Şehrin her yerinden insanlar gelmişlerdi bu parkları görmek için. | TED | جاء الناس من جميع أنحاء المدينة ليكونو في هذه الحدائق. |
dünyanın her yerinden insanların yaşadığı ve çalıştığı uluslararası bir şehir. | Open Subtitles | المدينة الدولية التي يعيش فيها الناس ويعملون من جميع أنحاء العالم |
Yarın ülkenin her yerinden insanlar olayın yıldönümünde bir araya gelecekler. | Open Subtitles | غداً هو يوم الذكرى ، وسيجتمع الطلاب من جميع أنحاء اليابان |
UNICEF'teki işimin en sevdiğim yanı dünyanın her yerinden gençlerle konuşma, tanışma ve onları dinleme imkanına sahip olmam. | TED | الجانب المفضل من وظيفتي في اليونيسف هو فرصة الحديث والاستماع ومقابلة هؤلاء الشباب من كل أنحاء العالم. |
Bu sadece Bangladeşli inşaat işçileri için değil, dünyanın her yerinden işçiler için böyle. | TED | لا يتقصر الأمر على موظفي البناء البنغلادشيين بل يطال موظفين في جميع أنحاء العالم |
Neredeyse 85 bin kişi o videoyu izledi ve sonra bize ülkenin her yerinden e-posta göndermeye başladılar, şehirlerine gelmemizi ve yüzlerini göstermelerine yardım etmemizi istiyorlardı. | TED | حوالي 85000 شخص شاهد هذا الفيديو وبدأو مراسلتنا من جميع انحاء الدولة يطلبون منا مساعدتهم لاظهار وجوهم. |
Dünyanın her yerinden birçok İnsan bu güzelliği görmeye geliyor. | Open Subtitles | هناك أناس كثيرون يأتون إلى هنا من جميع أنحاء العالم |
En üst seviyede, dünyanın her yerinden gelen seçilmiş filmler yer alıyor. | Open Subtitles | عند المستَوى الأعلى هناك الإنتقاء الرسّمي، أفلام تنتقّى من جميع أنحاء العالم |
Dünyanın, ülkenin her yerinden insanlar gelmeye başladı, destek olmak ve seslerimizi birleştirmek için. | TED | بدأ الناس يحضرون من جميع أنحاء العالم، من جميع أنحاء البلاد لتقديم الدعم ضم أصواتهم لأصواتنا. |
Bu parayla, dünyanın her yerinden bir grup genç mühendisi işe aldım ve Hollanda'nın Rotterdam kentinde bir fabrika kiraladık. | TED | وبهذا المال، وظفت فريقا من المهندسين الشباب من جميع أنحاء العالم، واستأجرنا مصنعا في روتردام في هولندا. |
Bu sonuçlar ortaya çıktığından beri dünyanın her yerinden politikacılar, eğitimciler, araştırmacılar bu sistemin başarısının arkasında ne olduğunu anlamaya çalıştılar. | TED | ومنذ الإعلان عن تلك النتائج، حاول صناع القرار والمدرسين والباحثين من جميع أنحاء العالم معرفة ما السر وراء نجاح تلك الأنظمة. |
Ama şimdiden dünyanın her yerinden video ve fotoğraf almaya başladık. Antarktika'da buzun altında çekilen bu fotoğraf onlardan bir tanesi. | TED | وبدأنا حاليًّا بالحصول على فيديوهات وصور من جميع أنحاء العالم من ضمنها هذه اللقطة من تحت الثلج في الأنتاركتيكا |
Dahası, her dokuz haftalık kursta bir, yeni bir sınıf arkadaşıyla tanışıyorlar, dünyanın her yerinden gelen yepyeni bir dizi öğrenci. | TED | و علاوة على ذلك، لكل خطة دراسية من 9 أسابيع، يقابلون نظيراً جديداً مجموعة جديدة كلياً من الطلاب من جميع أنحاء العالم. |
