyorsun. Open Subtitles أتعلمين أنّك كنت مصدر البهجة و النور في حياة امّك؟
    Kızların hayatındaki babanın eksikliğini doldurmaya çalışıyorduk. TED لاننا كنا نحاول ان نملىء الفراغ الذكوري في حياة البنات
    DiNozzo. - Telefon kayıtları, banka hesapları hayatındaki herkes araştırılacak. Open Subtitles سأتعقب إتّصالات هاتفه، حساباته البنكية وأي شخص قابله في حياته
    Adam oğullarına düşkün olabilir ama kızı daima onun hayatındaki ışık olacaktır. Open Subtitles لكن المرء قد يغار من أبناءه، بينما تظل ابنته دائما نور حياته.
    Genç bir kadının hayatındaki bir adam için önem verdiği şeyi bırakma fikrine.. Open Subtitles فكرة تخلي المرأة عما يهمها في حياتها من أجل إنقاذ علاقتها مع رجل
    Yüzbaşını bulduğumda, ev sahibi ile oldukça sakin bir düzeyde bir konuşma yapıyordu, ev sahibi büyük ihtimalle hayatındaki en kötü gününü geçiriyordu. TED وعندما وصلت الى الكابتن كان يتحادث بصورة جدلية مع صاحبة المنزل والتي كانت تواجه لا محالة اسوء ايام حياتها
    Benim de hislerim hemen hemen aynı ama hayatındaki kişiye karşı değil! Open Subtitles تقريبا أشعر بالمثل لكن ليس تجاه الفتي الذي بحياتك
    Ama öyle olması hayatındaki insanların artık seni önemsemediği anlamına gelmez. Open Subtitles لكن بمجرد تغيـرهـم لكن لا يعنـي ذلك أن الأشخـاص في حياتكِ
    Ernie'nin hayatındaki diğer kadın, gündüz fahişesi Open Subtitles الإمرأة الأخرى بحياة إيرني كانت العاهرة صباحاً
    Açıklama yapmadan dışarı atılmanın acısını ve gazabını hayatındaki en önemli insanları kaybetmeyi o duyguyu tatsınlar istiyorum. Open Subtitles ، الألم والغضب لإلقائه بعيداً دون تفسير فقدانه لأهم شيء بحياته أريد تعليمهم كيف يكون
    hayatındaki talihsiz, karanlık bir dönem yüzünden sorun yaşayan bir kadındı. Open Subtitles كانت إمرأة مضطربة التي كافحت.. خلال فترة سيئة الحظ ومظلمة بحياتها.
    Anlaşılıyor ki hayatındaki herkese kolayca yalan söyleyebiliyorsun. Open Subtitles يبدوا أنك قادر على الكذِب على أيّ شخص في حياتِك
    Ben Andrew gibi değilim, seni hayatındaki her bokluktan dolayı suçlardı. Open Subtitles أنا لَستُ مِثلَ آندرو ألومُكَ مِثلُه على كُل الأمور الفاسِدَة في حياتِه
    Artık hayallerini, acılarını ve hayatındaki erkekleri konusamıyorduk. Open Subtitles "لم تجد الفتاة التي كانت تبوح لها بكل شـيء " "عن زوجها ، وأحلامها " "حتى عن آلامها "
    Tamam, ama o aylar boyunca George'un hayatındaki en önemli kişi sendin. Open Subtitles - أجل، ولكن ... طيلةَ هذه الأشهر كنتِ الأهمّ في حياةِ (جورجي)
    hayatındaki en iyi şeyi kaybettin! Open Subtitles لقد خسرتِ للتو الشيئ الأفضل التي أمتلكتيه يوماً يا إمرأة
    Çocuğuna ismiyle hitap ediyor ve hayatındaki rolünü söylerken kısa ve direkt bir ifade kullanıyor. TED التصريح قصير ومباشر، دعوة الطفلة باسمها وتقبل دوره في حياتها.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد