Bu fikri sizin aklınıza yerleştirmek istiyorum bir kişi de olsa her şeyde bir güzelliğin olduğunun farkında olan. | TED | لذلك أريد أن أزرع هذه الفكرة في رؤوسكم أنه يتطلب شخصاً واحداً لتكتشف بأن الجمال موجود في كل شيء |
Şahsen ben, her şeyde bir güzellik olduğunu düşünüyorum. | TED | و شخصياً بالنسبة لي، أعتقد أن الجمال موجود في كل شيء |
Bu kalıp tam bir klişe ama ben her şeyde bir güzellik olduğunu düşünüyorum. | TED | و هذا القالب هو مبتذل جداً لكنني أشعر أن الجمال موجود في كل شيء |
Ama her şeyde bir düzen arıyorsunuz, Müfettiş. | Open Subtitles | لكنك تريد إيجاد النظام في كل شيء,حضرة المفتش |
Okul, üniversite, mühendislik her şeyde bir numaraydı. | Open Subtitles | لقد كان الأفضل في كل شيء في يوم من الأيام قال لي : |
Her şeyde, bir olmamızı istiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن يكون هناك جانبين أريد أن نكون معا، في كل شيء |
Gördüğünüz gibi ben her şeyde bir güzellik bulurum. | TED | كما ترى، إنني أجد الجمال في كل شيء |
Ve tabii ki: "her şeyde bir güzellik bulurum " şahane bir klişedir. | TED | و بالطبع: "أجد الجمال في كل شيء" هي عبارة مبتذلة جداً |
Herkesin de, her şeyde bir güzellik bulduğunu düşünmüyorum, ancak her şeyde bi güzellik bulmama sebep olan şey bugün mükemmel olduğunu düşünmeme ve harika hissetmeme rağmen gençken kusurlu olarak görüldüğüm şeydir. | TED | لا أظن أن الجميع يعتقدون أن الجمال موجود في كل شيء لكن السبب الذي يجعلني أشعر أن الجمال موجود في كل شيء هو لأنه عندما كنت صغيرة كان يتم مضايقتي بسبب شيء أجده الآن رائعاً |
her şeyde bir ılımlılık olduğunu unutma. | Open Subtitles | تذكري دائماً الإعتدال في كل شيء |
her şeyde bir bulmaca görmeyi öğrenmenin. | Open Subtitles | التعلم على رؤية الألغاز في كل شيء |
Sana göre sen her şeyde bir tanrıydın. | Open Subtitles | أنت تعتقدُ أنك بارعٌ في كل شيء. |
her şeyde bir çatlak var. | TED | هناك صدع في كل شيء. |
- Senin yaptığın her şeyde bir sakınca var. | Open Subtitles | هناك ضرر في كل شيء تفعله |