Dünyanın her yerinden insanlar aramaya, e-postalar yollamaya başladı. | TED | بدأ الناس من جميع أنحاء العالم بإرسال الرسائل الإلكترونية والاتصال هاتفيًا. |
Ve Afrika'daki bütün genç öğrencileri, dünyanın her yerinden gelen öğretim elemanları ile bir araya getirelim ve onlara mükemmel bir eğitim vermeye çalışalım. | TED | و لنوظف طلابا من جميع أنحاء إفريقيا و لنجمعهم بمحاضرين من جميع أنحاء العالم و لنحاول إعطائهم تعليما رائعا |
Dünyanın her yerinden gelen insanlarla tanıştım, yüzler, ırklar, cinsiyetler, tefeciler. | TED | قابلت أناساً ينحدرون من كل أنحاء العالم، شخصيات بارزة، أعراق، أجناس، مرابين. |
Amerika ve onun özellikle filmlerinin içeriği dünyanın her yerinden izleyicilerin hayal dünyasını zapt ediyor. | TED | الولايات المتحدة ومحتواها، الأفلام على وجه الخصوص، قد استحوذت على خيال الجماهير في جميع أنحاء العالم. |
İskender dünyanın her yerinden topladığı hazineleri iki yerde depoladı. | Open Subtitles | قام الاسكندر بجمع الكنوز من جميع انحاء العالم وقام بتخزينها في مكانين |
Kendi başlarına kendi kasabalarında Sivil Cumartesi'yi yönetmek için dünyanın her yerinden insanları eğitmeye başlamak için sivil bir seminer düzenlediğimizden beri farkındalar. | TED | لقد أنشأنا منذ ذلك الحين مدرسة دينية مدنية لتدريب الناس من كل مكان لقيادة تجمعات السبت المدنية بأنفسهم وفي مدنهم. |
Geminin her yerinden hasar raporları alıyorum! | Open Subtitles | أتلقى تقارير بأجزاء مدمرة بجميع أنحاء السفينة |
Kurak Vadiler, Mars'ın yüzeyine dünyanın başka her yerinden daha çok benzer. | Open Subtitles | الوديان القاحلة أقرب ما تكون إلى سطح كوكب المريخ من أي رقعة أخرى على كوكبنا |
Dünyanın her yerinden insanlar sadece para harcamak için gelirler. | Open Subtitles | يَجيءُ الناسُ مِنْ جميع أنحاء العالم فقط لإعْطاء مالهم. |
Bunu düşünmenin bir yolu olarak dünyanın her yerinden veri seti topladım. | TED | لتخيّل ذلك، جمعت أكبر القواعد البيانيّة من كلّ أنحاء العالم. |
Dünyanın her yerinden mektup için geliyorlar | Open Subtitles | يأتون مِن جميع أنحاء العالم كل يوم. لكن, أخذ خطاباتهم؟ |
JF: Buna çok yoğun bir ilgi var, daha önce de belirttiğim gibi dünyanın her yerinden insanlar kendileri başlatabilir mi diye soruyorlar. | TED | ج ف: حسناً، كان هناك اهتمام كبير بها، وكا قلت، من كافة أنحاء البلد، الناس يسألون هل يمكن القيام بنفس الشيء. |
Emily'nin mezarı dünyanın her yerinden ziyaretçi çeken resmi olmayan kutsal bir türbe haline geldi. | Open Subtitles | أصبح قبر إيميلي مزاراَ مقدساً تقصده الناس من كل أرجاء العالم |
Dünyanın her yerinden şeyler burada tekrar inşa edilmiş; tarihlerinden ve onları daha farklı deneyimleyen insan lardan uzakta. | TED | أشياء من أنحاء العالم أُعيد بناؤها بعيداً عن حضارتها، وبعيداً عن الناس الذين عاشوها بشكل مختلف. |
Burada Afrika'nın her yerinden Gana'dan, Malavi'den, Kenya'dan hatta bir tanesi ABD'den ve şimdi de takımımızda yer alan | TED | ولذا هناك فريق من المطورين من كل انحاء أفريقيا، يشاركون في فريق العمل الآن من غانا، من ملاوي، من كينيا |