her birinin yer yer demokrasiyi başkalarının da ilişkilendirilebilir bulması için bulduğu ayırt edici özelliği var. | TED | لدى كل منهم طريقة متميزة ذات جذور محلية لجعل الإيمان بالديمقراطية مرتبطًا بالآخرين. |
her birinin Afrika kökenli öğrencileri olacak, ve bilimin değişik alanlarında uzmanlaşacaklar. | TED | في كل منها سيكون هنالك هيكل طلابي من كافة أنحاء إفريقيا و لكن يتخصص في نواح مختلفةٍ من مناح العلوم |
Eğer pervanelerden her birinin hızını arttırırsanız, robot uçuşa geçiyor ve yükseliyor. | TED | و إذا زدت سرعة كل من تلك الدوارات ، فإن الروبوت يبدأ في الطيران. والتسارع. |
Tasarrufumuzda bulunan yüz kanun adamından her birinin saatte 30 evle ilgilendiğini düşünürsek bölgeyi üç saat içinde tarayabiliriz. | Open Subtitles | مع 100 شرطى يصبح لكل واحد 30 منزلا فى الساعة نحن يمكن أن نفتش المنطقة فى ثلاث ساعات |
Zor olduğu oluyordu ama çocuklar eğlenceli oluyor. her birinin farklı bir ihtiyacı oluyor. | Open Subtitles | ربّما هذا شاق، لكن الأطفال ممتعون، فكلّ واحد منهم له احتياجات مختلفة. |
her birinin hem erkek, hem de dişi cinsel organı vardır. | Open Subtitles | كُلّ واحد عِنْدَهُ كلتا أعضاء الجنسِ الذكريةِ والأنثوية. |
29 oğlandan her birinin DNA'sının bir kısmı eksik. | Open Subtitles | كلّ واحدٍ من الفتيةِ الـ 29 ينقصه جزءٌ من حمضه النوويّ. |
her birinin sağdıç olacak bir arkadaşı var mıydı sanıyorsun? | Open Subtitles | اتعتقد ان كل فرد منهم لديه شخص ليكون وزيراً له؟ |
Aşılar her birinin ihtiyaçları için özel olarak hazırlanıyor. | Open Subtitles | الحقن مجهزة لإحتياجات كل شخص من الطاقم |
Bilmemiz gereken tek şey, onlardan her birinin gerçekleşmiş olması. | Open Subtitles | كل مانحتاج معرفته أن كل واحد منهم كان دون فائدة |
- onlar kutulardır- her birinin içerisinde oldukça belirgin şeyler oluyor. | TED | وهى هذه الصناديق , وداخل كل واحدة جد منفصلة شيء يحدث |
Bunları her birinin arabasına yerleştirmeni istiyorum. | Open Subtitles | أحتاج منكِ أن تلزقي واحدة بكل سيارة |
her birinin içinde mermi olan çikolata parçacıklı bir düzine kurabiye. | Open Subtitles | أحتاج لعشرات من قطع الكعك مع رصاص في كل منهم |
her birinin özellikle gösterilerini yaptığı sadece kendilerine ait bir yeri var. | Open Subtitles | كل منهم يملك رقعة معينة من الأرض، فناءه الذي سيعرض عليه، ليس غيره. |
Yeterli zaman aralığında, her birinin takip ettiği bir şablon oluşturulabilir. | Open Subtitles | بمرور وقت كافي من الممكن ان تدرك بوضوح النمط الذي سيتبعه كل منهم |
Zaman içinde, her birinin rolünü bulmak çok zordur. | TED | لذا فإنه من الصعب جدا أن نكتشف أي دور يلعبه كل منها. |
Şu an her birinin 1 yüzü kırmızı boyalı 6 yanal kübünüz oldu. | TED | الآن لديك المكعبات المتوسطة الستة التي تحتوي كل منها على وجه واحد باللون الأحمر. |
her birinin 4 boş yüzü olan tam 6 adet küp kaldı. | TED | وهناك 6 مكعبات متبقية، كل منها يحتوي على 4 وجوه فارغة. |
Ama her birinin aslında kuralları çiğnediğini ve nasıl yaşanılacağına dair farklı bir çözümlerinin olduğunu görüyoruz. | TED | لكننا نرى أن كل من هذه في الواقع تخترق الحياة، ولها طريقة مختلفة لمعرفة كيف تعيش. |
her birinin eline bir çubuk sopa verirdim - ve kırın derdim' 'tabii ki kolayca kırarlardı. | Open Subtitles | كنت أعطى لكل واحد منهم عوداً و أطلب منه أن يكسره بالطبع كانوا يستطيعون القيام بذلك بسهولة |
Zor olduğu oluyordu ama çocuklar eğlenceli oluyor. her birinin farklı bir ihtiyacı oluyor. | Open Subtitles | ربّما هذا شاق، لكن الأطفال ممتعون، فكلّ واحد منهم له احتياجات مختلفة. |
Bu yıldızların her birinin etrafında dönen uydular olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أن يكون هناك أقمار تَدُورُ حول كُلّ واحد مِنْ هذه النجومِ |
Silahları çalan insanları, silahları sattığın insanları her birinin isimlerini. | Open Subtitles | الأشخاص الذين كانوا يسرقون الأسلحة التي تبيعينها... كلّ واحدٍ منهم. |
her birinin kendine özgü kişilikleri olup farklı yönlerde ilerler. | TED | كل فرد لدية شخصية فريدة موجهةً لاتجاه معين. |
Katillerin her birinin fazladan bir kurbanı var. | Open Subtitles | كل شخص من القتلة لديه ضحية إضافية |
her birinin ahlaksız ve kana susamış katiller olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | أن كل واحد منهم شـرس ، متعطش للدم ، قــاتــل |
Ve her birinin insanlar tarafından idare edildiğini düşünün. | TED | وتخيلوا كل واحدة يتم التحكم بها بواسطة البشر. |
Bunları her birinin arabasına yerleştirmeni istiyorum. | Open Subtitles | أحتاج منكِ أن تلزقي واحدة بكل سيارة |
Ve geceleyin her birinin içinden suni ışık sızıyor ve dışarıya çıkıyor. | TED | وليلا، ضوء اصطناعي في كل واحده ينبع ويخرج إلى الخارج. |
Bu genlerin her birinin hastalık teşhisine yardımcı olma olasılığı var. | TED | لدى كل واحد من هذه الجينات إمكانية الإختبار التشخيصي. |