Bunca yıl sonra, Hiç beklenmedik bir yerde işime yaradı. | Open Subtitles | و يارجل، ها هي تلك السنين تساعدني بشكل غير متوقع |
Ekselansları eğer bu Hiç beklenmedik, bu tatsız haber doğruysa.. | Open Subtitles | صاحب السمو ، إذا كان هذا صحيحا، هذا غير متوقع تماما وخبر غير سار |
- Annenden mi? Evet. Dün Hiç beklenmedik bir anda geldi ve hemen kızımı nasıl yetiştirmem gerektiği konusunda vaaz vermeye başladı. | Open Subtitles | اجل لقد ظهرت بالأمس بشكل غير متوقع وبدأت فورا باخباري كيف اقوم بتربية ابنتي |
Bu Hiç beklenmedik bir sürpriz, bayan. Bana mı getirdiniz? | Open Subtitles | انها مفاجأة سارة غير متوقعة لى اذن, هذه لى ؟ |
Çılgın ve vahşi bir şey istiyorum, Hiç beklenmedik bir şey. | Open Subtitles | أحتاج شيء مجنون شديد الحماس شيء غير متوقّع كليا |
Hiç beklenmedik bir düşmanım oldunuz. | Open Subtitles | لم نتوقع بأنك خصم عنيد |
Hiç beklenmedik birinden. | Open Subtitles | شخصٌ غير متوقعٍ تماماً |
Ve bunu değiştirecek Hiç beklenmedik bir gelişme olacaktır. | Open Subtitles | وينبغي أن يحدث شيء مذهل غير متوقع لتغيير الوضع |
Bunu yaparken ışıkla ilgili Hiç beklenmedik bir şeyi keşfettiler. | Open Subtitles | لكن، بالقيام بذلك، اكتشفوا شيئا غير متوقع جدًا له علاقة بالضوء. |
Ve bu değişim Hiç beklenmedik bir yerden geldi. | Open Subtitles | و التغيير سيكون يأتي من مكان غير متوقع جداً. |
eğer bir şeyler olur da Hiç beklenmedik bir şekilde gitmeme izin verirlerse, beni arıyor olmandan hiç kuşku duymayacağım. | Open Subtitles | اذا حدث شىءٌ ما وأصبحت حراً بشكل غير متوقع... فسوف تأتى للبحث عنى بلا شك |
Kar, gelişiyle birlikte Hiç beklenmedik ziyaretçileri de beraberinde getirdi. | Open Subtitles | أثناء سقوط الثلج جائنا زائر غير متوقع |
Evet, bu Hiç beklenmedik bir gelişmeydi. | Open Subtitles | هذا تطور غير متوقع لذلك سيداتي سادتي |
Objektiften ilk kez baktığım zaman, Hiç beklenmedik yerlerde, büyülü şeylerle karşılaşabileceğimi anladım. | Open Subtitles | ،تعلم، أوّل مرّة أرى عبر عدساتي أدركت أن بوسعي إيجاد السحر في أماكن غير متوقعة |
Ve sen, Hiç beklenmedik sürpriz. | Open Subtitles | وأنتِ يا عزيزتي, يالها من مفاجأة غير متوقعة. |
Hiç beklenmedik bir misafiri vardı. | Open Subtitles | كان لديه زائرٌ غير متوقّع البتّة |
Bu Hiç beklenmedik ve kabul edilemez bir sürpriz. | Open Subtitles | هذا غير متوقّع وغير مقبول |
Hiç beklenmedik bir düşmanım oldunuz. | Open Subtitles | لم نتوقع بأنك خصم عنيد |
- Hiç beklenmedik birinden. | Open Subtitles | شخصٌ غير متوقعٍ تماماً |
Yukarıdaki satırları yazdığımdan beri Hiç beklenmedik önemli bir şey oldu. | Open Subtitles | بعد ما كـُتـِبَ اعلاه، شيء هو اكثر جدية وغير متوقع قد حدث. |
Onu Hiç beklenmedik anların eğer hazırsan nasıl hayatını değiştirebileceğini bana hatırlatsın diye dolabıma astım. | Open Subtitles | علّقتها في خزانتي لتذكّرني بأن اللحظات غير المتوقعة يمكنها أن تغيّر حياتك إذا كنت مستعداً لها |
Hiç beklenmedik türler de dahil bir sürü canlı ortaya çıkar. | Open Subtitles | كلأنواعالمخلوقاتتظهرالآن ، متضمناً بعض المخلوقات الغير متوقعة بحق. |