| hediye almaya paramız yoktu, o yüzden bir kavanoza tükürdük. | Open Subtitles | ليس لدينا المال لشراء هدية لذا قمنا بالبصق في علبة |
| Şimdi, bununla gerçekten çok meşguldüm ...bu yüzden sana hediye almaya zamanım olmadı ama bence artık kendi hediyeni seçebilecek yaşa geldin. | Open Subtitles | الآن، لقد كنت منشغلة معها ولم أحظى بفرصة لشراء هدية لك لكن أعتقد بأنك أصبحت كبيراً بما يكفي لإختيار ما تريده |
| Şey, ilk başta çok güzel bir gün geçirdiğimiz için bana bir hediye almaya çıktın sandım, birkaç saat sonra da ankladım ki muhtemelen daldın ve beni unuttun. | Open Subtitles | اعتقدت مبدئياً بأنكِ تسللتِ لشراء هدية لي بما أننا حظينا بنهار رائع ثم بعد ساعتين أدركت أنكِ حنقتِ ونسيتني على الأغلب |
| Ama o sana hediye almaya dışarı çıktı. | Open Subtitles | فخرج لشراء هدية لك. |
| - Oh,sana hediye almaya gitti. | Open Subtitles | - لقد ذهب لشراء هدية لك - |
| - Ablama hediye almaya gelmiştim. | Open Subtitles | ذهبت لشراء هدية لأختي - ! |
| Daniel için hediye almaya gitti. | Open Subtitles | خرجت لشراء هدية لـ(دانيال). |