Eğer yeterince derinlere inebilseydik, ...orada yaşayan canlılar karşısında, hayretler içinde kalırdık. | Open Subtitles | لو أستطعنا الوصول للعمق الكافى سنكون مندهشين بالفعل من المخلوقات الموجودة بالإسفل هناك |
Sıkı durun, hayretler içinde kalacak ve tiksineceksiniz. | Open Subtitles | استعدا لتكونان مندهشين ومُشمئزين |
1903 yılının bir gecesi, Shoreham sakinleri, kuleden çıkan parlak ışığı ve havanın Kutup Işıkları'nınkine benzeyen manzarasını gördüklerinde hayretler içinde kalmıştı. | Open Subtitles | لاحقا في ليله من سنه 1903 سكان (شورهام) كانوا مندهشين لدي رؤيتهم اضواء ساطعه تنبعث من البرج وتشبه الوهج القطبي |
Bir adam, bir dirimde, bir nebze bîzariyet göstermeksizin, nasıl bu kadar içine edebilir, ...insan hayretler etmiyor değil. | Open Subtitles | جميعنا مندهشون من قدرة شخص واحد على القيام بالعديد من الإغتصابات |
Elbette var. Arkadaşların tam anlamıyla hayretler içindeler. | Open Subtitles | بالطبع , يبدوا أصدقاؤك مندهشون |