Buradaki asıl slogan: Evren'in dışında hiç bir şey yok. Yani evrenin dışında bulunan bir şeyi açıklamaya çalışmak yersiz. | TED | لذا الشعار الأساسي هنا، لا يوجد شيء خارج الكون، و هذا يعني أنه لا يوجد مكان لتقوم بتفسير شيء ما في الخارج |
İp üzerinde sana öğretebileceğim hiç bir şey yok. | Open Subtitles | على الحبل ، لا يوجد شيء يمكنني أن أعَلمه لكِ |
Hayatımda başka hiç bir şey yok. | Open Subtitles | أَرْجعُ للبيت مِنْ العملِ، وكُلّ عِنْدي عملُي. هناك لا شيء ما عدا ذلك في حياتِي. |
Korkacak.... Korkacak hiç bir şey yok. | Open Subtitles | لايوجد شئ تخافو منه |
Pis su borularında, kilimde ve çamaşır sepetinde hiç bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شئ في المجارير ولا على السجاد ولا في سلة المهملات |
Alacak hiç bir şey yok. Külleri üzerinde dua ettim. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء ليأخذوه لقد صليتُ على رفاتهم |
Bunu değiştirmek için yapabileceğimiz hiç bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء ممكن أن يفعله أحد منا ليغير ما هو مقدر |
Demek istediğim bunu değiştirmek için yapabileceğimiz hiç bir şey yok. | Open Subtitles | مما يعني أنه لا يوجد شيء أكثر لا يمكن لأحدنا أن يفعله ليغير هذا |
Oraya geri dönme fikri... orada mantıklı hiç bir şey yok. | Open Subtitles | فكرة العودة إلى هناك لا يوجد شيء منطقي هناك |
Bu adamın yapamayacağı hiç bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء لا يستطيع هذا الرجل فعله سبب تأخير بسيطا هذا الصباح |
Pekala, istatistik, takma ad, hiç bir şey yok. | Open Subtitles | حسنـًا، الإحصائيات، الأسماء المستعارة لا يوجد شيء |
Sıkı çalışıp, hiç uyumayıp, hayatımızdaki tüm sorumluluklardan kaçınırsak, yapamayacağımız hiç bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء لا نستطيع فعله لو عملنا بجد ، ولا ننام أبداً و نتجب جميع المسؤليات في حياتنا |
Yapabileceğim hiç bir şey yok. | Open Subtitles | هناك لا شيء الذي أنا يُمْكِنُ أَنْ أعْمَلُ. |
Korkacak hiç bir şey yok. | Open Subtitles | لايوجد شئ لتخافى منه |
DNA yok, parmak izi yok, hiç bir şey yok. | Open Subtitles | لا حمض نووي، لا بصمات، لا يوجد شئ |
Onunla ilgili tanıdık gelen hiç bir şey yok mu? | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء مألوف عنها ؟ |
hiç bir şey yok. | Open Subtitles | لا إشارةَ منه. |
Hayır, kesinlikle hiç bir şey yok. | Open Subtitles | لا. بالتأكيد لا شيء بداخله |
Ne lazımsa. Belinde hiç bir şey yok dedi. | Open Subtitles | و لقد قال أنه لا يوجد أي شيء خاطئ في ظهره |
Demek plandaki yerim için bana söyleyebileceğiniz hiç bir şey yok. | Open Subtitles | إذن، ليس هنالك شيء لتخبرني به عن دوري في الخطة ؟ |
Bir adamım dış dünyada sıkışıp kaldı ve bu işin sonunu bulana kadar onun için yapabileceğim hiç bir şey yok. | Open Subtitles | لدي ضابط معزول عن العالم وليس هناك شيء يمكن ان افعله له حتى أصل لحقائق الأمور |
Çünkü, 1990'da Reddington ortadan kaybolduğundan beri dosyasında hiç bir şey yok. | Open Subtitles | لإنه لا يوجد شيء في ملفه منذ عام 1990 عندما إختفى " ريدينجتون |
Memur bey ceplerini kontrol ettim, hiç bir şey yok. | Open Subtitles | ايها الضابط,لقد تفقدت جيوبها,ليس هناك اي شيء فيهن, وقد تحفظت على نقالها |
Müebbet birine verebileceğiniz hiç bir şey yok. | Open Subtitles | ليس لديك شيء تمنحه لرجل مسجون مدى الحياة. |
İşimize yarayacak hiç bir şey yok. | Open Subtitles | وقام خلاله، لا شيء يمكن أن نستخدمها. |
Ne kadar çırpınırsam çırpınayım tutunacak hiç bir şey yok senin dışında. | Open Subtitles | كل شيء بدى كئيباً ،مهما قاومت وتماسكت لا شيء ينجدني |