Kendinden bir parça bırakıyorsun, hayati bir parça. | Open Subtitles | أنت ستهب جزء مهم من جسدك جزء حيوي |
Bunun sağlanamaması eğitim sistemiz için hayati bir şeydir. | Open Subtitles | الإخفاق جزء حيوي في نظامنا التعليمي |
Koyun hemen ağzında yer alan Chongming Adası göçmen kuşlar için hayati bir dinlenme ve beslenme noktasıdır. | Open Subtitles | تقع عند مصب الحق وتقدم الجزيرة استراحه حيويه للتغذية والبقعه للهجرة |
Grayson, eskiden Büromuza kocanıza karşı hayati bir kanıt vermiştiniz. | Open Subtitles | السيده جريسون قد قدمتِ أدله حيويه للمكتب ضد زوجكِ السابق في الماضي |
Sevgili öğrenciler, şimdi sizlerle... hayati bir konu hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | الطلاب العسكريون، أنا أَحْبُّ الآن أَنْ أُناقشَ مَعكم... شّيء الذي سَيَكُونُ حيوي لَك لتعرفة |
Sevgili öğrenciler, şimdi sizlerle hayati bir konu hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | الطلاب العسكريون، أنا أَحْبُّ الآن أَنْ أُناقشَ مَعكم... شّيء الذي سَيَكُونُ حيوي لَك لتعرفة |
Zorbalık her ekosistemin hayati bir parçasıdır. | Open Subtitles | البلطجة جزء حيوي من النظام الإيكولوجي |
İskoçyanın ve senin güvenliğin için hayati bir bilgi var elimde. | Open Subtitles | لدى معلومات حيويه لسلامتكِ ولأسكوتلندا. |